Cumhuriyet gazetesi kimin parasıyla kuruldu?

  • GİRİŞ03.11.2016 07:56
  • GÜNCELLEME03.11.2016 10:31

Öncelikle şunu belirtmeliyim: 

Cumhuriyet bu ülkenin tek havuz medyasıdır. Devlet desteğiyle kurulan ve hiçbir özel müteşebbisin cebinden beş kuruş çıkmadan kurulan bir yayın organıdır. 

Şimdi Yunus Nadi'nin eşine yazdığı mektuba kulak verelim:

Gazete binasını alırken teminat mektubu almada hiç zorlanmadığını, karısına yazdığı mektuptan anlıyoruz:

"Binanın fiyatı 32.350 lira olarak tespit ettim. Binanın senin namına alınmasını muvafık buldum. Ve nihayet şu karıcığımın şu dar-ı dünyada bir dikili ağacı yoksa bile bir konağı olsun bari dedim. (...) Bunun için bankadan alınacak mektubu filan da vaktinde almış olmak lazım. Teklifnameyi sen kendi elinle imza et: Nazime Yunus Nadi veya Yunus Nadi"nin refikası Nazime dersin."

Cumhuriyet gazetesinin binası gibi matbaasının hikayesi de çok ilginçtir. Hagop Mateosyan"ın matbaası, 1949 yılında, Rize milletvekili Dr. Fahri Kurtuluş tarafından gündeme getirilir.

"1924"te yayınlanan bazı haberlere dayanarak, kıymeti 40-60 bin lira olan matbaanın ihale yapılmaksızın, Yunus Nadi"ye 2-3 bin liraya verildiğini ileri sürer. Karşılıklı suçlamalar, açılan davalar ihtilafı uzun süre canlı tutacaktır. Sonunda Fahri Kurtuluş"un 17 adet cevabi yazısını yayınlamamış olan Cumhuriyet, daha doğrusu gazetenin sahibi Nadir Nadi ve Yazı İşleri Müdürü Cevat Fehmi Başkut, Basın Yasası"na muhalefetten 3.400"er lira ağır para cezasına çarptırılır."

Mateosyan yurtdışına kaçtıktan sonra, matbaası "metruk" (terkedilmiş) addedilerek el konmuş, varislerine iade edilmemiştir. Devletin eline geçen matbaa, "usulsüz" işlemlerle, Yunus Nadi"ye önce kiraya verilmiş, daha sonra ihalesiz satılmıştır. Rize milletvekili Dr. Fahri Kurtuluş"un soru önergesine, dönemin maliye bakanı, " Nizam ve kanunda Emvali Menkule ve Metrûkenin ne suretle icar (kira) edileceğine dair hiçbir kayıt yoktur." iddiasında bulunmuştur. 

İşte birkaç gün önce Cumhuriyet gazetesine terör örgütleri FETÖ ve PKK’ya üye olmamakla birlikte terör örgütlerine yardım yaptığı gerekçesiyle operasyon düzenlendi.

Katı laik ve Kemalist bir çizgiden terör örgütünün basın bülteni haline gelen kağıt parçası, şimdilerde iki kardeş kesimi yine bir araya getirdi.

Terör örgütünün siyasi uzantısı parti ve CHP bu kez Cumhuriyet gazetesi bahanesiyle güçlerini birleştirdiler.

Baştan aşağı neresini tutarsanız elinizde kalan bir durum. Terör örgütüne yardım suçundan aranan kaçak genel yayın yönetmeni döneminde atılan manşetleri şöyle kısaca hatırlayalım:

Devletin kalbine bomba – Ankara patlaması sonrası

PKK yere izmarit bile atmıyor – Hain yuvasından röportaj

Bizi buna mecbur ettiler – Savcı Selim Kiraz’ın şehit edilmesinden sonra terörist konuşmaları

Daha bunlar gibi birçok zehirli manşetin ürünü olan ve tamamıyla terör örgütleri FETÖ ve PKK’nın basın ayağı gibi çalışan bu gazeteye sadece yapılması gereken kanuni süreç uygulandı, hepsi bu.

İşin en komik ve acı yanı da HDP ve CHP’nin bunun üzerinden demokrasi, insan hakları kabilinden ucuz cümleler kurması.

Bu terör propagandası yapan yayın organını ziyaret edenlere gözüm takılıyor. Bir bakıyorum: “İktidara gelirsek hükümet yanlısı tüm gazetelere el koyacağız" diyen Gürsel Tekin orada.

Neyden bahsediyor dersiniz? Tabii ki basın özgürlüğünden.

Bitmedi. CIA yetiştirmesi aptallar sürüsü FETÖ’cülerin ucuz taktikleri var bir de. İki laik teyzeye başörtüsü giydirip ellerine gazete tutuşturmuşlar. Onlar da basın özgürlüğüne destek veriyormuş! Yersen buzlu badem var dolapta!

Böylesine acınası bir durumdan vazife çıkaran Demirtaş ise “Gelin HDP - CHP birleşsin yüzde 60 oyla bu iktidarı devirelim” dedi.

En son Diyarbakır’da sokak çağrısı yaptığında toplanan kişi sayısı 76. Ama yüzde 60 oy alıyor. İşte böylesine müthiş bir siyasi dehası var. Aman kıymetini bilelim böylesine bir zekayı her yerde bulamayız.

Son bir parantez de Türk siyasetinin gerçekten görüp görebileceği en düşük profilli siyasi şahsiyete. Geçen gün bir televizyon programında söylediği sözlerden eminim kendi ailesi bile utanmıştır. Darbe gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Beyefendi Marmaris’te tatil yaparken Meclis bombalandı.” Dedi.

Bakın bunu az utanması olan, insan olabilen söyleyemez. Meclis bombalanırken Cumhurbaşkanı’nın oteli özel yetiştirilmiş hainler tarafından basıldı. Bir polis memuru şehit oldu biri de ağır yaralandı. Ne güzel tatil be! Bu ahlaken çöküntünün zirvesidir. Bu sözler de yetmedi bu sefer de darbenin planlandığını söyledi.

Darbeyi anında lanetlemeyen ve 10 gün sonra silik bir miting düzenleyen kişi Cumhurbaşkanı çünkü.

Son bir küçük not: Bugün ellerinde İsmet İnönü posteri Cumhuriyet'e desteğe giden CHP'lilerin şunu bilmesi gerekir: İsmet İnönü, Nadir Nadi'nin  kendi aleyhinde yazdığı bir yazı sebebiyle Cumhuriyet gazetesini süresiz kapatmıştı.

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner

 

Yorumlar1

  • faydali 8 yıl önce Şikayet Et
    cok faydali bilgiler tesekkurler sayin yazar
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat