Esed 9 yıldır hiç bu kadar dibe vurmamıştı

  • GİRİŞ13.06.2020 09:30
  • GÜNCELLEME15.06.2020 09:32

Suriye’de son günlerde tansiyon giderek artıyor.
Yaşanalar, Beşar Esed devriliyor mu sorusunu yeniden gündeme getirdi.

 

 

Son dönemdeki gelişmelere madde madde bakalım.
Rejimdeki ilk çatlak, Beşar Esed ile kuzeni Rami Makluf arasındaki krizle başlamıştı.
Esed ekonomik yönden ağır çöküntüdeydi.
Kuzeni Makluf ise aile adına Suriye’nin tüm finans kaynaklarını yöneten isimdi.
Esed, Makluf’u göz altına aldırdı ardından mal varlıklarına el koydu.

Suriye’de iç savaş 2011’de başladı.
Esed büyük ihtimalle arkasında Rusya ile İran olmasa, bugüne kadar çoktan devrilmiş olacaktı.
Ruslar, Beşar Esed’e savaş masraflarının faturasını çıkardı. Yaklaşık 3 milyar dolardı.
Güçlü iddialara göre Esed bu parayı kuzeni Rami Makluf’a ödetmek istedi.
O nedenle Makluf’a finansal operasyon çekti.
Makluf’un Rusya ile çok yakın bağları bulunuyordu. Özellikle yatırımlarının çoğunu Moskova’ya yapıyordu.
Esed’in Ruslara ödeyeceği borcunu, Ruslara yatırım yapan kuzeninden tahsil etmeye kalkması, Moskova’nın Beşar Esed’e olan güvensizliğini iyice arttırdı.

 

 

Hemen sonrasında ülkede çok ağır ekonomik kriz patlak verdi.
Kriz zaten yıllardır vardı.
Ama bu kez zirveye tırmandı.
Suriye Pound’u dolar karşısında resmen eridi.
Birkaç gün içindeki değişiklikle 100 Suriye pounduyla 16 somun ekmek alınabilirken, aynı paraya sadece 1 somun ekmek satın alınabilir oldu.
Bir başka tarifle Şam’daki bir memurun aylık maaşı, sadece 4 kilogram et almaya yeter hale geldi.

Ekonomik kriz Suriye’de halkı sokağa döktü.
Halk derken Suriye’de 2011’den beri evinde oturan ve Esed rejimini destekleyen kesimi kast ediyorum.
Onlar da ayaklandı.
Hem de en güneyde.
2011 ayaklanmasının ilk başladığı yer olan Dera’nın komşusu Süveyda kentinde.
Süveyda halkının çoğunluğu Dürzi’dir. Rejime karşı isyan edenler de azınlık Dürziler oldu.
Esed, 9 yıldır kendini destekleyen yandaşlarıyla sokakta karşı karşıya geldi, ayaklanma şiddet kullanılarak bastırılmaya çalışıldı.
Bu arada başbakanı İmad Hamis’i de görevden aldı.

Dürzi ayaklanmasını ekonomik gerekçeyle birlikte İsrail’in tetiklemiş olabileceği de söyleniyor.
İsrail Esed’den memnun.
Ama yıllardır kontrol altında tuttuğu Suriye’deki Dürzileri ayaklandırıp, Golan’a ve kendi sınırına yakın bölgelerde bir otonom kurdurmayı planlıyor da olabilir.
Çünkü İsrail, Lübnan-Suriye sınırında ve Şam çevresinde Hizbullah-İran’la savaşırken, Suriye’nin güneyinde, kendi kuzeyinde Şam’daki Hizbullah-İran varlığına yeni güvenlik perdeleri eklenmesine kesinlikle “hayır” demez.

Dürzi ayaklanmasının en büyük anlamı Beşar Esed’in 2011’den bu yana tahkim ettiği destekçileriyle ekonomik kriz nedeniyle ayrı düşmesi olarak karşımıza çıkıyor.
Beşar Esed’in kendi içinde de iyice yalnızlaşması anlamına geliyor.
Bu daha önce bu boyutta hiç olmamıştı.

Rejim bölgelerinde Suriye poundunun çöpe dönüşmesi, ABD dolarıyla ticarete yeltenenlerin hapsedilmesi, yoksulluk, açlık, kıtlığın yüzde 85’lere ulaşması, 2011’den bu yana Şam rejiminin en ağır ekonomik ve sosyal sorunu olarak kayıtlara geçiyor.

Rejim bölgelerinde ekonomik tablo böyleyken, Türkiye’nin desteklediği muhaliflerin kontrolündeki Azez, Cerablus, El Bab, Afrin ve İdlib gibi kentlerde Suriye pound’u tedavülden kalktı yerine Türk Lirası kullanılıyor.
Bunun anlamı da şu, Suriye’nin yüzde 30’u TL’ye geçti yani 3 Suriyeliden biri maaşını Türk lirasıyla alıyor, alışverişini Türk lirasıyla yapıyor.

Esed’in bu zorlu virajındaki son durağı ise ABD’nin Sezar yasası gereği 17 Haziran’da başlatacağı ağır yaptırımlar.
Suriye’deki cezaevi işkencelerinin ortaya çıkmasının ardından yıllardır gündemde olan Sezar yasası, önümüzdeki günlerde Esed’i iyice köşeye sıkıştıracağa benziyor.

Rusya ve İran, 2011’den beri Esed’i destekledi, korudu.
Şu an için onların ekonomik anlamda Esed’e verebilecekleri hiçbir şeyin olmadığı söyleniyor.
Yani yıllardır sorulan o soru var ya, “Esed gidiyor mu?”
Bu soruya “evet” yanıtı vermeye belki de en çok bugünlerde yaklaşıldı.
Ancak şunu da hesaba katmakta fayda var.
Beşar’ın akıbetiyle ilgili anahtarın ABD’nin elinde olduğuna dikkat çekiliyor.

Yorumlar2

  • pelin 3 yıl önce Şikayet Et
    demek ki putin esad'la kuzeninin arasını bir şekilde bozarak esadla beraber suriyeyide zor duruma sokuyor..esas kavganın sebebi putin demek.
    Cevapla
  • pelin 3 yıl önce Şikayet Et
    demek ki putin esad'la kardeşinin arasını bir şekilde bozarak esadla beraber suriyeyide zor duruma sokuyor..esas kavganın sebebi putin demek.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat