Bir muhâsebe-i umûmiyye

  • GİRİŞ28.12.2014 09:56
  • GÜNCELLEME29.12.2014 09:38

Zâten devletimizin bilfiil teşekkül etdiği 26 Mayıs 1040 Dendânekan Meydan Muhârebesi’nden bu yana geçen 974 yılın hiç biri kolay olmadı. 

İşin “fıtratında” var bu.

Türkiye olmak fevkalâde müşkil bir iş.

Öyle bir yeri mesken edinmişsiniz ki kenarda durup olana bitene seyirci kalmanız imkânsız.

Ama müşkil diye elbet vazgeçecek değiliz.

Üstelik şunu da unutmamak gerek:

Türkiye 974 yıldır üzerine gelen her türlü belâyı savuşturarak ayakda kalmayı da bildi.

Onun için bence hiç kimse, maalesef bu sene de başaramadık ama kısmetse önümüzdeki yıl hallederiz, şeklinde ham hayallere kapılmasa iyi eder.

Hele hele bu saatden sonra Türkiye’yi “halletmek” biraz... Nasıl söylesek... şey...

Ben Türkiye’nin yeminli düşmanı olsam dahî en geç bu zaman diliminde artık basîretimi kullanarak Türkiye ile iyi geçinmenin yıllarını arar ve bunu da samîmiyetle yapardım.

En zayıf ve en kötü yönetildiği yıllarında bile Türkiye’yi deviremeyenlerin bundan sonra bu amaçlarına ulaşmaları muhâlin de ötesinde bir hamâkatdir.

Türkiye’den parça koparıp orada kendi gönüllerince başka bir “şeyler” yapmayı tasarlayanların da takkelerini önlerine koyup bir tefekkür-ü derûnîye yönelmelerinde pek çok yarar var - en fazla da bizzat kendileri için...

Ama yanlış anlaşılsın istemem:

Bu bir tehdid değil bir uyarı!

Yaşlı nesillerin de anlaması için buraya basit konuşma diliyle bir kere daha yazayım:

Ce n’est pas une menace, c’est un conseil!

Türkiye’den zorla kimse zırnık alamaz!

Devamı için tıklayın >>>

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat