CHP genel başkanının hezeyanlarını hep beraber izlemekteyiz. Kendinden bir mağdur oluşturma çabasını ibretle, hayretle takip edip gülmekteyiz.

Her şey şehit cenazesinde, şehit yakınlarının en demokratik bir şekilde tepki göstermesiyle başladı.

Terör örgütüne ve onun siyasi uzantısına verdiği desteği ayan beyan bir şekilde ortaya koyması, hendek kazan teröristlere ‘Arkadaş’ demesi, bölgeye gönderdiği heyetlerin yazdıkları raporlarda ‘Devlet katildir’ başlığıyla manifesto yayınlamasının elbette bir karşılığı olacaktı.

Üstüne üstlük bu kadar yapılan işlerin ardından şehit cenazesinde arz-ı endam etmesi zaten şaşırtıcıydı.

Evet ilk tepkinin ardından önünde durulamayan bir sel gibi her şehit cenazesinde haklı olarak aynı manzara yaşandı.

Fatih Camii’nde şehidin dayısının gösterdiği tepkinin ardından ‘Öz koruma’ adı altında bir şey tertipleyen Kılıçdaroğlu ‘Bundan sonra biz kendimizi koruyacağız. Güvenlik güçlerine gerek yok’ diyerek HDP özentisi hareketlerine bir yenisini daha ekledi.

Kendisine kurşun atan şahsın ‘AK Partili’ olduğunu ileri sürdü ama saldırganın kendi sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafta CHP’ye oy verdiği belgelendi.

Yani bu tezviratta tutmadı ama bu yolda yılmak yoktu. Midyat şehitlerinden kızımızın cenaze töreni için Edirne’ye gideceğini ilan edip dört bir parti teşkilatına da haber salındı.

Bu kez şehidin eşi Kılıçdaroğlu’yla aynı safta durmayı kendine yediremeyip yanından ayrıldı. Neden? Çünkü bunlar hep provokasyon!

Her gittiği yerde milletin tokadını yiyen Kılıçdaroğlu sonunda tekfirci bir zihinyete kavuşarak Müslümanları ‘Kâfir’ ilan etti.

Kendi sözlerini aynen aktarıyorum “Ramazan ayındayız. Mübarek bir aydayız. Hepimizin manevi duygularının yoğunlaştığı bir aydayız. Eğer cenaze namazına gidip namaz kılıyorsanız ve birileri orada size provokasyonlarla hakaret etmeye kalkıyorsa onların hiçbirisi Müslüman değildir. “

Kılıçdaroğlu, şehit yakınlarını Müslümanlıktan atarak yine bir ilke imza attı. Dinimizde böyle bir yetkinin kimseye verilmediğini bilmiyor. Tıpkı IŞİD ve onun türevi hastalıklı yapılarda mevcut olan herkesi kâfir ilan etme hastalığına mı yakalanmış bilemeyiz.

Bunu ilerleyen günlerde göreceğiz.

Tüm bunlar olup biterken CHP’liler ‘laiklik’ sloganları eşliğinde bu vatanda daha rahat yaşayalım diye gecesini gündüzüne katan, her gün şehit veren polislere tekme tokat eşliğinde saldırıp, küfür ediyordu.

Ne diyordu Tukidides “Güçlüler arzu ettiklerini yapar, zayıflar da başlarına geleni çeker...”

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner