İhtiyar Huzur/suzluğ/u

  • GİRİŞ23.05.2013 09:04
  • GÜNCELLEME23.05.2013 09:04

Fakat bir ömürse mesele, ortak fikir; göz açıp kapayıncaya kadar geçtiğidir zaman denen mevhumun. 

Hal böyleyken geriye dönüp baktığımızda içimizi en çok yakanlar; ertelediğimiz sorumluluklarımızdır. 

Hele bu vazifeler ebedi hayatımızı doğrudan ilgilendiriyorsa!

 

Mesnevide geçen hikâyelerde net bir şekilde dile getirilir konunun ehemmiyeti…

Şöyle ki; 

Yol kenarına dikenler eken adamın hikâyesi; 

 

İhtiyarlık demişken, özellikle anne ve babamızın yaşlılığında nasıl bir tavır sergilediğimizin, 

kısacık hayatımızın en mühim mevzu olduğunu düşünürüm hep.  

Yüce Kitabımız Kur'an'da, Ana-Babaya saygılı davranışımızla alakalı çok sayıda ayet zikredildiğini hatırlayalım. 

Örneğin; İsra Suresi 24. Ayet-i Kerime Mealinde, ( Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır' ın tercümesiyle aktarıyorum ) 

Allah şöyle buyurur; 

“  İkisine de acıyarak  tevazu kanatlarını indir. Ve şöyle de: 

Ey Rabbim! Onların beni küçükten terbiye edip yetiştirdikleri gibi, sen de kendilerine merhamet et. ”

Ayrıca Efendimiz (S.A.V), Ana-Babaya hizmet ederek Cenneti kazanamayan kimseler hakkında 

üç defa tekrarlayarak şöyle buyurmuştur:

Ana-Babasından biri veya onların her ikisi onun yanında yaşlanmış olup da 

onlara hizmet ederek cennete giremeyen kimsenin burnu toprağa sürtülsün! "

Mevla bu ikaza muhatap olanlardan etmesin inşaAllah.

 

“Aşk her zaman yarım kalır” isimli kitabımdaki kısa( etkisi uzun olsun ) şiirlerimden biri tam da bahsi geçenlere dair…

 “Anlamadım gitti”;

Sıra bana gelmediyse, yani hala bir gölgem varsa tekrar buluşalım ve o zamana kadar hatırlayalım; 

Dün gitti yarın gelmedi elde bir bugün var, kıymetini bilip anı yaşayalım! 

Huzurlu anlar.

Muhabbetle... Eyvallah.

Talha Bora Öge - Haber 7

baygolge.com

facebook.com/talhaboraoge

twitter.com/talhaboraoge

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat