2019’da YÖK karnesi

  • GİRİŞ02.01.2020 11:04
  • GÜNCELLEME02.01.2020 11:14

2019 yılı eğitimde üniversite seviyesinde iyi bir yıl olmasına rağmen ilk orta ve lise çağında sorunlarla geçti. Temel eğitimde ve özellikle de lise eğitiminde sorunların sürekli artması yeni yılda çözülmesi gereken sorunları arttırdı. Ancak YÖK özelinde ve üniversiteler bağlamında iyi diyebileceğimiz bir yıl geçirdik. 2019 yılında en önemli yükseköğretim kararı şüphesiz tüm dünyada gittikçe önem kazanan uluslararasılaşma bağlamında yapılan çalışmalardı. Üniversitelerimizin her anlamda uluslararasılaşma konusunda daha fazla adın atması gerekiyor ancak 2019 bu anlamda farkındalık ve başlangıç açısından iyi bir yıl oldu. YÖK uluslararası öğrenci kontenjanlarını birkaç program hariç serbest bırakınca birden öğrenci sayısı 172 bine yükseldi. Bu rakamın 2023 de 300 bin olmaması için hiçbir engel yok ki bu her açıdan çok değerli bir adımdı. Bunun dışında birçok üniversite uluslararası üniversite ağlarına dahil olacak anlaşmalar yaptı. En son BAU MIT’ın başını çektiği “Make Impact Consortium” birliğine kabul edildi. Dünyanın en önemli üniversite sıralama kuruluşu THE sonuçlarına göre 12 üniversitemiz ilk 1000’de yer aldı.

 

 

YÖK’ün bir diğer önemli adımı “Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi” idi. İlk kez hayata geçirilerek 16 pilot üniversitedeki 3 bin öğretim üyesi ve yaklaşık 36 bin öğrenciye dijital dönüşüm eğitimi verildi. Buna paralel olarak akademide “Açık Erişim ve Açık Bilim” çalışmalarını başlatan YÖK, Türkiye’deki bütün üniversitelerde uluslararası standartlarda açık akademik arşiv sistemlerinin kurulması için faaliyetlere başladı.

YÖK bütün paydaşların katılımı ile “Geleceğin Meslekleri, Mesleklerin Geleceği” başlıklı bir kongre düzenledi. Bu kapsamda gelecek yıl açılacak yeni programlar masaya yatırıldı. Beklentimiz artık yeni alanların; veri,yapay zekâ, blockchain, fintech, tasarım, oyun gibi alanların üniversitelerde çalışma alanı olması.

 

 

2019 yılı Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) yerleştirme sonuçları raporu yayınlandı. YÖK tarafından, içeriği ve kapsamı açısından yükseköğretim tarihinde ilk kez il ve bölge bazında “2018-YKS Yükseköğretime Geçişte İl- Bölge Başarıları ve Nüfus Hareketliliği Raporu» hazırlandı. YÖK tarafından, sanayi eğitimi alan üniversite öğrencilerinin sanayide uygulamalı eğitim görmeleri için Yükseköğretimden Endüstriye Nitelikli İnsan Gücü Projesi başlatıldı.

YÖK tarafından “yağmacı” tabir edilen paralı yayın yapan dergilerdeki makalelerin akademik yükseltmelerde kullanılamayacağı yönünde karar alındı. Bu çok çok önemli bir adımdı. Yükseköğretim Kurulunca, uluslararası öğrencilerin Türkiye’deki üniversiteler ve yükseköğretim sistemi hakkında kapsamlı bilgilere ulaşmasını sağlamak amacıyla “www.studyinturkey.gov.tr” internet sitesi yeni yüzüyle kullanıma açıldı. Uluslararası öğrencilerin Türk üniversiteleri hakkında öğrenmek isteyebilecekleri bilgilere kolaylıkla ulaşmalarını sağlamak amacıyla site için 3 dilde 700’den fazla kısa video hazırlandı.

Bunlar benim desteklediğim ve başarılı bulduğum çalışmalar ancak iki konu da YÖK’ün kararını isabetli bulmadığımı da belirtmek istiyorum. Birincisi Vakıf üniversitelerini değerlendirirken onları halen üvey evlat gibi görmesidir. Kamu kaynaklarını kullanan ve bu konuda pek sorgulanmayan kamu üniversiteleri öz evlat muamelesi görürken vakıf kaynaklarını ve kendi gelirleri ile çalışan vakıf üniversiteleri üvey evlat gibi görülüyor. Örneğin reklam-tanıtım bütçesine sınırlama getiren kararlar alınması özellikle kendini anlatma konusunda vakıf üniversitelerinin rekabet alanını daraltmıştır. İkinci konu ise Hukuk fakülteleri için 190 bin olan başarı sırası şartının 125 bin olarak yenilenmesine karar verilmesidir. Hukuk alanında üniversitelerin bilişim hukukundan robot hukukuna birçok alanda geliştirilmesi gerekirken sadece başarılı sıralaması ile bunun çözüleceğini sanmak da bana pek gerçekçi gelmedi.

Ancak YÖK’ün 2019 yılında sınıfı geçtiğini söylemem yerinde olacaktır.

Yenişafak

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat