27 Ekim Cuma.

Yer: Beyrut.
İran dini lideri Hamaney’in özel temsilcisi Ali Ekber Velayeti, Lübnan Başbakanı Saad Hariri ile görüştü.

Birkaç gün sonra.
Yer: Riyad.
ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı ve danışmanı Jared Kushner, Riyad’daydı.
Kral Selman’ın oğlu Muhammed bin Selman ile görüştü.

Suudi Arabistan’daki yolsuzluk operasyonunun bu iki görüşme ile bir bağlantısı var.
Riyad yönetimi İran’la yıllardır gerginlik yaşıyor.
Yemen’de 2,5 yıldır savaş halindeler.
Haziran ayında Katar’a ambargo konulurken de gerekçe İran’dı.

Bu kez Lübnan Başbakanı Saad Hariri, Suudi Arabistan’ın himayesinde, istifa etti.
İstifa gerekçesi ölüm tehdidiydi, tehdit eden ise İran’dı.

İstifa açıklaması 4 Kasım’da yapıldı.
Hariri Riyad’da, “İran beni öldürtecek” derken Tahran mesajı aldı.
Yemen’deki İran destekli Husi militanları, Riyad’a uzun menzilli füze attı.
Bu Hariri hamlesine verilen bir cevaptı.

Aynı günün gecesinde 11 veliaht prens göz altına alındı.
Söylenen gerekçe yolsuzluktu.
Ama işin aslı daha farklıydı.

Prensler aynı zamanda Kral Selman’ın oğlu Muhammed Bin Selman’ın rakipleriydi.
Rakiplerin tamamı bertaraf edildi.
Muhammed Bin Selman, taht yarışında tek kaldı.

Bu, yolsuzluk operasyonunun bir sonucuydu.
Operasyonun yapılma nedeni ise biraz daha farklıydı.

4 Kasım’daki operasyondan 1 hafta önce 27 Ekim’de Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin İran’dan gelen bir konuğu vardı.
Misafir, İran dini lideri Hamaney’in özel temsilcisi Ali Ekber Velayeti’ydi.

Hariri-Velayeti görüşmesinde neler konuşuldu.
İran’la Suudi Arabistan arasındaki gerginliğin masaya yatırıldığını biliyoruz.
Bu konuda biraz daha ayrıntı veren kaynaklar, Hariri’nin hem Suudi Arabistan’a hem de Hizbullah’a yakın bir isim olduğuna dikkat çekiyor.
Bu nedenle Hariri özel olarak seçilmiş bir isimdi.

Hariri’yi Velayeti ile buluşturan ise kimlerdi?
4 Kasım’da göz altına alınan prensler olabilir mi?

Evet, 11 veliaht prensten en azından bazılarının Suudi Arabistan’ın İran’la yaşadığı gerginliğe son vermesinden yana tavır koyduklarını biliyoruz.
Kraliyette ön plana çıkan bu isimler, yaşananların Suudi Hanedanını bir felakete götüreceği endişesi taşıyordu.
Bu nedenle prenslerin, Hariri ile irtibata geçip, Riyad ile Tahran arasında tansiyonun düşürülmesi için arabuluculuk rica ettikleri iddia ediliyor.

Hariri tam da bu konuda Velayeti ile görüşmesini yaptı.
Ancak birkaç gün sonra bu kez Riyad’da önemli bir misafir ağırlandı.
O da ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı ve özel temsilcisi Jared Kushner’di.

Kushner’in Riyad ziyareti gizli tutuldu. Günler sonra ise ortaya çıktı.
Kushner’in Riyad ziyareti, Velayeti’nin Beyrut ziyaretinde konuşulanları baltalamaya yönelikti.
Nitekim oldu.
İran’la gerginliğin sona ermesi konusunda girişimlerde bulunanların da aralarında olduğu prensler, Kushner’in Riyad ziyaretinden kısa süre sonra tutuklandı.

Karşı tarafın, Hariri’yi Riyad’a getirtip, İran ve Hizbullah’ı işaret ederek, “beni öldürecekler” deyip, istifa etmesinin de sırrı burada.

Peki Trump’ın damadını Riyad’a davet edip, bir süreci baltalayıp yeni bir krizi başlatanlar kimler?
Suudi Arabistan’da taht kavgası başlatan kimse, onlar.

Kral Selman’ın oğlu Muhammed Bin Selman’ı geçtiğimiz Mart ayında Amerika’ya götürüp, Trump’la görüştüren önemli bir isim vardı.
Birleşik Arap Emirliklerinin veliaht Prensi Muhammed Bin Zayed.

Zayed, Kushner ile yakın bir isim.
Ve bilinen şu ki, bu ikili Kral Selman’ın oğlu Muhammed Bin Selman’a, “baban ölmeden kral sen olacaksın” vaadinde bulundular.

Mart’tan sonra da bu plan tıkır tıkır işlemeye başladı.
Haziran ayında ilk ayağı Katar ambargosuydu.
Bu bahaneyle Muhammed Bin Selman ikinci veliahtlıktan birinciliğe terfi etti.
O krizin başlamasından günler önce ABD Başkanı Trump Riyad’da, kriz başladığında da damadı bölgedeydi.
Planın ikinci ayağı, ikinci kriz oldu, Kushner yine Riyad’da görüldü.
Bir daha gelirlerse, yapacakları iş, zeminini hazırladıkları savaşın fitilini ateşlemek olacaktır.