Bu ışığa trafo nafile…

  • GİRİŞ23.01.2011 06:12
  • GÜNCELLEME23.01.2011 06:12

Ruhun taşıdığı en yüksek kudret, doğuştan gelen karakterin adeta nurlarla donatılmış hali; ASALET

Genel anlamda soyu asil olan kişinin, asil olduğu düşüncesi hakimdir. Bu düşüncede tabi ki doğruluk payı vardır. Ancak istisnaların da olabileceğini gözden kaçırmamak gerekir. Soylu aileye mensup bir bireyin hiç tasvip edilmeyecek davranış tarzlarına rastlamamız mümkün…

Asaletli insanları 3 gruba ayırıyorum ben…

Doğuştan asil ruhu bedenine işlenmiş olanlar vardır ki adeta nurdan bir ışık yayarlar etrafına. Bu öyle bir ışıktır ki ne bu ışığı/enerjiyi taşıyabilecek bir trafo vardır ne de söndürebilecek bir güç…

Orijinale yakın asil insanlar da gruplandırmamda 2. sırada yer alıyor. Bu grup iyi kalpli ancak asil davranış tarzını tam olarak bilmeyenlerden oluşur. Harcadıkları yoğun çaba ve istek sayesinde asaletli olabilirler. Yalnız bunların çevreye yaydığı ışığın parlaklığı biraz daha azdır.

3. sırada tamamen imitasyon asalet yer alıyor. Kötü kalbi bünyesinde barındıran kişilerin asalet maskesi takarak etrafta dolanmaları sonucu oluşur. Maske sahiplerinin üzerinde oldukça eğreti bir duruş sergiler. Etrafa yaydıkları ışığın neredeyse hiç parlaklığı yoktur, zaman zaman elektrik kesintileri dahi yaşanır.

Asil insan vicdani davranışlar sergiler; basit davranmaz, çıkar hesaplarıyla hiç işi olmaz, başkalarını rencide etmez, sinsice davranmaz, tek bir yüzü vardır, iki yüzlülük asil insan ahlakı değildir.

Allah korkusu vardır asil insanın, bu yüzden nefislerine hâkim olmayı başarabilen akıl ve güce sahiptir.

Asil insanın sözlüğünde kıskanmak kavramı yerine takdir etmek kavramı vardır. Yeri geldiğinde teşekkür etmesini de bilir. İnsanların kusurlarını yüzüne vurmak yerine örtmeyi tercih eder. Yeri geldiğinde konuşmayı, yeri geldiğinde de susmayı bilir.

Asil insan yıkıcı değil, yapıcı olur.

Kurduğu empati sayesinde karşısındaki insanı daha iyi anlar ve iletişimde hata oranını azaltır.

Çevresindeki insanları üzmemek adına çoğu zaman acısını içinde yaşar. 

Asil insanlar hakkında söylenmesi gereken daha o kadar çok şey var ki…

Konfüçyüs bu tanımlamayı bakın nasıl yapmış?

 ‘’Asil bir insan dokuz şeye en büyük dikkat ve itinayı göstermelidir: Gözlerine dikkat etmelidir; açıkça görmesi için. Kulaklarına dikkat etmelidir; vuzuhla(açık olma durumu, açıklık, aydınlık) işitmesi için. Yüzüne dikkat etmelidir; hürmet telkin etmesi için. Sözlerine dikkat etmelidir; doğru olması için. Kafasındaki tereddüt ve şüpheye dikkat etmelidir; başkalarına sormak ve öğrenmek için. Hiddetine dikkat etmelidir; doğacak güçlükleri önlemek için. Faydalı olanı ararken dikkat etmelidir; adaleti uygun olarak düşünmek için.’’

Ruhunuzdan yayılan ışığın hiç sönmemesi ve etrafına nurdan ışık yayanlarla karşılaşmanız dileği ile…

Tülin Elçi - Haber 7
tulinelci1@hotmail.com

Yorumlar4

  • Hasan Seyre 13 yıl önce Şikayet Et
    asaletde zirveye gelebilmek için... iki yol var.ya ben yaşaya yaşaya, hayatın bana verdiği hareket etme sıkalası içinde.toplumun tanımladığı sınırların bana tanıdığı hakkın elverdiği ölçüde.ailemin kullağıma üflediği referanslara uyduğum müddetce.etkileşimde bulunacağım çevre ve insanoğluyla para, menfaat, hırs, iktidar ve cinsiyetin çarpışmaları arasında alacağım tepkilerin bunu bana öğretmesimi doğrudur.yoksa bunlar direkt doğrudur.bunların dışına çıkma doğrudur..yani nasihatla eylem arasındaki dengeyi nasıl kuracağız..önemli olan o galiba.
    Cevapla
  • Hasan Seyre 13 yıl önce Şikayet Et
    asaletde zirveye gelebilmek için... iki yol var.ya ben yaşaya yaşaya, hayatın bana verdiği hareket etme sıkalası içinde.toplumun tanımladığı sınırların bana tanıdığı hakkın elverdiği ölçüde.ailemin kullağıma üflediği referanslara uyduğum müddetce.etkileşimde bulunacağım çevre ve insanoğluyla para, menfaat, hırs, iktidar ve cinsiyetin çarpışmaları arasında alacağım tepkilerin bunu bana öğretmesimi doğrudur.yoksa bunlar direkt doğrudur.bunların dışına çıkma doğrudur..yani nasihatla eylem arasındaki dengeyi nasıl kuracağız..önemli olan o galiba.
    Cevapla
  • Hasan Seyre 13 yıl önce Şikayet Et
    asaletde zirveye gelebilmek için... iki yol var.ya ben yaşaya yaşaya, hayatın bana verdiği hareket etme sıkalası içinde.toplumun tanımladığı sınırların bana tanıdığı hakkın elverdiği ölçüde.ailemin kullağıma üflediği referanslara uyduğum müddetce.etkileşimde bulunacağım çevre ve insanoğluyla para, menfaat, hırs, iktidar ve cinsiyetin çarpışmaları arasında alacağım tepkilerin bunu bana öğretmesimi doğrudur.yoksa bunlar direkt doğrudur.bunların dışına çıkma doğrudur..yani nasihatla eylem arasındaki dengeyi nasıl kuracağız..önemli olan o galiba.
    Cevapla
  • noter tasdikli yorumcu 13 yıl önce Şikayet Et
    insanoğlu. alıcıyken farklı satıcıyken farklı oluyor. kendimi sınıyorum. kimle mi? mesela dilenciyle. sokağın dilencileri var, artık tanışıyoruz. para vermediğim zaman da bana merhaba diyorlar. çok seviniyorum. çünkü küçük bir yazgı değişikliğiyle birbirimizin yerinde olabilirdik diye düşünüyorum. zaten aynı toprağın altında komşu olmamıza çok yok.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat