Erdoğan giderse Türkiye süper güç olacak!
- GİRİŞ17.03.2016 08:39
- GÜNCELLEME18.03.2016 08:09
Geçen hafta tekrardan ısıtılıp dolaşıma sokulan 'Erdoğan giderse Türkiye'ye demokrasi gelir' cinsinden edilen zeka geriliğinin karşılığı olan bu cümleyi önce ABD eski büyükelçileri büyükelçiler Morton Abramowitz ve Eric Edelman kurdular.
Görünür haliyle emekli büyükelçi ama aslında ikisi de CIA eskisiler.
Yazının özeti şu: “Erdoğan istifa etsin. Erdoğan giderse Türkiye’ye demokrasi gelecek”
Oldu canım yersen cevizli sucuk var dolapta!
Bu eski CIA mensubunun birçok ortak özelliği var: İki şahıs da Yahudi kökenli Amerikan vatandaşı.
Musevi dinine mensuplar. Hatta Eric Edelman’ın annesi İstanbul Yahudilerinden. Bu iki zeki şahsiyet! Başarı merdivenlerini 10’ar 10’ar çıkanlar familyasından geliyorlar. Hangi ülkede operasyon yapılacaksa bizzat bulunmuş tiplerden şimdi de yaşlandıkları için basın yoluyla algı oluşturmak istiyorlar herhalde!
İki gün önce de bölücü örgüt PKK'nın bebek katili sözde liderlerinden Cemil Bayık isimli şahıs İngiliz Teh Times gazetesine kustuğu demecinde 'Tek amacımız Erdoğan'ı devirmek... Onun rüyalarının gerçeğe dönüşmesinin önündeki en büyük engel biziz. Eğer Erdoğan bizi saf dışı bırakırsa, kazanır... Erdoğan'ı ve AKP'yi devirmek istiyoruz. Erdoğan ve AKP devrilmedikçe, Türkiye asla demokratik bir ülke olamaz."
Meselenin ne olduğunu kavramak için artık allame-i cihan olmaya gerek yok. Erdoğan giderse Türkiye'yi parçalı bir şekilde teslim alma hayalleri görüyorlar.
Türk Devleti'nin bekasının Erdoğan'dan geçtiği ve onun liderliğiyle beraber dönüşen, gelişen, büyüyen, tüm mazlum milletlere umut olan Türkiye'yi istemiyorlar. Aslında böyle bir Türkiye'den haz etmiyorlar.
Yoksa enflasyonu yüzde 400 olan, faiz oranları yüzde 70'lerde gezen, IMF'e milyarlarca borcu olan bir Türkiye en sevdikleri devletler kategorisinde ilk sırayı alır.
Erdoğan öncesi Türkiye'nin nasıl demokrasi abidesi bir ülkede olduğuna ve kişi başına düşen gelirin 35 bin dolar seviyelerinde olduğunu tabi ki çok iyi biliyoruz.
O yüzden 2002 öncesini o kadar özlüyoruz ki, sormayın.
Çok uzağa gitmeden lafı da fazla uzatmadan biraz nostalji turu yapalım:
1990'ların başı: Faili meçhul cinayetlerin kol gezdiği, Kürt kelimesini cümle içinde kullananlara en az 10 yıl hapis cezalarının verildiği demokrasi şölenin yaşandığı nadide yıllar.
1993: Darbe zemini için suikasta uğramayan kimsenin kalmadığı en aydınlık yılımız.
1995: Ekonomik kriz... Aylarca hükümetin kurulamayışı...
1997: Darbenin ayak sesleri... İsrail merkezli operasyonlar... Seçilmiş hükümetin lağv edilmesi. Azınlık hükümeti
1999: Anasol- M hükümetiyle zam rekorlarının kırıldığı, 1 cent için IMF'in kapısında dilendiğimiz zamanlar...
1999 depremi... Deprem sonrası Ankara'dan Kocaeli'ye gidemeyen bir hükümet. Üç binayı bile inşa edemeyen bayındırlık bakanlığımız.
2001 ekonomik krizi. Devleti bir gecede çökertme operasyonu. Ekonomik terörle devleti dizayn etmek.
2002: Anadolu ihtliali...
14 yılı buraya yazarsam ne sayfa kalır ne de vakit.
Çok kısa bir özet:
'Kart- Kurt'tan özel okullarda ana dilde eğitim. TRT Kurdi... Tanınmayan hiçbir hakkın kalmaması.
Dünyanın en büyük 17. Ekonomisi.
Milli piyade tüfeği, Göktürk 2 uydusu, ATAK helikopteri, Kirpi tankları, yerli otomobil proto tip, kendi savaş uçağının alt yapısının hazırlanması, yerli İHA...
Kişi başına düşen gelirin 800 dolardan 10 bin doları geçmesi.
Her manada büyük kalkınma hamleleri...
En önemlisi: Tüm dünya mazlumlarının hamisi olmak. Bu da güçlü ekonomi ve güçlü devlet yapısıyla olabilecek bir durum.
Türkiye'yi bölmek ve yıkmak isteyenler son 3 yılda tüm güçleriyle saldırıya geçti.
Önce Gezi terörizmiyle hükümeti yıkmak istediler. Bu olmayınca, yıllardır besledikleri FETÖ'yü sahaya sürüp Mursi'ye yapmak istediklerini 17-25 Aralık darbesiyle Erdoğan’a yapmak istediler. O da Erdoğan'ın duruşu ve ferasetiyle geri tepince ellerinde kalan son kozun tasmasını çözdüler.
Taşeron bölücü örgüt PKK ve onun türevleriyle; Erdoğan'a, yani devlete diz çöktürmek istiyorlar. Allah'ın izni ve tüm dünya Müslümanları'nın duasıyla bu belayı da def edip tarihin çöplüğüne atacağız.
Sonunda öyle ya da böyle bu kutlu doğum gerçekleşecek. Tarihin yeniden yazıldığı dünyada 4 kıtada İslam sancağını dalgalandıran imparatorluğun varisleri, geçmişten aldığı ulvi ruhla mübarek tuğları 9 iklime yeniden dikecek.
Her şeyin ayan beyan gözüktüğü artık şeytani planların bile gizlenme gereği duyulmayan böyle bir zamanda: Bu milletin yeniden dirilişi için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sahip çıkmak fiili ve kavli duayla beslemek her vatan evladının birinci görevidir.
serkan.ustuner@haber7.com
twitter: sustuner
Yorumlar5