Her yiğidin bir yoğurt telef edişi vardır!

  • GİRİŞ25.06.2011 09:48
  • GÜNCELLEME25.06.2011 09:48

Pek Muhterem Okuyucular,

Derin ilgi ve alakanızın eseri olarak yazı hayatımda "çook verimli" iki ayı geride bırakmış bulunuyorum. Evet, bugün bugün yazı hayatımın ikinci şehr-i devriyesi. Gerek “el-mek” ile gerek yorum aracılığı ile bana yol gösteren kıymetli ve kıymetbilir okuyucularıma teşekkür ederim.

Tabii bu arada her paragraf için ayrı ayrı “inne’as sabirin” ve “bu da geçer yahu” ve “ilacım nerede benim?” gibi içten yakarışlarla yazının sonunu getirmek için ayak direten ve son cümleye “gel keyfim gel” nazarıyla bakan okuyucularıma içli ve içten bir teessüf ithaf ediyorum.

Sayın Okuyucu, girizgahtan da anlaşılamanız gerektiği gibi bu haftayı okuyucu mektuplarına ayırıyorum. Bu sayede siz sayın okuyucular buradan nasıl göründüğünüzü anlama fırsatına kavuşmuş olacaksınız.

İlk mektup El-Hac Ahmet Alagöz Bey’den… “Bu da yenilerden galiba. Dur şuna bir destek atayım da yere birazcık sağlam bassın.” ya da “olsa olsa böyle demek istemiştir canım…” tarzı mektubu için teşekkür ederim. İnsanca, pek insanca bir durum için öz vatan, parya olmak benzeri insan ömrünü heba eden imalarını anlayamadım.

Hacı Karafil Beyefendi ise Ahmet Alagöz şahsında yorumcu kardeşerini müteyakkız olmaya çağırıyor. Bu durumda sadece şu aklıma geliyor: “Bir siz anladınız, yanlış anladınız.

Fakat kadirşinas okuyucum karşısında “müşteri veli-i nimetimdir” düsturu ile geri çekilip Haber7 yönetimi şahsında “Misafir misafiri sevmez, evsahibi ikisini de sevmez” özdeyişine sığınıyorum.

İkinci mektup Feda Kar’dan geldi. Okuyucuya yönelttiğmi “ah babam sağ olsaydı” makamındaki satırlardan yola çıkarak “tutmuş harman, ekin, yeşil, ekin, aşı diyorsun. bu internet neslinin yüzünü ekin başağı yalamış mıdır sence?” ikazını yapıyor. Ben de “şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin… kaypak ilgilerin insanı, zarif ihanetlerin”  hikmetinden yola çıkarak “melali anlamayan nesle aşina değiliz” manasına ulaşan mektubu için müteşekkirim.

Halil Büyüktufan ve Mehmet Konyar üçüncü mektubun ortak sahipleri. Meram’ımı anladıkları her satırdan belli de “birliği tek taraf korumaz” ibaresinin “onlara da hak vermek lazım bir yerde” şeklinde anlaşılması gerekiyorsa lütfen dördüncü paragrafa göz atılsın.

Onu okumayın beni okuyun”, “zaten o da kendisini okumanızı istemiyor” ve “benim Elkızı’ndan neyim eksik” içerikli yazıya dair birkaç mektup ve bir kaç yorum bana ulaştı.

Her türden tenvir, tekdir, takdir ve te’dib içeren bu mektuplar konusunda en büyük tesellim beni Allah’a havale etmeyi, alt komşuma havale etmeye yeğ tutmaları oldu. Zira ikinci bir psikanalist ile nasıl başa çıkılır bilmiyorum.

Yol gösterici mektuplarınızı okumaya devam edelim muhterem okuyucular. “Gülümsemek, yorumlamaktan hayırlıdır, yürü ey yazar kim seni tutar” satırları için Uğur Mercimek Beyefendiye teşekkür ederim, kaleminiz dert görmesin.

Sen bunlara yazı mı diyorsun? Perşembe pazarında bunların üçü beş lira, hem bunun bize bir faydası da yok. Aş kendini aş…” satırlarını yazabilmek için yorumcu kaydı yapmaya üşenmeyen (şahsen ben becerememiştim o kaydı) Okan Okan Beyefendi, canınız sağolsun, ne diyeyim…

Sayın noter mağduru okuyucum, “tövbe ademin ve alemin temizlenmesidir” desem, kalemlerin tövbesini izaha kafi mi bilmiyorum. Ayağınızın uğurlu olması hayra alamet bence.

Yorum meselesine pek de kulak asma” ve “sen üzülme ben varım” mealindeki yorumunuzla verdiğiniz cesaret için teşekkür ederim. … Amma mermus rumuzlu okuyucu ile benim bölgemde didişmek de ne oluyor?. Aklıma gelmişken siz Şanlıurfalı mısınız?

Selçuk Özkaya Beyefendi, sizin yaptığınıza “sırrı faş etmek” denir. Üstelik son satıra kadar da sabretmişsiniz. Ama madem niyet anlaşıldı o halde “niyet hayır idi, akibet de hayır olur inşallah” demekten başka yapacak bir şey kalmıyor.

Okuyup adam ettiklerinden şikayet eden sayın okuyucu… Hasan Seyre Beyefendi size diyorum… Satırlarınız incitici olmuş gibi geldi mi size de? Her yazan okunsun diye yazar.  Twitter ve Facebook meselesine gelince maşallah diyorum da başka bir şey demiyorum. Her ikisine birden zaman ayıra biliyorsunuz. Bir de Haber7’yi sayarsak üç etti. Sınıf konusu ise sosyolojik bir konu yani burada uzman benim. Ama madem merakınızı mucib oldu, fırsat bu fırsat açıklayayım, Haber7 banka hesabımı şişirmeye yanaşmıyor. Yani “Allah devlete millete zeval vermesin

Bilal Yasir Bey kardeşim, insanların gölgesine bile basmaktan imtina eden ben nasıl olur da damarına basabilirim? Bir kaç gurur okşayıcı söz için bu mümkün olabilir mi?

Meyva veren ağaç altında gölgelenen sayın yorumcu, Aydın Dilli Bey!! Hu! Size diyorum… İkazınız için teşekkür ederim. Bu da benim size ikazımdır: “Esrârını Mesnevî’den aldım. Çaldımsa da velî, mîrî malı çaldım. Fehm etmeğe sen de himmet eyle. Ol gevheri bul da sen de sirkat eyle.

Fatih Karakaya Beyefendi, satırlarınızdan yazılarımın onay gördüğü sonucunu çıkarıyorum, teşekkür ederim. Bununla birlikte her yiğidin bir yoğurt telef edişi vardır, benimkisi böyle. Nehirlerin tersine akması kıyamet alameti olmasın?..

Kudo Doğan Beyefendi uyarınız için teşekkürler. Sorsam ayıp olur mu: Japonlara meftun musunuz?

Mustafa Oğuz Beyefendi ben rençber sayılırım, tanenin başağın bereketini bilirim. Siz olmadan ya bir fark eder ya da bin fark eder. Hem ne demiş ilim ehli: “Keyfiyetin kemmiyete rüchanı vardır.” Bir çeşit nitelik-nicelik problemi anlayacağınız.

Efendim, bu hafta da bize ayrılan sütunu doldurmayı başardık. Sabrınız için teşekkür ederim. Haydi rasgele…

Not: Samsun'dan Hale'ye, Diyarbakır'dan Jale'ye, Isparta'dan Lale'ye, hasseten bizim mahalleye selam ederim....

Dr. Ümit Akça - Haber 7
mystymy00@yahoo.com

Yorumlar5

  • aydın dilli 12 yıl önce Şikayet Et
    Özür dilemesini bilmek de bir erdemdir.. Bizim en büyük eksikliğimiz tam anlamadan etmeden peşin yargıya varmamız, önceki yazınızı anlamayıp başlığa takılarak peşinen yorum yaptığım için özür dilerim, ancak cevher hususunda sözlerim aynen geçerlidir.
    Cevapla
  • aydın dilli 12 yıl önce Şikayet Et
    Hırsız olmak, Cevher olmak ve gölgelenmek üzerine.... Eyvallah! parantez içinde söylediğiniz anlamda cevheri bulsam hırsızlık edecem amma ortada cevher yok...cevher gibi yazılar yazında bizde istifade edelim(gölgelenelim) olmazmı...Bak M.Ali Bulut'a yine cevher gibi bir yazı yazmış...ben de diyorumki "tenekeyi parlatsan çeyrek altın eder mi, altın çöpe düşse değerini hiç kaybeder mi" selamlar. Not:parantez içinde geçen teneke ve altın, yazılan yazıları kastediyor yanlış anlamayın...her insanın özünde ne cevherler gizlidir, eminin ki sizde de o cevher mevcut, şu ana kadar dekapaj(maden çıkartma yöntemi) yöntemini kullandığınızdan, şimdilik cevherin üstündeki toprakla uğraşıyorsunuz, inşallah cevhere ulaşırsınız da bizde istifade ederiz. Bu dünya nihayetinde kalp kırmaya ve de boş konuşmaya değmeyecek kadar çok kısa...kalbinizi kırdıysam özür dilerim.
    Cevapla
  • mustafa oğuz 12 yıl önce Şikayet Et
    ben rençber sayılırım, tanenin başağın bereketini bilirim.. rençber oğluyum, rençber sayılırm ben de, 3 ay yazın sıcağında çalıştıktan sonra 9 ay okulun kıymetini biliirm ben de, şimdi mühendislik okumam bu vesileden ötürüdür belki de, lisedeyken hocalarla zamanında yağan yağmurla su ya hasret buğday gibiydi, şimdi nerdeyse bir damla damlamıyor başak vermeden kuruyoruz hocam
    Cevapla
  • noter tasdikli yorumcu 12 yıl önce Şikayet Et
    cevap hakkı. öncelikle burası sivriler vadisi köşenizdeki kapışmalara alışın. bakınız bazı köşelerin altı.hocam sizden safım niye mi tüm yorumları okuduğum halde dakikalarca niye urfalıya benzettiğinizi düşündüm durdum. genelde araplara doğululara benzetirler ama..nerden dedim urfalı..hangi alakayı kurduğunuzu çok zor anladım. neden sonra urfalı adlı yorumcunun muzipliği sonucunda böyle bir kanıya vardığınızı anladım. başka nik alamam bana ters geliyor.alışmışım net olmaya. saygı ve sevgilerimle.
    Cevapla
  • Hasan Seyre 12 yıl önce Şikayet Et
    Biraz geç kalmadınız mı?. Yazarlardan Sema maraşlı erkeklere akide şekeri dağıtmakla meşgul.ödülünü ise.binlerce teşekkürle alıyor..Bizim Feride bacı ise.Atına bindiği halde Anadolu ortasında.Erkek egemen toplumun geleneklerini kılıç gibi keskin sivri diliyle kırıp..tarihte Dünya üstünde sadece Anadoluda kurulmuş ama Erkek krallıklarının kıskançlıklarından dolayı ittifak edip bir gecede yok ettikleri Amazon krallığını yeniden kurmakla meşgul.Bizim Jan Darkımız o.M.Ali Bulut ise yarı mehdi döngüsünde Alemi İslamda intişar edecek Nuru bekliyor.Yaşar iliksiz ise her gün gittiği Yerebatan sarnıcında.Bizansın sırlarıyla meşgul.Nuray kızımız ise Amerikaya gidecem diye tutturmuş. Parasını denkleştirmeye çalışıyor.Sizin tarzınız nedir.Diğerlerinden farkınız ne onu anlatın hele.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat