Eğitime de el atan AYM

  • GİRİŞ18.07.2015 10:00
  • GÜNCELLEME18.07.2015 10:00

 AYM, devleti ve toplumu durmaksızın yeniden inşa eden diğer askerî ve bürokratik Cumhuriyet kurumlarından biri olarak, verdiği kararlarla siyasal alanın aktörlerini denetlemiş, onların takdirlerine müdahalede bulunmuş ve siyasi alanı tanzim etmiştir. Ayrıca, demokratik siyasal hayata geçilmesinden sonra, devlet seçkinlerinin toplum ve devlet hayatında belirleyici bir rol kazanması noktasında işlevsel olmuştur. 

2010 yılında yapılan anayasa değişikliğinin temel motivasyonunu ise millet iradesinin temsilcileri olan seçilmiş siyasilerin ‘siyasal alanın tek ve meşru belirleyicisi’ olmasının yanı sıra, AYM gibi toplum ve devlet için neyin iyi olduğuna karar verme cüreti gösteren bürokratik vesayet kurumlarının da asli işlevlerine döndürülmesi amacı oluşturmuştur. 

Yaşanan yapısal değişim, diğer birçok kurumda da vuku bulduğu üzere, Paralel Devlet Yapılanması tarafından azami şekilde suiistimal edilmiştir. Ayrıca mahkemenin müstakil bir sorunu olan ve yıllardır devam eden başkanlar bahsi de ayrı bir sorun olmaya devam etmektedir. AYM, son dönemde ‘Twitter kararı’ ve ‘dershane kararı’ örneklerinde olduğu gibi, devlet ve toplum hayatı için kırılma teşkil edecek davalarda ‘vesayetçi zihniyetin’ etkisinden kendisini kurtaramamıştır.

AYM ‘Twitter kararında’ görüldüğü üzere; vergi vermeyen, Türkiye’nin ulusal kanunları ile kendisini bağlı görmeyen, kanunlarımızı her an çiğneyen, millet adına karar veren mahkeme kararlarını uygulamayan, kısaca Türkiye’nin ulusal egemenliğini kabul etmeyen Twitter şirketinin menfaatlerinin savunucusu durumuna düşmüştür. Bunu, teorik olarak hiç kimsenin itiraz edemeyeceği ‘ifade özgürlüğü’ söylemi perdesinin ardında yapmıştır.  

Son olarak, AYM ‘dershane kararı’ ile aktivist yüzünü bir kez daha göstermiştir.  Basitçe ifade edecek olursak, bir ülkede eğitim sistemin nasıl olması gerektiği meselesi siyasetin en önemli tartışma alanıdır. Başta siyasi partiler olmak üzere siyasi aktörler, eğitim politikalarını ortaya koyarlar ve toplumdan bu politikaları uygulamak için fırsat vermesini isterler. Bir siyasal görüşün eğitim politikasını beğenmeyen halk, serbest seçimlerle o siyasal hareket yerine bir başkasına hükûmet etme görevi verir. 

AK Parti Hükûmetinin eğitime ilişkin pek çok politikasından biri de, dershanelerin dönüştürülmesi olmuştur. Bu politikanın uygulamaya konulmasından sonra siyasi partiler, medya, akademi ve sivil toplum örgütleri arasında çok sert tartışmalar yaşanmış, ilki yerel seçimler, ikincisi de Cumhurbaşkanlığı Seçimi olmak üzere iki seçimin temel tartışma konusu AK Parti’nin dershane politikası olmuştur. Nitekim her iki seçimi de AK Parti kazanmış, millet bu politikaya onay vermiştir.  

Devamı için tıklayın >>>

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat