Yeni HSK seçimi bir milattır

  • GİRİŞ28.05.2021 11:27
  • GÜNCELLEME28.05.2021 11:27

Bu hafta TBMM’de Hakimler Savcılar Kurulu (HSK)’nın çoğunluğunu oluşturan 7 üyesi oy birliği ile seçildi.

Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) 11 üyeden oluşuyor. Kurul’un 4 üyesini de ilk derece hakim ve savcıları arasından Cumhurbaşkanı atadı. İki üye zaten HSK üyesiydi yeniden seçildiler. İki yeni üye seçildi. Adalet Bakanı ve görevlendirdiği Adalet Bakan Yardımcısı’nın katılımıyla toplam 13 üye olarak çalışacaklar. HSK her birinin 6 üyesi olan 2 daireden oluşuyor. Adalet Bakanı HSK’nın başkanı ama daire toplantılarına katılamıyor.

TBMM toplam 7 üye seçiyor. Yani HSK’nın çoğunluğunu TBMM seçiyor. TBMM tarafından seçilecek üyelik için Anayasa gereği Yargıtay Üyeleri, Danıştay Üyeleri, Yükseköğretim Kurumlarında Hukuk alanında görev yapan öğretim üyeleri ve avukatlar hiçbir kısıtlamaya tabi olmadan adaylık işin başvuruyorlar.

TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu her bir üyelik için 3 aday belirliyor. Yani toplamda 21 aday. Her bir üyelik için  belirlenen üç aday arasından TBMM genel kurulunda toplam 7 HSK üyesi seçiliyor.

Gerek TBMM Anayasa ve Adalet Karna Komisyonunda aday belirlemede, gerekse de TBMM Genel Kurulunda  üye seçiminde asgari beşte üç çoğunluk gerekiyor. Bunun anlamı şu. Cumhur İttifakı gerek karma komisyonda aday belirlemede, gerekse de TBMM Genel Kurulunda üye seçiminde yeterli çoğunluğa sahip değil.

Yeni Anayasa ile tek adam rejimi kuruldu diyen muhalifler var ya. İşte bu Anayasa, çoğunluğa sahip iktidar ittifakına, devletin en önemli organı olan Yargı Organının en üst kurulunu seçme imkânını vermiyor.

Diktatör ve otoriter rejim iddialarına bakın. Tüm iddialar yalan yanlış bilgilerle yargı uygulamalarına dayandırılıyor ve yargı teşkilatı “Saray Yargısı” dedikleri terbiye yoksunu bir ifade ile aşağılanıyor değil mi?

Herkeste de sanki yargıda tüm seçimleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yapıyormuş gibi bir algı oluşuyor. 

Hâlbuki tek adam rejimi diye hakaret ettikleri bu sistemin Anayasası, en temel devlet organı olan Yargı Organı’nın üst kurulunun seçiminde partiler arası mutabakatı zorunlu hale getiriyor.

İşte bu nedenle HSK seçiminde Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasında TBMM tarihinin en geniş mutabakatı kuruldu, yargının teşkilatının yönetimini yapacak Hakimler ve Savcılar Kurulu tam bir mutabakat ile seçildi.

Seçilen üyelerin tamamı son derece güçlü formasyona ve kişiliğe sahip. Hiçbirinin üzerinde hiç kimsenin söyleyeceği olumsuz söz olamaz. Seçilen üyelerin hiçbiri mutabakatın taraflarından herhangi birini rahatsız edecek kişiler değil.

Demek ki neymiş? Saray diyerek hakaret etmeye çalıştığınız Cumhurbaşkanlığı HSK üye çoğunluğunu belirleyecek yetkiye sahip değilmiş.

Bundan sonra fikri namusu veya ortalama zekâ düzeyi olan hiç kimsenin, bu yargı mutabakatını aşağılama hakkı olamaz.

Defalarca söyledim. Dünyanın en kaliteli yargı rejimidir Türkiye yargısı. O nedenle bir takım trollerin bundan önce yargı kalitesi ile ilgili aptal yorumlarının bir değeri zaten yoktu. Yargı uygulamaları üzerinden otoriter rejim sloganı atanların zekâ sorununu da, yeni seçim süreci kabak gibi ortaya çıkardı.

HSK üyelerinin çoğunluğu tam bir mutabakatla seçildi. Bu mutabakat her şeye rağmen Türkiye’de siyasetin işleyişinde ihtiyaç duyulduğunda rasyonel davranılacağını göstermesi bakımından da çok önemli bir veridir. Siyasi rekabet dünyanın her yerinde var. Ancak dünyada kaç ülkede, devleti karakterize eden yargı organının üst yönetiminde böyle bir siyasi mutabakat inşa edilebilir ki?

Bu mutabakat her bakımdan çok tarihi hatta milat oluşturan bir mutabakattır. TBMM’nin gerektiğinde milli konularda birlikte davranma refleksine ve devlet olmanın gerektirdiği vakara sahip olduğunu da gösterir.

Cumhurbaşkanınız tarafından yapılan seçimlerdeki isimler de temayüz etmiş saygın hukukçular. Görevine devam edemeyenlerin yaptıkları hizmetin altını özellikle çizmek gerekiyor .

Türkiye’nin kritik gündemi, anlaşılıyor ki yargı organını göreve çağırıyor. Bu süreç öncesinde tarihin en geniş mutabakatını inşa edebilmek çok önemliydi. Bundan sonra vicdanı ve aklı olan hiç kimse yargının birilerine ait olduğunu söyleyemez. Bu yargı zaten milletin yargısıydı, son seçimle güçlü bir şekilde teyit edilmiş oldu.

YENİAKİT

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat