Kürt Açılımı (3)

  • GİRİŞ20.08.2009 06:31
  • GÜNCELLEME20.08.2009 06:31
Ulus tanımı- Genelkurmay Başkanı Sayın İlker Başbuğ'un, Atatürk'ten aktardığı "Türk" tanımı, fazla tartışmalara neden olmadı.
Zaten Atatürk'ün yaptığı bir tanımın, herhangi bir tartışmaya zemin oluşturması da beklenmezdi. Ve bu nedenle, zaman zaman inkar etseler de; düpedüz geri zekalı kimi ırkçılar, bu ağır darbeyi (!), sineye çekmek zorunda kaldılar. Kendilerini, bu ülkenin "asli sahibi"; kendilerinden olmayanları da, bir tür "konuk" sanan bu "süper zekalılar"; bu kez, "halk" ve "ulus" kavramlarını birbirinden ayırarak; Atatürk'ün tanımının, halk tanımı olduğunu, ulus tanımının farklı olduğunu, dile getirmeye başladılar.

Bu kavramlar arasındaki tartışma, oldukça eskiye dayanır. Bilebildiğim kadarıyla; bütün uygar dillerde, "halk" ve "ulus", farklı sözcüklerle ifade edilmektedir. Fakat bana kalırsa, böyle bir ayrımın, fazla bir anlamı da yoktur. Yaygın bir anlayışa göre; "ulus" (millet), tarihsel ve felsefi bir kavramdır. "Halk" ise, belirli bir zaman kesimini; özellikle, içinde yaşanılan günü kapsayan, "sosyolojik" (toplumbilimsel) bir kavramdır.

Bu söylediklerimizi, bir örnek çerçevesinde genişletirsek, sanıyorum daha kolay anlaşılacaktır. Örneğin; "Türk ulusu", ya da "Türk milleti" denildiği zaman tarihten gelen ve geleceğe uzanan bir kavram açıklanmaktadır. Yani burada, bir "soyutlama" yapılmaktadır.

Buna karşılık; "Türk halkı", denildiği zaman; günümüz Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde yaşayan, Türkiye vatandaşları, somut bir biçimde, kapsam içine alınmış olmaktadır. Sosyal bilim yaşamımızın öncülerinden Ziya Gökalp de, bu iki kavramı; benim gibi, iç içe kullanmaktadır. Cumhuriyetimizin siyasal temellerinden olan, "Türkçülüğün esasları" başlıklı kitabında, "Siyasal Türkçülük" bölümünde, şu satırları görürüz "...

Halk Fırkası, hükümranlığı millete, yani Türk halkına verdi. Devletimize Türkiye ve halkımıza Türk milleti adlarını bahşetti"... Atatürk'ün bu alandaki görüşlerinin temel kaynağı da, Ziya Gökalp'in yazdıklarıdır.
***
Benim öğrenciliğimdeki sosyoloji kitaplarında, "ulus tanımı"; dil, din, ırk, tarih, kültür vb. birliği ve birlikte yaşama iradesine dayandırılırdı. Aslında dil birliği, din birliği, ırk birliği, kültür birliği, ortak bir tarih gibi unsurlar; hiç kuşkusuz, bir halk içindeki bağları güçlendirir ve uyumu artırırlar.

Ancak, ekonomik çıkarlar vb. söz konusu olduğunda; bu türden bağlar, ne denli güçlü olurlarsa olsunlar, bir gün çözülebilirler. Günümüz dünyasında, bunun sayısız örnekleri vardır.

Yorumlar2

  • ferit kaya 14 yıl önce Şikayet Et
    kürt. bende kürdüm ama hep terörden pkkdan nefret ettim hep beddua ettim lütfen kşmse istismar etmesin şu lanet bitsin
    Cevapla
  • modern müslüman 14 yıl önce Şikayet Et
    ÇOK CİDDİ BİR RİSK ALTINDAYIZ. PKK tamamen komünist ve marksist bir hareket, Atatürk dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur demişti , PKK'nın yaptığı da bu işte, çocukları dinsizleştirerek dağa kaldırıyor, buna karşı devletimizin tedbirlerinin olması lazım, Din görevlilerini bölgeye göndermesi lazım, ağlamakla şiir okumakla olmaz bu iş, işi sıkı tutmak lazım.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat