Gözleri doymayan taktikçiler

  • GİRİŞ24.06.2015 10:19
  • GÜNCELLEME24.06.2015 10:19

Bundan önceki yazımda, kendisine ne kadar yakın büyüdüğümü, her türlü siyasi inanç ve mülahazanın ötesinde kendisine ne kadar saygı duyduğumu yazmıştım. Demirel de, insan sıcaklığını en iyi bilen ve hissettiren siyasi liderlerden biriydi. Rahmetli Turgut Özal da öyleydi. Siyasette insan sıcaklığı son derece önemli bir husustur. Çok az siyasetçi, kalabalıkların içine girmekten, büyük mitingler düzenlemekten hoşlanır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daima kalabalıklarla iç içe yaşayan ve onların desteğinden güç alan siyasetçilere verilecek en iyi örneklerden biridir. 

Bir siyaset ustasına vefa göstermek, onu sayan ve faydalı işler yaptığına inanan herkesin gönüllü olarak yerine getirmek isteyeceği bir husustur. İnsanlar, karar mevkiinde bulunduklarında, iktidarda, güçlü olduklarında onları saydığını ve destek verdiğini söyleyen çok bulunur. Ancak kimsenin bir beklentisi kalmayacağı bir emeklilik sonrasında, vefat ettiklerinde, gerçekten onu sayan insanların ve kurumların hüznünü beraberlerinde götürürler. Süleyman Demirel için de böyle oldu, arkasından çok sayıda taziye mesajı ve ilanı yayınlandı, yazılar yazıldı, Cumhurbaşkanı Erdoğan olağanüstü bir hassasiyet gösterdi, olması gerektiği gibi devlet töreni düzenlendi ve üç günlük resmi yas ilan edildi.

Buraya kadar bir fevkaladelik görmek çok zor, ancak görmek isteyen görüyor. Neden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlığı döneminde annesini yitirdiğinde gazetelere verilen ilan sayısı kadar Süleyman Demirel'in vefatından sonra taziye ilanı çıkmadığı karşılaştırılmasının yapıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Her şeyden önce, annesi ya da babası vefat eden bir devlet adamına saygı duymak, taziyede bulunmak ayıp değildir. İkincisi, bir vefatın ertesinde yayınlanan taziye mesaj ya da ilanı ölçülerek, tartılarak bir diğer vefat için kıstas oluşturulmaz. Bu en hafif terimiyle utanmazca bir ithamdır. Özellikle de Türk toplumunda cenazelere iştirak önemli bir insani görevdir. Erdal İnönü, Turgut Özal'ın annesinin cenazesine iştirak ettiği için, Özal'ın televizyonda sesi titreyerek nasıl teşekkür ettiği gençliğimin en önemli anılarından biri olarak aklımda kalmış.

Her türlü insani tavrın dalkavukluk, satılmışlık olarak gösterildiği bir nefret halkası, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çevresine örülmeye çalışılıyor. Cumhurbaşkanına muhalif olmak yetmiyor, ona düşman olmak, diş bilemek, annesinin vefatında taziyede bulunmamış olmak gerekiyor bu yeni muhalefet kıstaslarına göre... 

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat