1980 darbesine en çok FETO sevinmişti
- GİRİŞ02.08.2016 10:22
- GÜNCELLEME03.08.2016 07:08
Sistematik bir şekilde 40 yıl boyunca CIA’nın ve diğer derin güçlerin yetiştirmesi olan Fetullah Sabbah isimli ruh hastası, psikopat hainin üç ana hedefi vardı:
Türkiye’deki din anlayışını hümanist soslu söylemlerle tamamen bozuk bir hale getirmek.
Devlet olgusunu yok etmek.
Millet arasında nifak tohumları çıkartarak milliyet kavramını ortadan kaldırmak.
İşte bu büyük oyun için her şey hazırdı. Toplumun en yumuşak karnı olan ‘Din’ üzerinde oluşturulacak bir yapının içine gizlenip her türlü hain faaliyeti bu organizasyonda gerçekleştirirken dikkatte çekilmeyecekti.
Vakti ve zamanı geldiğinde ise gelecek emir doğrultusunda her şey kılıfına uydurulup gerçekleşecekti.
Peki tüm bunların ilk açılış kapısı ne zaman başladı?
1980 askeri darbesi bu ülkenin başına gelmiş en büyük belalardan biridir.
Ama buna da en çok sevinen ve sabah akşam Evren’e methiyeler düzen Fethullah Sabbah olmuştur. Çünkü bu tarihten itibaren Amerika’dan da gelen emirle tüm kurumları bir virüs gibi sarmaya başlamışlardı.
Türkiye’nin tüm beyin takımını cezaevlerinde yok etmiş, emniyet içindeki vatanperver unsurlar tasfiye edilerek yerlerine Hasan Sabbah’ın öğrencileri alınmaya başlanmıştır.
Evet! 1980 askeri darbesiyle beraber bu ihanet şebekesine tüm polis okulları ve polis akademisinin kapıları sonuna kadar bizzat Kenan Evren tarafından açılmış ve Emniyet teşkilatı kısa bir süre sonra bu yapının eline geçmiştir.
Ondan sonra gelen hükümetlerle de Makyavelist bir politika güdürek, en kritik noktalar tek tek ele geçirilmiştir.
Sonrası malum… 2013 yılına kadar kendilerini çok iyi gizlemeyi başardılar.
Dershanelerin kapatılması, 7 Şubat ihaneti, 17 -25 Aralık ile tamamen deşifre olan bu CIA yetiştirmesi grubun yapacağı son iş olan darbe girişimi Batınileri bile geride bırakmıştır.
Pensilvanya’daki malikane modern Alamut’un kendisidir. Cennet vaadiyle kandırılan haşhaşilerin bu çağdaki versiyonları kendilerine ‘Mehdi’nin askerleri’ diyecek kadar akıl ve şuurlarını kaybetmişlerdir.
Fedailerini cennete gidecekleri konusunda tam anlamıyla ikna ettikten sonra onların surlardan aşağıya atlamasını izleyen Hasan Sabbah fedailerinin kendilerini cennete gitme umuduyla ölüme bırakmalarının ardından şunları söylediği rivayet edilir:
"Onlar böylesine mutlu bir şekilde intihara giderken bir mucize olmasını bekledim. Tanrıdan bir işaret gelmesini, göklerin kararmasını yada yerin yarılıp kalemi yutmasını, güçlü bir rüzgar esse hatta güneşin önünü kara bir bulut kapatsa bile o fedailerin ölüm emrini vermez vazgeçerdim. Ama hiçbir şey olmadı. Öyle ki, onlar öldükten sonra bile bir işaret bekledim. Ama güneş hiçbir şey olmamış gibi kalemin üzerinde parlıyordu. O zaman dedim ki ya benden daha büyük bir güç yok, ya da tanrı benim yaptığım bütün bu şeylerden memnun..."
İşte tarihin gördüğü en hasta örgüt olan Haşhaşiler nice zalimlikler yaptılar. Selçuklu’nun yetiştirdiği en önemli devlet adamını öldürtmüş ki, Hasan Sabbah’ı yetiştiren de bu büyük vezirdir.
Her şey gibi Hasan Sabbah’ın da Alamut Kalesi’nin de sonu geldi. Her Firavun’nun bir Musa’sı vardır ya işte Feto isimli zalimin de karşısına Erdoğan gibi bir yusuf soylu çıktı ve fitne yuvasını dağıttı.
Ne diyordu Dedem Korkut:
Allah'ın verdiği umudun kırılmasın!
En sonunda arı imandan ayırmasın!
Serkan Üstüner - Haber7.com
serkan.ustuner@haber7.com
Twitter: sustuner
Yorumlar2