Vicdan!

  • GİRİŞ06.07.2020 11:59
  • GÜNCELLEME06.07.2020 11:59

Geçtiğimiz hafta sosyal medyada yaşanan aşağılık olay, muhterem anneye, yavrusuna ve elbette aileye karşı yapılan iğrenç saldırı toplumun nasıl bir tehditle, nasıl bir ahlaksız davranışla karşı karşıya bulunduğunu ortaya koymuştur. Hiç kimse, meseleyi ‘bu tür ruh hastalarına, bu tür sapıklara her yerde her zaman rastlanabilir’ diyerek geçiştiremez; bu tür sapıklıkların ‘yerleşik’ hale gelmesinin zemini haline dönüşen sosyal medyanın durumu, hiçbir gerekçeyle savunulamaz, kabul edilemez ve maruz gösterilemez.

Bazılarının buradan kalkarak ‘sosyal medyaya sınırlama geliyor’ türünden çirkin bir edebiyat yaparak, getirilmek istenen sınırlamanın bireysel hak ve özgürlükleri korumaya dönük talepler olduğunu saptırma eğilimine girmesi, eğer meseleyi kavramaktan aciziyet söz konusu değilse, düpedüz başka bir ahlaki soruna işaret eder.

PSİKO-SOSYAL

Sosyal medyanın bir özgürlük zeminine dönüşmesi için başkalarının şahsi haklarını koruyacak bir düzenleme yapılması elzemdir; uluslararası dev kapitalist şirketlerinin medya ortamında her şeyi ranta dönüştürme arzularına izin verilmemesi gerekir. İnsanlık değerlerini metalaştırma konusunda kapitalizmin ahlaki bir sınır tanımayacağı söylenebilir fakat kendi yurttaşlarının kişilik haklarını koruma sorumluluğu demokratik devletin sadece sorumluluğu değil görevidir. Sanırım kapitalizmin esas kriz noktalarından biri demokrasiyle olan bu tür çelişkileri aşamadığı zaman patlak verecektir.

Meselenin bir yönünün sosyal medya ile ilgili olduğu açıktır fakat görünmeyen daha derinde yatan bir başka yönü ise toplumsal vicdanla ilgilidir. Bu tür davranışlarda bulunanlar, insanlık haysiyetini kaybetmiş bir şekilde başka insanların mahremine/özeline hayâsızca saldıranların esas sorunu vicdan mevhumundan, temel bir insani hassasiyetten mahrum olmaları ya da onu kaybetmiş bulunmalarıdır. Vicdanın erozyona uğraması ise, sadece psikolojik değil aynı zamanda toplumsal bir sorundur.

TEHDİT TOPLUMA

Vicdan bireylerde var olan bir psiko-sosyal duygusal bilinç halidir. Vicdan psikolojiktir çünkü insanın kendi durumunu, kendi eylemlerini değerler sistemi çerçevesinde kritiğini yapan; öz yargılama gücünü ifade etmektedir. Sosyaldir bu öz yargısal sürecin kriterlerini sağlayan toplumsal değerler sisteminden bireysele aktarılan, şahsiyetin inşasına katılan manevi unsurların kaynağında toplumsalın ilkeleri bulunmaktadır. Demek ki vicdan, merhamet, başkalarının hakkı, acıma/sevme, başkalarına sorumluluk gibi birçok psikolojik manevi duygunun üzerine inşa edilen bir tutum bir duygu-durumum adıdır fakat toplumsal olarak kurulmuş, değerler sistemince beslenen ya da yeniden üretilen bir durumdur.

Hızlı toplumsal değişme dönemleri birçok toplumsal kurumun değişimine, sorunlar yaşamasına yol açtığı gibi, kurumlar arası ilişkilerde de probleme sebep olur. Değişimin hızlandığı, küresel etkileşim ağlarının etkinlik kazandığı bir ortamda sapkın davranışların artması, bu tür sorunların yükselmesi üstelik bu tiplerin sosyal medya ortamında kendilerine zemin bulması, psiko-sosyal sorunun katlanarak çoğalması tehlikesini gösterir; kimse seyirci kalalım diyemez.

Akşam

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat