Dinlemesini Bilene…
- GİRİŞ14.03.2011 07:16
- GÜNCELLEME14.03.2011 07:16
Suskunum…
Konuşacak bir şey bulamadığımdan ya da konuşma özürlü olduğumdan dolayı değil belki de alıştığım yalnızlığımdan uzaklaşmamak için suskunum…
Benim en iyi can yoldaşım yalnızlığım, bana özlemlerimi, isyanlarımı, çığlıklarımı susturmayı öğretti. Belki de kendime daha fazla acı vermemek için susmayı tercih ettim…
Beceremediğim tek şey kalemimi tüketebilmek ve durdurabilmek oldu. Gerçi durdurma çabamda olmadı hiçbir zaman. Her an ve her şekilde kendimi yazarken buldum. Bazen parmağımın değdiği tuştan kelimeler türüyor, bazen kenarları boş kalmış çalışma sayfalarına satırlar dökülüyor. Yazıyorum işte... Satırlar uzadıkça ömrüm kısalıyor, yıllar çürüyor, nefesim eksiliyor... Yaşlanıyor olmalıyım…
Dikkat ederseniz soru işaretleri yok artık cümlelerimde, hep üç noktalar var. Bilinmezlik yolculuğunda iki noktalara, açıklamalara ihtiyacım yok. Ben cevaplarımı kendim veririm. Beceremediğimde ise, soruları tek kalemle çizerim...
Suskunluğumun en gizli köşesinde şimdi kimsesiz hayallerim, yaklaşıp dokunacak olursam sanki kaybolacaklar. Anlamsız korkulardan sıyrılıp kaçamıyorum sanki parmaklarımın arasından düşecekmiş gibi… Üşüdükçe kendime sarılıyorum, kimseler duymuyor sessiz çığlıklarımı dört duvardan başka. Kelimeler dilime düğümleniyor ve sessiz cümlelerimi hıçkırıklara katarak sadece yazıyorum anlatamadıklarımı…
Bu kırıklığımın sebebi; Öncesi mi, sonrası mı yoksa hepsi bir kenara, ben miyim? Bilemiyorum. Ardımda bıraktığım yaşam mı ya da arkada bırakılan ben miyim? Çözemiyorum. Doğru ya da Yanlış…
İçimde çok sevdiğim ben vardı bir zamanlar. Kaçıp, uzaklaştım kendimden. sustum.. Oysa söyleyeceğim ne çok şey vardı hayata dair..daha çok gülecektim,daha çok sevinecektim ve mutluluk olacaktı gözyaşı sebebim ama sustum.Kanayan yaralara tuz basmasını öğretti hayat bana.Kanayan yaraları olanlar bilir…Tabi kanattığınız yaralardan söz etmiyorum.Kimi insanların yaraları kanamaz, hep başkalarının yaralarını kanatır..Tuz basan değil bastıran taraf olur hep…Can yakmaktan,insan üzmekten, kendi canının yanmasına fırsat kalmaz..
Hayatı olduğu gibi kabullenmek gerekiyor yaşamak için. Kimi zaman tıpkı denizde olduğu gibi derinlere dalmaktan korkuyorum. Her şeyi olduğu gibi kabullenmeyi öğrendim hayatta… Neden incittiniz beni diye sormuyorum, sormadım da hiçbir zaman…
Suskunluğum Geleceğim oldu... Geç kalmışlığımdan değil suskunluğum... Suskunluğum aslında söyleyeceklerimin çokluğundan..Söylenenleri duymak istemediğimden değil… Evet sustum..Acılarımı anlatmamak için… Sustum konuşmuyorum… Kelimelerimin zehir etkisi yaratmaması için sustum. Konuşunca can yakacağımdan, kapatılmaz yaralar açacağından sustum… Nefret değil suskunluğum… Ben o kadar basit duygular beslemedim hiç hayata. Kendi içime kan kustum ama yinede sustum…
Susuyorum…
Dört duvar arasındaki sessiz çığlıklarımın,
Yüreğimdeki korkunun sessizliği
Suskunluğum…
Bende yaşam bulan
Dinlemesini bilene
Çok şey anlatan
Suskunluğu seviyorum
Ve suskunluğum;
En iyi can yoldaşım.
Tülin Elçi - Haber 7
tulinelci1@hotmail.com
Yorumlar3