O domuz ben tavşan!
- GİRİŞ17.04.2012 09:35
- GÜNCELLEME17.04.2012 09:35
“Meslekte büyüğümüz, haddimiz değil ama, O ki koskoca.., ben kimim ki..” gibi ifadelerle “ucuz ön alma” gayretinde olmayacağım.
Beni muhatap alırsa, kendisi kaybeder!
Almazsa da kaybeder! Tercih O’nun. Ama önsezilerim beni yanıltmaz, her şeye rağmen cevap verecektir. Zira, hiçbir fırsatı kaza etmez kendileri.
Bu “domuz” var ya!
“Yuh bu ne biçim polemik, abartma” dediğinizi duyar gibiyim. Dikkat ettiyseniz domuz ifadesi moda tabiriyle tırnak içinde. “Oh ne güzel, tırnağı koy, kurtar” diyenlere de; “bu yakıştırma bana ait değil, kendi ifadesidir, geçen gün bir yazısında aynen faş etti” bilgisini de peşinen vereyim.
Kaldı ki, benim de O’nun da kastı, doğum tarihinin “Çin” burcundaki karşılığıdır. Anlaşılsın diye altını çizeyim, Çin burcuna göre O bir domuz. Ben de tavşan.
Çin takvimindeki burcuyla bir ilgisi yok ama yeni Türkiye’de kendisine ihtiyaç olmadığını ilk patronu söyledi O’na. Dümende kalsa, gemiyi sert kayaya çarpacaktı. Maazallah ne gemi kalırdı, ne de içindekiler. Ama o bu süreçte hayli diretti. “Ne kayası, ne serti, bizim gemi büyük, ezer geçeriz” dediyse de dinletemedi. Sonra anladı, manevra yapmaya da çoktan razıydı. Olmadı. Neyse ki patron “vefasından” olsa gerek gemiden de atmadı. “Takıl buralarda işte” dedi.
Takıl dedi demesine ama rahat durmuyor ki. Gündemde kalmak için her şeyi yapıyor. Öyle ki, “bir örnek ver şu her şeye de görelim” deseniz, burada kaleme alıp yazamam bile. Utanırım! Bizim mahalle beni ayıplar. Ne ayıplaması tefe kor valla.
Gelelim asıl konuya. Yeni bir bina yapılıyormuş. Adı da “Hürriyet Dünyası” olacakmış. Yeni bina feng şhui felsefesiyle dizayn edilmiş. Evrenin, tabiatın titreşimlerini, hayatta başarıyı, sağlığı ve zenginliği getirsin diye binaya mı sokmuşlar ne? Öyle bir şey işte.
Sonra herkesin doğum tarihinden Çin burcundaki karşılığını bulmuşlar. Sonra da insan kaynakları bu bilgiyi bir zarfa koyup O’na göndermiş. Tam söylemiyor ama zarfı görünce ödü kopmuş besbelli, dizlerinin bağı çözülmüş! Sanmış ki “gemiden de attılar” Zarfı açınca rahatlamış. Mektupta “Sen bir domuzsun” bilgisi varmış. Tuhaf ama hoşuna gitmiş, sevinmiş. Sonra oturup Çin burcundaki domuzun karakteristik özelliklerini çıkarmış. Okuyucusuyla paylaşırken de fark edilmez sanmış ama ben yakaladım. Özelliklerden biri “Kibar, sevecen, dost canlısı, iyi niyetli ve yardımsever” olmasıymış! Bu bilginin altına bir de yorum yazmış. Korkusunu anlamaya yetecek bir yorum, diyor ki;
“Hakkımda gizli tanık olmaya amade muhbir meslektaşlara ithaf eterim”
Demek ki gammazlanmaktan korkuyor! Sizce bu meslektaş kim ve neyi gammazlıyacak dersiniz. Ben biliyorum, ama bu başka bir polemik konusu. Bunu sonraya bırakalım. Söz beni muhatap alır ve cevaplarsa yazacağım.
Şimdi gelelim asıl meseleye. Bu “abi” eski-yeni Türkiye gerçeğini hala anlamamış. O binanın enerjisini yükseltmek için (ne yaptıklarını da bilmiyorum ya) Anadolu insanının taktiğini kullansalardı yeterdi.
Temel atarken bir şükür kurbanı kesersin, bir de açılışta. Sonra tuvaletleri kıbleye gelmeyecek şekilde dizayn edersin. İçeriye de namaz kılacaklar için küçük bir mescit açarsın. Besmeleyle de işe başladın mı tamamdır.
Unutmadan şunu da söyleyeyim Anadolu insanı, duysa ki doğum tarihinin karşılığı domuz burcu, küplere biner “ben öyle Çin takviminin içine edeyim” der. Bilesin.
Yorumlar2