Tren nereye gidiyor? Makinist kim?

  • GİRİŞ24.12.2011 10:08
  • GÜNCELLEME24.12.2011 10:08

Bahar, yaz, hazan...

Mısır'da Bereketli diktatörün tahtı sallanırken Ömer Şerif şunu demişti: "Tamam,  Mübarek gitsin. Ama ya sonra..?"

Bir zamanların "Soğuk Savaş" tanımına benzer olarak, “yeni dünya düzeni” ya da “novum ordo seclarum”, “tarihin sonu”, “medeniyetler çatışması”, “küreselleşme” ve son zamanlarda da Arap Baharı gibi tanımlamalar bize yakın dünyada olup bitenleri anlayabilmek için kapsamlı bir arka plan oluşturmaktaydı.

Arap Baharı olarak isimlendirilen iç ayaklanmaların 2010 sonbaharında başlamış olmasına ne demeli?

Belki de bu ayaklanmaları Prag Baharı tabirinden esinlenen Arap Baharı yerine Arap Hazanı olarak isimlendirmek daha doğrudur. Prag Baharı Çekoslovakya’nın Ruslar ve müttefikleri tarafından işgali ile sonuçlanmıştı. Arap Baharı adlandırması da böyle bir niyet içeriyor olmasın…

Zira şimdilerde çok da dile getirilmeyen Yeni Dünya Düzeni söylemlerinin bir Pax American meşrulaştırması olduğu kaygıları bazı yeni söylemleri de beraberinde getirmiştir.

Bu söylemlerin en yaygınları da, “kısa süren 20. yüzyıl” ve “yeni bir Ortaçağ” söylemleridir.

Paranoyak etiketlemesi bir yana, 1991’de gerçekleşen Körfez Savaşı sonrasında yazılanlar 2003 yılında yaşanan Irak işgali ve 2010 yılından sonra Berberilerin tutulduğu değişim krizi ile bir kere daha okunmayı hak etmektedir: ‘Amerika çeşitli biçimlerde ortaçağ’ı diriltmeye çalışıyor, sanki o dönem yüzyıllar önce bitmemiş gibi…

Kadim dünyanın mensupları arasında Batılı değerlere karşı kesin bir reddiye vardır ve bu reddiyenin çok makul verilere dayandığı görülmektedir. Bu dünya mensuplarına göre Batı kadim dünyayı Ortaçağ uykusunda yakalamış, ipek ve baharat için geldiği yeri Doğu olarak adlandırmıştır: “Önce Doğu’ya Hristiyanlığın kutsal saydığı yerleri (Bethlehem, Nazareth ve diğerleri) ziyaret etmek isteyen hacılar kılığında geldiler, derken Haçlı zırhları içinde ve tüccar elbiseleri içinde geldiler, sonra kilise örtüsü altında, daha sonra malları gemilerle taşıyan tüccarlar olarak ve en sonunda da medeniyet havarileri olarak geldiler.”

Alıntıladığımız metnin sahibine göre Batılıların medenileştirmek için gittikleri toplumlara dönük uygulamaları her zaman iç karartıcı olmuştur. Hiçbir karşı koyma ile karşılaşmadıkları Afrika’da elmas, bakır, altın, gümüş ve fildişini ülkelerine taşıma konusundaki gayretkeşliklerine bir de kendi mallarını yerlilere satma çabası eklenmiştir. İklim gereği bir parça kumaşla dolaşan yerliler İngiliz kumaş sanayisi için iyi bir pazar oluşturacaktır: “… Manchester’de kutlamalar yapıldı. Çünkü Kongo’daki her kadının ve erkeğin, kilise ayinlerinde giymek ve medenileşmek üzere elbise yapmak için gerekli olan yılda üç metre kumaşı almaya ikna edilmesi, üç yüz yirmi milyon yardalık kumaşın Manchester fabrikalarından sağlanması demekti.”

Orta Avrupa ülkeleri Sovyet ideolojisini terk etti edeli, Amerikan politika yapıcılarının 1990’larda “çığ etkisi” olarak isimlendirdiği süreç 1990’lı yıllardan itibaren ağırlıkla Balkan toplumlarında, göreceli olarak da Afrika ve Ortadoğu toplumlarında etkisini göstermeye başlamıştı.

Bazı Arap toplumlarının otoriter ve diğer bazı Arap toplumlarının ise Stalinist yönetimleri dünyada olup bitenleri dikkate almaya başlamış, Yugoslavya, Afganistan ve Irak ilk tasfiye edilen Stalinist yönetim tarzları olmuştu.

Arap toplumları arasında Pax Ottoman sonrasında bir türlü sağlanamayan ‘düzen’ de Baas taraftarlarından birinin arkasındaentelektüel dullar ordusu bırakarak Pax American’a teslim olmasıyla sonuçlanmıştı.

Muhtemeldir ki Baas ideolojisinin son icracıları yani Suriye’nin diktatörleri, Amerikan siyaset yapıcılarından birine 2000li yıllarda atfedilen “yirmi iki devletin yapısında değişmeler bekleniyor” iradesi gereğince Amerikan barışına teslim olmanın yollarını aramaktadırlar.

İyi de bütün yazdıklarımız Türkiye’nin Suriye ile duvarları yükseltmesin yeterince açıklamaya yetiyor mu? Bu kadar demokrasi vurgusu neyi örtüyor? Suriye’nin yöneticisi olarak Nusayriler ondalıkla ifade edilen bir azınlığa karşılık geliyor olabilirler. Ama bu yeni keşfedilmiş bir durum değil. Devletin Sünni fıkhı üzerine kurulmuş olması ile oradaki Sünni çoğunluğa tahakküm eden hadi doğrusunu yazalım, zulmeden Basçı Alevilere cephe almaya yeter mi?

Genelde İslam dünyasında, özelde ise Arap dünyasında olup bitenler hayli kafa karıştırıcı… Kafa karışıklığını artırmak için bir fıkraya ne dersiniz?

“İkinci Dünya Savaşı yıllarında, bir tren kompartımanında, bir Amerikalı yaşlı kadın, genç ve hafifmeşrep kızı, bir Fransız delikanlı ve bir de Nazi subayı yolculuk etmekteymiş...

Tren karanlık bir tünelden geçerken kompartımanda bir öpücük sesi ve hemen ardından bir şiddetli bir tokat sesi duyulmuş.
Tren, tünelden çıktığında kimse birkaç dakika önce olup biten şey hakkında konuşmamış. Ama herkesin aklında farklı düşünceler varmış.

Yaşlı kadın: “Aferin bizim kıza, korktuğum kadar hevesli değilmiş. Terbiyesizin biri fırsatçılık etti ama tokadı da yedi.” diye düşünmüş.

Yaşlı kadının torunu, “Ben dururken büyükannemi öpen aptal kim acaba? Yine de büyükannemin bu kadar sert tokat atması şaşırtıcı…” diye düşünmüş.

Nazi subayı: Allah’ın belası Fransız… Kızı o öptü, ama tokadı ben yedim!” diye düşünmüş. Fransız ise “Kendi elimi öptüm ve Nazi’yi tokatladım!” diye gülümsemiş”

Yaşlı Amerikalıyı herkes biliyor ama hafifmeşrep torun, Fransız ve Nazi subayı rolü herkese uyuyor.... 

En kötüsü de kompartımanın bağlı olduğu tren nereye gidiyor? Makinist kim?

Bir de ipucu verelim o halde:

Kartallar kaplumbağa etine bayılır ama bir türlü kabuğu kırıp kaplumbağayı yiyemezmiş. Bir gün bir yol keşfetmiş. Kaplumbağayı pençelerinin arasına alıp yükseklere çıkartmış ve kayalıkların üstünde aşağı bırakmış.

Kalın sağlıcakla…

Ümit Akça - Haber 7
mystymy00@yahoo.com

Yorumlar5

  • nazim manav 12 yıl önce Şikayet Et
    tiren rontgen olmus bizim binalara dogru bodozlama.. yazar dogru baslik atmis tren nereye gidiyor,makinist kim,makinayi Almanlar getiriyormus hedefte bizim garibanin binalari varmis(debrem yasasina tepki)
    Cevapla
  • furkan demir 12 yıl önce Şikayet Et
    Biraz Şeyh İmran Hüseyin ve biraz yazarın kişisel fikirileri. ve ortaya çıkan yazı... Yani yaklaşan Arap katliamı diyorsunuz. Ama bunu Imran Hosein kaç aydır bağırıyor... Önümüzdeki sene çok şeylere gebe. Allah-u Alem
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Hasan Seyre 12 yıl önce Şikayet Et
    Paris İşgal altında iken..Prag baharı tanklara teslim olurken... Alman askerleri henüz Paris banliyölerinde iken, Mavzer sesleri artık bu yanda bile duyuluyordu. Meşhur Du Nord İstasyonundan kalkan ve Marsilyaya giden son Tiren Fransadan kaçanlarla dolup taşıyordu. Etraf ana baba günüydü. Çocuklar annelerinin dizlerine yapışmış masum gözlerle etraflarına bakıyordu. Sevgilimde ailesiyle birlikte Amerikaya iltica etmek için gidenler arasındaydı. Son paramla bir çiçek alarak çok genç bir yaşımda toy bir kavalya gibi Marsilya tirenine koştum. Milyonlarca insanın şaşkın bakışları arasında dizlerimi yere koyarak aşkıma.Beni bırakma Dünyanın en güzel kızı diye yalvardım. geldi elimdeki gülleri aldı.Onları kokladı. Sonra bana uzun uzun baktı. Sanki gözlerinde çok uzak bir gücün esintilerini taşıyordu. Hafiften gözleri dolmuştu. Yüzüme bir öpücük kondurdu. Güle güle benim sevgilim dedi. Allah sana benim gibi nice kamil ve olgun insanlar tanıştıracak. onlara bakarak beni hatırlarsın dedi.Dünyam yıkılırken kulaklarımda çınlayan o sesi bir daha amahiç duymadım.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Yavuzhan Karagöz 12 yıl önce Şikayet Et
    Kaplumbağa Türkiye gibi görünüyor. Sert kabuğunu kırmanın yolu, onu güçlü olduğuna inandırıp yanında gibi görünüp kendi dostlarına ve kader ortağı olan milletlerin üstüne salmak ve bu olurken çıkan kargaşada gücünün eriyişini seyretmek olsa gerek. Ta ki kabuk incelip kırılana kadar. Bu esnada diğer kader ortağı milletler de tarumar olacaklar, Türkiye de tek seferlik gücünü tüketmiş olacak. Hem tarihi bir haksız olarak anılacak, ebediyen gerçek dostlarını, doğuyu, Türklüğü Müslümanlığı kaybedecek, batıya ebediyen köle olan bu ülke hain olarak anılacak ve ezelden gelen HAKLININ Mağdurun yanında ki asil Türk imajı doğuda sona erecek, Aynı zamanda Soykırım yaptı iftiralarıyla batıda da itibarsız kılınacak. Ne batı ile ticareti güçlü, Ne ordusu güçlü olacak, ne de Doğudan ticaret yapabilecek. Sonra kartal kaplumbağanın etini yiyecek.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • kamil hisarlı 12 yıl önce Şikayet Et
    sadece fıkra güzel. sadece fıkra güzel diye düşünüyorum. mısırdaki seçim sürecinde bu tür olayların olması doğru değil zira ordu seçimden sonra zaten gidecek şimdiden bu kadar protestolar niye? fakat bu halkın çok aktif ve hassas olduğunu göstermesi bakımından güzel bir şey. bu gücü bir aklı selimin sevk etmesi hayırlara vesile olacaktır. o aklı selim de mısırda vardır mutlaka..
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat