Pek güzel yaklaşımlar bunlar

  • GİRİŞ24.04.2009 10:02
  • GÜNCELLEME24.04.2009 10:02

Elinizde tuttuğunuz gazetenin 'kirli' olduğunu biliyorsunuz değil mi? Hayır, kâğıdı kalitesiz veya basımda kullanılan mürekkebi kötü demek istemiyorum. Basın Konseyi başkanı da olan Hürriyet başyazarına göre 'kirli gazetecilik' yapılan bir gazete Yeni Şafak; daha doğrusu 'kirli gazetecilik' yapılan gazetelerden yalnızca biri...

Diğer 'kirli gazetecilik' yapan gazeteleri de öğrenin: Sabah, star, Taraf, Takvim, Bugün... (Olayı diğerlerinden farksız değerlendiren Zaman gazetesinin listede yokluğu kendini hemen belli ediyor; bunun bir sebebi mutlaka olmalı, ama ne? Diğer gazetelerin hepsi başlangıçta üye oldukları Basın Konseyi'nden çekildikleri halde Zaman yasal olmayan kuruluşa hâlâ itibar ediyor; bir de Zaman'ı onlar dağıtıyor... Sebep bunlar olabilir mi?)

Basın Konseyi başkanı böyle buyuruyor Bedrettin Dalan'ın İSTEK Vakfı'na ait arazide yapılan kazılarda bulunan silâhlar ve mühimmatı manşet yapan gazeteleri eleştiren dünkü yazısında...

Böyle bir kanaate sahip olması, Yeni Şafak'ın da aralarında yer aldığı gazetelerin şu 'ortak mesajı' okurlarına vermesi sebebiyle imiş: "Ergenekon soruşturması kapsamında aranan, ancak sağlık sorunları gerekçesiyle Amerika Birleşik Devletleri'nde kalan Bedrettin Dalan'ın cephaneliği de ortaya çıkartıldı. Meğer Dalan, Ergenekon örgütünün cephanelerini başında bulunduğu vakfın arazisinde saklıyormuş."

İyi de bu 'özet'te ne yanlış? Bedrettin Dalan Ergenekon soruşturması kapsamında aranmıyor mu? Bulunduğu ABD'den ülkemize döndü de haberimiz mi olmadı? Gerekçe olarak 'sağlık sorunları'nı öne süren kendisi değil mi? Dalan'ın vakfına ait arazide cephanelik bulunduğu mu yalan, bulunan cephanelerin İSTEK Vakfı'na ait arazide saklandığı mı?

Bu soruların cevabının “Hepsi doğru” olduğu biliniyor...

Başyazarın takıldığı nokta, Yeni Şafak'ı da dahil ettiği gazetelerin Bedrettin Dalan'ın ABD'den yaptığı açıklama yerine resmi ağızların yaptığı açıklamalara itibar etmiş (o 'kaynak belirtilmemiş' diyor, ama kaynağın resmi çevreler olduğu belli) olmaları...

Yazıyı okuyunca yazarı adına endişeye kapılmadan edemedim: Yakın zamana kadar askerlere yönelik eleştirilere karşı çıkarken, şimdilerde Bedrettin Dalan uğruna onları harcamaya hazır görüntüsü veriyor. Bedrettin Dalan'ın açıklamasını geçerli saydığımızda, gömülen onca suikast silâhı ve cephanelik yüzünden askerleri suçlamamız gerekiyor çünkü...

Hürriyet'te “Bedrettin Dalan masumdur” anlamına gelecek tek yazı başyazarın 'Kirli gazetecilik' başlıklı yazısı değil... Gazete yönetmeni de yazısını tamamen bu konuya ayırmış, sözgelimi... Başkaları da var, ama onları görmezden gelebiliriz.

Yayın yönetmeni de başyazarla aynı noktaya (Zaman'ı dışarıda bırakan listesine kadar) yoğunlaşıyor ve Bedrettin Dalan'ın yalanlamasını resmi ağızların verdiği bilgilere yeğliyor: “Ben elbette Dalan'a kefil falan değilim, ama elimizdeki bilgiler net değil. / Polisten sızdırılan haberlerle ne gazetecilik faciaları yaşandığını Ergenekon davası sürecinde epey gördük. / Ama bu manşetleri atan arkadaşlarımızın elinde, bizdekilerden daha kesin bilgiler ve kanıtlar varsa onu bilemem. / O kanıtlar açıklanıncaya kadar da şu soruyu sormaya devam edeceğim. / Bu kadar kesin manşetleri atmalarına izin veren şey nedir? / Kesin bilgi mi?”

Pek güzel yaklaşımlar bunlar...

Bir gazetede birden fazla yazar bir konuya tek bir açıdan yaklaşırsa, bunun anlamı, kurumsal bir tavrın söz konusu olduğudur. Doğan Medya Grubu'nun (DMG) amiral gemisi olduğu için Hürriyet, bunun grup tavrı olması bile mümkündür.

Ancak, Hürriyet çok sayıda yazıyla “Sorumlu Bedrettin Dalan değil, askerler” derken, yine DMG'ye ait Milliyet konuya temkinli yaklaşmayı tercih etmiş... Dünkü Milliyet'te Hürriyet'in savunduğu çizgiyi benimseyen tek bir yazar yoktu.

Demek ki, “Dalan değil, askerler” tavrını Hürriyet'e özel sayabiliriz...

Siz ne düşünüyorsunuz bilemem elbette, ama durum bana hayli garip geliyor... Geçmişte, bir yere saldırılacağı veya bir kişi/örgüt/kurum savunulacağı zaman, bu, grubun bütün yayın organlarını içine alacak biçimde bir ortak havaya sokulurdu.

Hürriyet bu defa yalnız başına görünüyor Dalan adına çıktığı Anti-Ergenekon Seferi'nde...

'Ergenekon-fobi' grubun diğer gazetelerinde daha az, Hürriyet'te ise korkunç boyutlarda; bunun bir sebebi olması gerek... Aksi halde -Zaman gazetesini listeden çıkarma gibi stratejik bir tedbir alsa bile- en övündüğü unvanı Basın Konseyi başkanlığı olan bir yazar nasıl olur da 'kirli gazetecilik' başlıklı o yazıyı yazar? Yüzüne çarpılacağını bile bile?

Demek yazabiliyormuş...

Taha Kıvanç - Yeni Şafak
t.kivanc@yenisafak.com.tr

Yorumlar5

  • FATİH HAKSEVER 16 yıl önce Şikayet Et
    HELVACININ KIZI GÖMDÜ. Dalan gömmedi. Saygın kişi, itibar edelim. TSK, bizle alakası yok diyor. Göz bebeğimizden kuşkumuz yok. Silahları 'helvacının kızı' gömdü.
    Cevapla
  • Vasat Vatandas 16 yıl önce Şikayet Et
    Fehmi Koru, Ali Ihsan Karahasanoglu degil. Arkadaslar, Fehmi Koru'yu Aydin Doganla Girit'e gitti yada fasil yapti diye elestiremezsiniz. Fehmi Koru cok ters dusuncedeki insanlarla bile medeni iliskiler kurmaktan yana. Onun stili bu. Ama hergun Aydin Dogan aleyhine yazmaktan da geri durmaz. Devamli okuyanlar bilirler. Bu arada yanlis anlasilmasin, Fehmi Koru'yu cok tutmakla beraber Ali Ihsan Karahasanoglunu da cok begenirim. Super bir yazar. Ama herkes ayni stili takip etmek zorunda degil.
    Cevapla
  • tuncay tezel 16 yıl önce Şikayet Et
    bunları fehmi koru da söylese. ama fehmi koru ismi aydın doğan ve ekibiyle ters düşmüyor anlaşılan..
    Cevapla
  • güzin karaman 16 yıl önce Şikayet Et
    hayırdır fehmi koru, aydın doğana küstünüz mü. bi ara aydın doğanın her çağrısına icabet ediyordunuz fehmi bey? yoksa bunlar danışıklı döğüş sanatınız mı? yoksa tövbe mi ettiniz? yoksa bir sağ bir sol mu gösteriyorsunuz? yoksa ergenekona siz de mi bulaştınız? yoksa halkın yanına mı dönmeye karar verdiniz? yoksa taha kıvanç bizden fehmi koru aydın doğandan mı? bunları açıklayın biz sizden rahatsızız artık..
    Cevapla
  • modern müslüman 16 yıl önce Şikayet Et
    ben de şunu merak ediyorum. kirli gazetecilik yaptığı yaftasıyla yakınanlarla bu yaftayı yapştıranlar nasıl oluyor da fasıl gecelerinde güle oynaya şarkılar söyleniyor, adalara gezi düzenliyorlar? Biri bunu bana anlatsın lütfen.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat