Yeni dünya düzeninde Türkiye'nin rolü
- GİRİŞ08.09.2016 09:52
- GÜNCELLEME09.09.2016 07:03
Türkiye ne zaman yüzünü Avrasya’ya dönse ABD’nin mutlak surette bir kirli tezgahıyla karşılaşıyor.
Şimdinin hikayesi değil. Dönemin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun Sovyet Rusya hamlesi ve Menderes’in Temmuz ayında yapmak istediği ziyaret bu ülkede 1960 darbesini getirmiştir.
Tıpkı 15 Temmuz darbe girişiminde olduğu gibi. Gerek Suriye meselesinde ABD’nin ikircikli tavrı gerekse artık çekilmez bir hale gelen Amerikan politikaları devletin yüzünü Asya’ya çevirmiştir.
Türkiye’de geniş çaplı ilk Avrasyacılık hareketi Balyoz ve Ergenekon kumpaslarının hemen öncesinde yaşanmış ve anında düğmeye basılarak, milli ordunun kalifiye elemanları tasfiye edilmek istenmiştir.
Bunu da herkesin malumu üzere FETÖ adlı ihanet çetesinin elemanlarına yaptırmışlardır.
Ardından devlet bir kez daha İstanbul – Pekin hattı için düğmeye bastığında bu kez milletin sinesinde duran ve Osmanlı tokadıyla yerle bir edilen soğuk savaş döneminden kalma stratejiler masaya yatırılarak 15 Temmuz planlanmıştır.
En son G20’de devlet artık son sözünü tüm dünyaya söylemiştir. Bundan sonra iflas etmiş ABD ve AB politikaları rafa kalkmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ki, dünyada vücut dilini en iyi uygulayan liderlerden biridir. Burada Rusya lideri Putin ve Çin Başbakanı Şi Çinping’le verdiği fotoğraf sadece bir kareden ibaret değildi. Devletin en tepesindeki kişi olarak Türkiye’nin tavrını ortaya koyan en net tavırdır.
Türkiye’nin yüzü Asya’ya sırtı ABD ve AB’ye dönmüştür. Bir anda bütün ilişkileri rafa kaldıracak diye bir durum yok. Peyder pey Türkiye tüm enerjisini ve gücünü Rusya, Çin ve Türkistan bölgesine kaydıracak.
G20’nin 11 ülkesi Asya’da. Yeni dünya düzeninde taşlar yerinden oynayacak. Çin’deki G20 bunun ilk işaret fişeğini ateşledi.
100 yıl önce İngiltere’nin çizdiği sınırlarda bugün yeniden Sykes – Picot’lar tezgahlanmakta. İngiltere haritaları çizdikten 50 yıl sonra buradaki varlığını Amerika’ya teslim etti. Amerika’da sermayeyi Yahudilere. İngilizler son 50 yılda yeniden stratejilerini belirleyip en iyi yaptıkları işi yapmaya koyuldular. İşgal edilen topraklara ilk olarak petrol şirketlerini gönderdiler. Ardından silah tüccarlarını. Kendi çizdikleri suni sınırları yeniden şekillendirmek için yeniden geldiler. AB’den çıkma operasyonu da batan Avrupa’dan tamamıyla bağlantısını kesmek için yapılmış iyi bir tezgahtı. Bu süreçte ABD ile olan ortaklığında da tempoyu düşürüp kendini yine steril ortamına çekmek için ilk hamlesini yaptı.
Dünyada artık dengeler değişiyor. Türkiye’de bu süreçte ilk fiili NATO saldırısını tekbir sesleri eşliğinde geri püskürttü.
300 yıl sonra ayağa kalkan sancağa bakalım bu kez nasıl saldıracaklar?
Şu anda mağlup olmanın şaşkınlığı içindeler. Bu yüzden iki gün önce Putin’in makam aracına karşı şeritten gelen arabanın çarpması ve baş şoförün ölmesinin tevafuk olmadığını bilmeliyiz.
Rusya gibi kapalı devletlerde bile kamikaze saldırı yapabileceklerini gösterdiler.
ABD ve Batı, Avrasya’nın dinamik gücünden korkuyor ve çekiniyor. Ama ne yaparsa yapsınlar güneşin doğudan doğmasını bu kez engelleyemeyecekler.
serkan.ustuner@haber7.com
twitter: sustuner
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol