Türkiye'nin birkaç gündür gündemi Yılmaz Özdil üzerinden dönmekte; espriler, montaj kurgulu güzel fotolar ekranımıza düşmekte. Benim en çok hoşuma giden bizim meşhur Çiftlikbank Tosun'un kafasına Özdil'i yerleştirip yumurtaya "M.Kemal" yazılmasıydı.

Evet, Türkiye'de Atatürk üzerinden yapılan her ticari faaliyet alıcısını bulur, buluyor ve bulacak. Yeter ki doğru pazarlama taktiğini geliştirin. Misal gün içerisinde Halk TV'yi açıp baktığımda sürekli Nutuk, Atatürk posteri, anahtarlık gibi bir seti pazarlıyorlar. Hani şu uydu kanallarında Kâbe kokulu tespih ve seccade satan kanallarla Halk TV doğrudan kardeş.

İki taraf da milletin duygularını istismar üzere kurulmuş. Ama şahsen güzel tezgah tabii bunun en birinci sıradaki ismi herkesi uzak ara geride bırakan Yılmaz Özdil.

Kitaba şöyle bir göz gezdireyim dedim bilindik şeylerin yanı sıra eksik ve yanlış bilgiler de mevcut. Misal acıtasyon yapacak diye Makbule hanım ve kızının büyük zorluklarla İstanbul'a geldiğinden bahsediyor ama Mustafa Kemal'in annesi ve kız kardeşi kendi isteği doğrultusunda ve gayet rahat bir yolculukla payitahta geliyor. Evet, Özdil özel baskı adı altında M.Kemal kitabını 2500 liraya satacak. Satacak da hatta yoğun talep adı altında 3-4 baskı da yapacak. İlk baskı 4 milyon üzerinde bir gelire tekabül ediyor.

4 baskıyı hesaplamak isteyen hesaplayabilir ben sözelciyim aklım o kadarına yetse mühendis falan olurdum. Evet, bu ülkenin belli bir kesiminin afyonu Atatürk'tür. 60 yıl bu ülkede resmen Mustafa Kemal bir kariyer basamağı ya da zenginleşme metodu olarak kullanıldı. Bunu da yapanlar kendini 'Kemalist ve Atatürkçü' olarak addeden kesimdi. Bu arada yine Kemalistlerin hiç anlamadan, okumadan sevdikleri Uğur Mumcu'nun o meşhur sözü neydi "Ülkeyi soyanlar Atatürk maskesi takar" dönemi itibariyle söylense de hala geçerliliğini koruduğunu yaşayarak görüyoruz.

Ha bir de çok komik bir olay daha oldu. Onu da atlamadan geçmeyelim: Müjdat Gezen 3 saatlik mahkeme kapısında yaşadıklarını kitap haline getirmiş. Yok yok canım hepsi dipnotlu, kaynakça, yabancı arşivlerden taranmış üst düzey bir eser. O da aynı yayınevinden çıkıyor. Neyi anlattığını merak edenler çıkacaktır. Özdil kadar olmasa da o da epey gelir sahibi olacaktır. Sonuçta hepimiz Mustafa Kemal'in elitleriyiz. Pardon! Askerleriyiz!.

BBC yine neyin peşinde?

Sosyal medyada 10 yıl önce 10 yıl sonra adı altında bir akım başladı. BBC başörtülüyken sonrasında başörtüsünü çıkaran kadınlarla görüşmüş. Ne kadar pulitzer ödüllü bir haber değil mi? Tabii algı operasyonu gereği bu insanların ne kadar özgürleştiklerinden falan bahsediyorlar yetmiyor sosyal medyadaki yalan fotoları haberlerine ekliyorlar. En çok da FETÖ'cü trol hesapların yalan paylaşımlarını dikkate alıyorlar.

Bu iş bitti derken "Suriyeli kadına fuhuş yaptırıyorlar" haberini servis ederek 5.5 milyon Suriyeli'ye kucak açan Türkiye'yi neyle itham etmek istiyorlar. Sonrasında haberin yalan olduğu kanıtlanınca özür bile dileme gereği duymadılar. Konuşturdukları kadın Suriyeli bile değil. Güneydoğu illerimizden birinden İstanbul'a gelmiş biri. BBC kendi üzerine vazife olanları yapıyor, yani şaşırtmıyor ama onlara da hukuk içerisinde bir 'dur' demek lazım. Yoksa nasıl özgürleşeceğiz değil mi?

serkan.ustuner@haber7.com