Çanakkale ruhuyla yeniden

  • GİRİŞ18.03.2016 08:23
  • GÜNCELLEME20.03.2016 08:51

Çanakkale Savaşları’nın 101. Yılı.. üzerinden bir asır geçmesine rağmen her gün hatırlamamız gereken o büyük direnisin bize öğrettiği en önemli şey: Vatan toprağının vazgeçilmez olduğudur.

Anadan, yardan serden geçmenin bir diğer adı: Çanakkale’dir.

Akif'in yüzyılları aşan mısraları tüm hikayenin özetiydi aslında.

Yedi düvel karşısında yapılan savaş bir ölüm - kalım mücadelesiydi.

Ya milletçe yok olacaktık ya da yeniden diriliş için bir meşale yakacaktık.

Neticede İngilizleri Çanakkale’nin serin sularına bırakırken bir devrin battığı yerde yeni bir devir başlıyordu.

Şimdi size Çanakkale’de neler olduğunu ya da nelerin yaşandığını anlatacak değilim. Hepimiz ilkokul çağlarından itibaren Çanakkale ile ilgili birçok menkıbe dinlemiş birkaç kitap okumuş ya da ortaöğretim tarih kitaplarında Çanakkale’yi işlemişizdir.

Ben oradaki ruhu çok önemsiyorum. Salt olaylar dışında durulması gereken ‘Çanakkale ruhudur’

Her türlü imkansızlığa rağmen bir imkan oluşturup iman varsa imkan da vardır düsturunu aklından bir an bile çıkarmayan bir iman hareketinden bahsetmek çok daha faydalı olacaktır.

Artık her anlamda tükenmekte olan bir imparatorluğun son şansı ülkesinin işgal edilmemesiydi.

Velev ki İngilizler boğazı geçselerdi bugün ortada konuşacağımız ne bir devlet ne de bir millet olacaktı.

İstanbul’a geçilseydi bugün bu topraklarda azınlık olarak yaşayacak ve hiçbir hakkınızın olmadığı prangalı kölelere dönecektik.

Bu yüzden Çanakkale son 100 yılın en önemli olaylarından biridir. Hatta en önemli vakasıdır.

Eğer bir kurtuluş savaşı verdiysek ve yeniden bir devlet kurulabildiyse bu Çanakkale’de verilen mücadelenin sayesindedir.

Yani Çanakkale sadece bir cephe değil aynı zamanda bir devletin yeniden doğuşundaki ilk hamledir.

Aradan 101 yıl geçti ve Batılı emperyalistler hala emellerinden vazgeçmiş değiller.

Topla, tüfekle alamadıkları Türk yurdunu bugün başka türlü tezgahlarla ele geçirmek istiyorlar.

Yakın dönemimize baktığımız zaman devletin tüm enerjisini içeride kaybettirecek oyunlar tertiplenmiş ve sürekli bu devlete bu millete imparatorluk varisi olduğu unutturulmak istenmiş.

Ekonomik buhranlar, sağ – sol olayları, PKK terörünün ortaya çıkarılması, darbeler, post modern darbeler, geziler, 17-25 Aralık darbesi…

Tüm bunlara rağmen devletimiz hiç olmadığı kadar güçlü ve vizyoner bir yapıda büründü. İmparatorluğun varisleri olduğunu hatırlayan ve bu yönde büyük ufuklar çizen, bu millete yeniden öz güvenini kazandıran Erdoğan gibi bir lider çıkıp geldi.

Şimdiki yaşananlara bakalım Güneydoğu’da her milletten terörist Mehmetçikle çatışıyor. Tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi. Akif ‘in şu satırı aklıma geliyor:

Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...

Sonra ümmet aklıma düşüyor... Diyorum ki millet ve ümmet için yeniden o ruhu kazanmalıyız. 

Akif’in şu satırları son birkaç yılda yaşadığımızı özeti değil mi?

Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini,

Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddîn'i,

Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...

Sen ki, İslâm'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;

Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;

Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,

Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...

 

Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,

Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.

 

Yorumlar2

  • fatih 9 yıl önce Şikayet Et
    Çanakkaleyi anlamayan bu gün oynanan oyunu anlayamaz
    Cevapla
  • camdan adam 9 yıl önce Şikayet Et
    Haydi inşallah
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat