Dijital medya hayatımızın bir parçası. 

Yeni iletişim teknolojileri ile birlikte farklı mecralar hayatımıza girdi. Kaçınılmaz bir süreç yaşıyoruz. Matbaanın icadı ile başlayan medyadaki değişim artarak devam ediyor. Matbaa radyo, tv, derken günümüzde birçok yeni mecra ortaya çıktı. Daha düne kadar televizyonun zararlarını konuşurken bugün televizyonu arar olduk. 

 Gazete ve televizyonlar denetlenebilirken bu mecralar denetlenemiyor. Elbette teknik zorlukları var. Ancak tümüyle başıboş bırakılamaz. Dün akşam Tik Tok’da gezinirken bir itle karşılaştım. Bu it, Hz. İsa’ya hakaret ediyor. Yine Peygamber Efendimize hakaret ediyor. Eşlerine küfür ediyor. Dinen ne kadar kutsal sayılan değer varsa ayaklar altına alıyor. İsmini ve cismini yetkili mercilere ilettim. 

Buradan yazmayı doğru bulmuyorum. 

 Bu konuyu BTK ve RTÜK’e ilettim. 

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’e ilettiğim zaman gece saat 01 idi. Helal olsun başkana, bana o saatte cevap verdi. Bu alanda yetkinin BTK’da olduğunu belirtti. Ancak “Konu önemli, o nedenle takip edeceğim” dedi. O itin hesabı kapatılacak ve mutlaka adli olarak cezalandırılması gerekir. 

 Bu mecralar İslam Dinine küfür etme alanları olmamalıdır. 

Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman’a da konuyu ilettim. 

Fikir özgürlüğü bakımından bu mecralar olabilir. Yeniliğe karşı olmak anlamsız ve imkansız. Ancak denetim şart. Konumuza dönecek olursak, bu haysiyetsiz adam bir kere halkı kin ve nefrete sürüklüyor.  

Çok büyük bir suç. Hristiyanlık, Yahudilik  ve İslam’a hakaret ederek nefret suçu işliyor. Tahrik ediyor. Bu kadar haysiyetsiz bir mecra ve adam olamaz. Tik Tok yönetimi bu gerçeği görmelidir. Bu mecraya tamamen karşı değiliz. Elbette olmalıdır. Ancak bu ülkede iç savaş çıkaracak, halkı kin ve nefrete sürükleyecek, belki çok ağır provokasyonlara neden olacak bir yayıncılık yapılmamalıdır.  

Basın özgürlüğü demek Peygambere sövgü özgürlüğü değildir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum. Bu mecralar milletin değerlerine küfür etme yerine dönüşmüş durumda. Bu memleketin canı da, malı da, dini de size emanettir.  

Belki her alana yetişemezsiniz ancak bu mecralara ciddi bir denetim getirilmelidir. Her türlü eleştiri ve düşünce özgürlüğüne evet diyoruz. Ancak küfür, hakaret, sövgü ne demek. Ayrıca bu  alan uluslararası kuruluşların operasyon alanı olamaz. Bir millet dinini, bayrağını, inancını kaybederse her şeyini kaybeder. Önce inançları hedef alıyorlar.  

Bu Tik Tok yönetimi ne yapıyor? 

Bu mecra dindarlara küfür edilmesi için mi var? Siz denetim yapmıyor musunuz? 

Her şey para mı? Tik Tok’ta mafya reklamına alıştık ama artık dünki yayınlar son damla. Üstü kapalı olarak toplumu dinden soğutma merkezi mi oldunuz ? Basın özgürlüğü adı altında Peygamberimize küfür ettiriyorsunuz. Neden bu videolar engellenmiyor. İç İşleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Adalet Bakanı Yılmaz  Tunç bu konulara eğilmelidir. Aile ve din burada hedef haline getirilmiştir. Tik Tok kendisine çekidüzen vermezse gerekirse kapatılsın. 

Cinsel içerikli sömürü, kumar övgüsü, mafya reklamı yapılan bir mecra haline dönüşmüştü. Ancak dün akşamki yayını görünce şok oldum. Bir ülkeyi artık topla tankla işgal etmenize gerek yok. Kültürel işgal yöntemi var. Siz bir toplumun dinini hedef alırsanız iyi niyetinizden kuşku duyarım. 

Bu kirli bir operasyondur. 

Millet ve devlet bu konuda ayakta olmalıdır. Bir toplumun dini yoksa hiçbir şeyi yoktur. Bizim dinimiz son din İslam’dır. Bu dinin kutsallarına hakarete asla müsaade etmeyiz. Yok özgürlük yok bilmem ne!.. Geçin bu hikayeyi. 

Buradan İletişim Başkanlığımıza da sesleniyorum. Bence en önemli görevlerinizden birisi de bu tehlikeyle mücadele etmektir. 

Terörden bile tehlikelidir. Tik Tok mecrasını takip edenler genel milliyetçi ve muhafazakâr. Bu kitle hedef seçilmiş belli ki. Bu kitleyi bozmak, ifsat etmek üzere bir proje yürüyor. Bu tehlikenin farkına varmalıyız.

Yeni Akit