Mersin Limanı hamlesinin şifreleri

  • GİRİŞ08.08.2020 13:49
  • GÜNCELLEME10.08.2020 09:43

Beyrut limanı yerle bir oldu. Türkiye, suların her geçen gün daha da ısındığı Akdeniz’deki denklemi değiştirecek çok stratejik bir hamle yaptı.

 

 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Beyrut’taydı. Türk heyeti, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’la görüştü.
Görüşmede en çok dikkat çeken detay, Lübnanlılara Mersin Limanı üzerinden yapılan yardım teklifiydi.

Doğu Akdeniz’de büyük bir mücadele var.
Bu mücadelede ön plana çıkan yerler ise limanlar.
Beyrut limanı neredeyse haritadan silindi.
Bölgede Beyrut’ta mesafe olarak yakın ve büyük ölçekli liman sayısı az.
İsrail’in Hayfa limanı var.
Bir de Mersin limanı.

 

 

Beyrut limanın şu an için denklem dışı kalması, Hayfa’nın değerini arttırıyor.
Ama Hayfa, İsrail’le normalleşmemiş Arap ülkelerinin kullanımı açısından elverişli değil.

Türkiye ise Mersin limanını gündeme getirdi.
Bu Beyrut’un içinde bulunduğu vahim tabloda, Lübnanlılara yönelik bir jest değeri taşıyor.
Ama daha fazlası da var.

Yeditepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim görevlisi Dr. Deniz Tansi, Türkiye’nin Lübnan’a, Mersin limanını sunmasının, bir jestle beraber Türkiye adına çok önemli bir hamle olduğunu söylüyor.

Lübnanlılara bu yardımı sağlarken, işin bir de lojistik boyutu var bunun da ekonomik bir karşılığı.
Beyrut limanını kullanan gemilerin Mersin’e yönlendirilecek olması ticari anlamda bir kazanç.
Tabi bu arada Mersin ve bölgenin enerji hatları geçiş noktasında olduğunu da unutmayalım.

Tansi’ye göre işin bir de stratejik önemi var.
O da Akdeniz’deki dengeler açısından Türkiye adına önemli kazançlar sağlıyor.
Lübnan’la yapılması planlanan münhasır ekonomik bölge anlaşması.

Yunanistan ile Mısır’ın MEB anlaşması, uluslararası hukuka aykırı.
Türkiye buna hem masada hem de sahada cevap vermeye hazırlanıyor.
Akdeniz’de herkes kendine göre bir denge kurma çabasındayken, Türkiye’nin Libya’dan sonra Lübnan’la da deniz anlaşması yapmasının önü açılabilir.
Bu da karşı tarafın Türkiye’ye yönelik kurduğu dengeyi alt üst edecek bir hamle olacaktır.

Doğu Akdeniz limanları demişken, İsrail’in, ABD’nin ve Çin’in de burada almak istedikleri pozisyonları da es geçmeyelim.
Beyrut limanındaki patlamadan önce Hizbullah, Çin’e “Lübnan’a yatırım yapın” çağrısında bulunmuştu.
Hizbullah’ın sözünü ettiği yatırım, liman yatırımıydı.
Çin’in Doğu Akdeniz’deki ticaret yolları konusundaki bir hamlesiydi.
Çin benzer şekilde İsrail’in Hayfa limanıyla da ilgili.
Beyrut’taki patlamayla Beyrut limanı yerle bir olunca, yeniden inşa için devreye ilk giren ülke de Çin olmuştu.
ABD ise Çin’i hem Hayfa hem de Beyrut’tan uzak tutma mücadelesi veriyor.
Yani ortada liman savaşları var.
Türkiye ise sahadaki donanması, masadaki diplomasi gücü ve haritadaki konumuyla, bu mücadelenin en önemli aktörlerinden biri olabilir.

Yorumlar2

  • pelın 3 yıl önce Şikayet Et
    nasip kısmet olursa bir gün inşallah karşılaşır söyle karşılıklı çay Boğaz'da çay içeriz Taha abi
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Guvenlik 3 yıl önce Şikayet Et
    Beyrut limanı güvensiz imajı verilerek Hayfa limanı canlandırılması isteniyor,olabilir, taşımacılık İsrail'in baran ekonomisine nefes aldırma amaçlı olabilir, Lübnan ellibyildir bildim bileli istikrara kavuşması, bu demografik yapıyla duzelmez
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat