'Vurun Kahpeye'
- GİRİŞ04.03.2009 07:26
- GÜNCELLEME04.03.2009 07:26
Allah'ım şu işe bak: CHP üyesi bir kadın, Deniz Baykal'ın 'çarşaf açılımı' girişimini protesto için karalara bürünüp miting alanına gidince, partisi erkeklerinin kadınlara uygun gördüğü muameleyi kendi şahsında sergilemiş oldu...
Her demokrasi dışı müdahalenin iki belirgin gelenekseli vardır bizde: Öncesinde bol bol 'Vurun Kahpeye' filmi gösterilir TV'lerde; sonrasında da Hasan Mutlucan'ın türküleri çalınır... Bizim gibiler “Darbe olacak mı?” sorusuna Halide Edip'in romanından perdeye uyarlanan 'Vurun Kahpeye' filminin televizyonda gösterim sayısına bakarak cevap veririz. Bir kere gösterildiyse fazla önemli görülmez, birden çok gösterim ise iyi saatte olsunların faalliğine kanıt sayılır...
Karıştırmayasınız diye uyarayım: Halide Edip'in romanından bugüne kadar üç 'Vurun Kahpeye' filmi çevrildi. Ömer Lütfi Akad (1949) ile Halid Refiğ'in (1973) çektikleri değil de, Orhan Aksoy'un (1964) Hülya Koçyiğit'li versiyonu darbecilerin favorisidir. Ali Şen'li linç takımı daha inandırıcı olduğu için...
CHP'den üç kez milletvekili aday adayı olmuş tebdil-i kıyafetli kadının üzerine giden iri gövdeli adam ve arkadaşlarını, kirli dişli, sakalı göbeğinde 'Vurun Kahpeye' kalabalığına benzettim. Filmde öğretmen Aliye'ye saldıranlar, onu ülkeyi işgal eden bir yabancı gücün temsilcisiyle aşna-fişne sandıkları için bunu yapmışlardı; CHP mitingindeki kadına saldıran kalabalığın başını çekenler, “AKP'li o...” diye bağırıyorlardı...
Kafalarınca “AKP'li olmak” nasıl bir suçsa!
“AKP'li” gördükleri için üzerine gidenler bir an bile karşılarındakinin bir 'kadın' olduğunu düşünmediklerini belli ettiler. Hiç âdetim yokken, olanları ekranda izlediğimde tırnaklarımı yediğimi fark ettim. Ne müthiş bir düşmanlıktı sergiledikleri...
Bir de dönüp olan-biteni kaydeden kameraları tutan medya mensuplarına en galiz küfürlerle “Çekmeyin lan” demeleri yok mu?
Halide Edip'in eşi Prof. Adnan Adıvar Princeton Üniversitesi'nde düzenlenen bir toplantıda Türkiye'de o sırada mevcut yapının felsefesiyle İslâm düşüncesini mukayese eden bir tebliğ sunmuştu. Taa 1950 yılında. CHP mitingindeki manzara beni o tebliğden söz eden Prof. Mete Tunçay'ın kitabına göz atmaya sevk etti. Tebliğ'den aktardıkları 'Eleştirel Tarih Yazıları' kitabının (Liberte Yayınları, 2006) 189. sayfasında yer alıyor.
Okuyalım: “Şimdi yeni düşünce, eskiden İslâm dogmasının tuttuğu yerin hemen hemen aynını tutmaktadır. Bundan ötürü, Türkiye'nin düşünce tarihinde, özgür ve eleştirici bir ruhun, İslâmcı ve Batıcı düşünüşler arasında bir etkileşim olmasını sağladığı herhangi bir düzenin varlığına işaret etmek hâlâ olanaksızdır. Gerçekten, Türkiye'de sahici bir etkileşim hiç olmamış, ancak Batıcı düşünüşün bu ülke üstünde bir etkisi olmuştur.”
Daha ilginç satırlar şimdi geliyor: “(Dinciler) İslâm düşünce ve imanını, doğal ve bilimsel yasalarla uzlaştırmaya çalışarak ve lâikliğin gerçek anlamını vurgulayarak savunmaya devam ettiler. Bir bakıma, bu, övülesi bir çabaydı; çünkü şimdiye dek karşıt olan her iki yanın da hoşgörüsünü gerektiriyordu. Fakat genç Cumhuriyet halkın geleneksel din uygulamalarını hoş görmekle birlikte, İslâm düşünüşüne herhangi bir ödün vermek niyetinde değildi.
“O dönemde, Batı düşünüşünün, daha doğrusu Batı pozitivizminin egemenliği öylesine yoğundu ki, buna düşünce demek bile zordur. Daha iyisi, 'resmi dinsizlik dogması' demelidir. Prof. H. A. R. Gibb'in imgeli deyişiyle, Türkiye pozitivist bir 'anıt-kabir' olmuştur.”
Adnan Adıvar'ın döneme ilişkin eleştirisini umarım doğru anlamışsınızdır. 'Vurun Kahpeye' türü romanlarla, o romanlardan çevrilen filmlerle oluşturulan havayı eleştiriyor Prof. Adıvar ve bunun ülke atmosferini kirleterek tersinden aynı sonuca vardığını ileri sürüyor.
Kutsala karşı çıkarken kendisini kutsal kılmak...
Sizler de benim gibi aşırı bulabilirsiniz bu eleştiriyi, ama sonuçta zaman zaman depreşen sertleşmeleri kısmen de olsa anlamaya yarayan bir açıklama olduğu kesin. Aksi halde, iki-üç fazla oy gelsin diye veya elleri bir türlü Ak Parti'ye oy vermeye gitmeyen muhafazakâr bir kitleyi CHP'ye çekebilmek için girişilen 'çarşaf açılımı', üstelik genel merkez tarafından da onaylanmışken, partili kalabalıklar ne diye çarşaflı bir kadına kötü davranırlar?
'Linç etmek' fiilini kullanmamak için seçtim 'kötü davranmak' fiilini...
Dahası, 'çarşaflı kadın' aslında çarşaflı biri de değilmiş... Hem de oraya 'çarşaf açılımı' politikasını protesto amacıyla öyle giyinip gitmiş... Kadın kendisine yapılan kötü davranıştan bütün hemcinsleri adına korkmuş görünüyordu.
Nasıl korkmasın?
Taha Kıvanç - Yeni Şafak
t.kivanc@yenisafak.com.tr
Yorumlar13
-
Cafer UÇA
16 yıl önce
Şikayet Et
CHP den ne bekliyordunuz ki?. Atatürk'çüyüz derler,bakın tarihimize 1939-1950 arası döneminde Milli şef İnönü iktidarı Atatürk'ün esamesi okunuyormu?1950 seçimlerini kaybettikten sonra Atattürk'çülüğe sıgındılar daha önceleri akılları neredydi?Laiklik adı altında dini dışlayan,halkının inanç ve yaşam biçimiyle alay eden zihniyetten daha ne beklenirdiki?Takiye yapan,riyakar kim?Davulmu çalsınlar?Bizlerde hiç halden anlamıyoruz.
Beğen
Cevapla
-
isa ertuğrul
16 yıl önce
Şikayet Et
CeHaPe,nin maskesi düştü. Allah ayaklarına dolandırdı asıl yüzleri meydana çıktı içlerindeki din ve dindar düşmanlığı belli oldu bu kadar delile rağmen mütedeyyin insanlarımız hala bunlara inanıyorsa ya çok saflar veya inaçlı kılığına girmiş kişiler alkol iyice beyinlerini esir almış bunu yapanların kadına el kalkarmı vurun Akp,liye ha yazıklar olsun sizin insanlığınıza..
Beğen
Cevapla
-
halil güven
16 yıl önce
Şikayet Et
merak ediyorum. o kilolu adamın evde hanımına nasıl davrandığını merak ediyorum..
giyim olarak ne yapıyor
Beğen
Cevapla
-
Yücel BAŞARAN
16 yıl önce
Şikayet Et
mahalle baskısı var diyenler utansın. bu ülkede olmadık kamplar icad eden sefih aydınlar ve bunları gerçekmiş gibi yazan hortumcu medya utansın
chpli yada akpli ne fark eder geçmiş olsun milletimize
imkanımız olsada mahalle baskısı var diye yaygara koparanlarla tartışabilsek
Beğen
Cevapla
-
altay Yeşil
16 yıl önce
Şikayet Et
Eksik Vardı. (Sütçü İmam). Çok baktım ama Sütçü İmamı göremedim. Gerçekten bu trajik seneryoda bir eksiklik yokmuydu.
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle