İdlib Operasyonu Başlamak Üzere

  • GİRİŞ03.02.2020 17:54
  • GÜNCELLEME03.02.2020 17:54

Türkiye ile Rusya arasında 17 Eylül 2018’de bir anlaşma yapılmış ve Suriye’nin Muhaliflerin elinde kalan son bölgesi İdlib ’de “Silahtan Arındırılmış Bölge” sınırları çizilmişti.

Astana Görüşmeleri kapsamında yapılan bu anlaşmada Türk askerinin İdlib’de 12 gözlem noktası kurması planlanmıştı. Nitekim Türkiye, Rusya ve İran arasında düzenlenen Tahran Zirvesi sonrasında askerlerimiz bu noktalara yerleştirilmişti.

İdlib’de oluşturulacak silahsız bölgede İran, rejim güçleri ve Şii milislerinin yer almaması kararlaştırılmış bölge güvenliğinden Türk ve Rus askeri polisi sorumlu tutulacağı kabul edilmişti. Fakat bu anlaşmaya ne Rusya ne İran ne de rejim kuvvetleri uymadılar.

Türkiye aynı anda hem ABD ve hem de Rusya’yı karşısına almamak adına Suriye rejim güçlerinin anlaşmayı hiçe sayarak yaptığı tecavüzleri ve toprak kazanımlarını sineye çekmek zorunda kaldı. Çünkü  “Barış Pınarı Harekâtı” başlamış ve operasyonla birlikte ABD’nin desteklediği PYD/PKK güçlerine ağır darbe vurulmuştu. Harekâtın birinci aşaması başarı ile sonuçlanmış Tel Abyad ve Resulayn kentleri ile birlikte sınırlarımızdan 32 kilometre derinlikte bir bölge teröristlerden temizlenmişti.

Libya için düzenlenen Berlin Konferansı Suriye’deki operasyonları da etkilemişti. Ayrıca Türkiye’nin PYD/PKK güçleri ile birlikte ABD’ye karşı gerçekleştirdiği operasyon üç hatta dört cephede aynı anda mücadeleyi başarısız kılabilirdi. Nitekim fırsatı değerlendiren Rusya, İran ve Rejim Güçleri 2019 yılının Ağustos ve Aralık ayında çatışmasızlık bölgesi sınırlarını ihlal ederek ilerlemeye başlamışlar 2020 yılının Ocak ayında da Maarat El Numan şehrini ele geçirmişlerdir.

Bu anlaşma ihlali aynı zamanda yüz binlerce mültecinin Türkiye sınırına doğru göç etmesi sonucunu doğurmuştu. Hâlbuki Rusya Savunma Bakanı Şoygu’nun açıklamasına göre de İdlib’e herhangi bir operasyon düzenlenmeyecekti. Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dile getirdiği gibi Rusya anlaşma yükümlülüklerini yerine getirmemişti.

Fakat Şubat ayı ile birlikte Türkiye Libya’da gerekli hazırlıkları tamamlamış Hafter güçlerine karşı güçlü bir pozisyon almıştı. Artık Suriye’de Batı Fırat bölgesinde Rusya, İran ve rejim güçlerine karşı harekete geçebilir bir noktaya gelmiştir. Bu arada ABD ile Suriye konusunda en azından Fırat’ın batısında anlaşmaya varılmış bu ülkenin dolaylı desteği alınmıştı.

Türkiye, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Operasyonlarında olduğu gibi kartları açık olarak oynamış önce diplomatik uyarıları yaptıktan sonra zaman kaybetmeden askeri güçlerini kullanmıştı. İdlib’de de benzer bir durum meydana gelmektedir.

Önce askeri birlikler operasyon sahasına kaydırılıyor sonra en üst düzeyde diplomatik açıklamalar yapılıyor ve üçüncü aşamada Milli Suriye Ordusu ile birlikte operasyon yapılıyordu.

İdlib’de bu aşamaların ilk ikisi geride kalmış şu anda operasyonun başlaması söz konusu olmuştur. Bu maksatla M-5 karayolu üzerinde bulunan Serakib kasabasında askeri birlikler operasyona hazır bir şekilde bekleme durumundadır.

Bu operasyonların öncekilerden farkı da vardır. Çünkü Morek ve Surman bölgesindeki 8 ve 9 numaralı gözlem noktaları rejim kuvvetleri tarafından kuşatılmış durumdadır. Operasyon esnasında bu noktalara saldırı düzenlenebileceği açıktır. Bu nedenle Hava Kuvvetleri unsurlarına büyük görev düşmekte ve yapılacak saldırıları en etkili şekilde cezalandırmak için hazırlıklar yapılmaktadır.

Suriye’de İran ile Rusya arasında başlayan çıkar çatışmaları artık belirgin bir hal almıştır. ABD’nin Kasım Süleymani suikastı sonrasında iyice karizması çizilen İran’ın durumu belirsizdir. ABD’nin küstah ve İran’ı aşağılayacak şekilde yaptığı tehditler sonrasında halka karşı mahcup olan Molla Rejimi, çok zor durumdadır. Hem ekonomik baskı altında hem de siyasi olarak özgürlük isteyen halkın özgürlük tehdidi altındadır. Suriye’de kısa vadede etkin olarak harekâta kalkışması beklenmemektedir.

Fakat sahada durum çok farklı sonuçlar ortaya çıkarabilecektir. Sonuç almak için askeri hazırlıkların ne ölçüde yapıldığı ve askeri teçhizatın yeterli olup olmaması belirleyici olacaktır.

Elbette moral ve manevi değerler her zaman olduğu gibi en önemli unsurlardan bir tanesidir. Milli Suriye Ordusunun bu güne kadar almış olduğu başarılı sonuçlar hem İdlib’teki başarıyı hem de Suriye’nin geleceğini derinden etkileyecektir. Allah’a kahraman ordumuzla birlikte Milli Suriye Ordusunun başarı olması için dua ediyor muzaffer olmaları için niyaz ediyoruz, vesselam… 

Vehbi Kara - Yeni Akit

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat