Nilüfer olmadan Kayahan hiç değil mi?
- GİRİŞ01.09.2008 10:00
- GÜNCELLEME01.09.2008 10:00
(Magazinci arkadaşlara güvenmek zor olsa da pek çok imza farklı gazetelerde aynı paralelde haberlere imza attığına göre doğru olduğuna inanıyorum)
Zaten bir kavga vardı davaya dönüştü. Sonuçlandıktan sonra her iki taraftan bundan zarar gördü ve dava sonucu yeniden kavgaya dönüştü...
Kayahan adeta kavganın 'resmi' galibi olmanın verdiği zafer sarhoşluğu içinde. Nilüfer'i köşe sıkıştırmış olmanın verdiği güvenle yumruk gibi laf saydırıyor. Öncekiler neyse de son söylediği tam bir vefasızlık ve insaflık örneği: Şarkılarım yoksa Nilüfer bir hiç.
Kahayan, "şarkılarım yoksa Nilüfer bir hiç" derken kısmen haksız da değil. Çünkü Nilüfer'i biz onun şarkıları ile sevdik. Nilüfer denilince aklımıza gelen 10 şarkı varsa 9'u kesin Kayahan imzalıdır. Bunu kimse inkar edemez.
Ama Nilüfer sonuçta kalitesi belli yorumcudur ve iyi bir beste bulduğu zaman 'hiç' olmadığını kesinlikle ispat edecektir. Nitekim Müzeyyen Senar için ünlülerin biraraya geldiği albümde yer alan 'dalgalandım da duruldum' yorumunu hatırlarsanız, Nilüfer hiç bir şey yapmasa dahi nostaljik parçaları yeniden yorumlayarak şanını ve şöhretini olduğunu gibi götürebilecektir. Bu kesin...
Zaten, konserinde okumasının yasak olduğunu bile bile ondan Kayahan şarkıları isteyenlere verdiği "Sizi buraya Kayahan mı gönderdi?" cevabı da kendisine güveninin sarsılmadığının isbatı.
Peki, Kayahan Nilüfer olmadan ne yapacak. O zaten Nilüfer olmadan hiç değil miydi? Kayahan''ı insanlar önce Nilüfer sayesinde bir besteci olarak tanıyıp, sonra sanatçı olarak takdir edip albümlerine prim yaptırmadı mı? "Geceler", "Kar Taneleri", "Esmer Günler", "Yemin Ettim" şarkılarını Nilüfer değil de başkası yorumlasaydı, Kayahan adı bu kadar prim yapabilecek miydi?
Kayahan varlığını Nilüfer'e borçludur ve Nilüfer'in hakkını Nilüfer'e vermek zorundadır. İlk iki albümünün adının 'Benim Şarkılarım' olduğunu ve o albümün varlığını da Nilüfer'e borçlu olduğunu hatırlarsa Kayahan'ın işi daha da kolaylaşacaktır. 1992 yılında ona rekor kırdıran konserdeki yüzbinlerin kaçı onu Nilüfer'den ayrı hatırlayabilir, düşünsün isterim.
Kayahan'ın bu kadar vefasız ve acımasız olmasının albüm satışlarıyla da ilgisi var hiç kuşkusuz. Odalarda Işıksızım albümü sonrası hangi albümü o kadar reklama rağmen başarılı olmuş ve beklenen satış rakamlarını yakalamıştır? Yani Nilüfer'in söylemediği şarkılardan oluşan albümleri, ne garip ki Nilüfer'in yorumladığı şarkılardan oluşan albümleri kadar satmamaktadır. Nilüfersiz Kayahan eski kalabalıkları rüyasında görmektedir, nitekim Rumelihisarı Konseri'nin kısmi başarısı da 'terör' edebiyatı sayesinde sağlanabilmiştir. Yalan mı?
Bu yüzden Nilüfer'in Kayahan'a duyduğu ihtiyaçtan daha fazlasını Kayahan Nilüfer'e duymaktadır... Kayahan itiraf etmek zorundadır. Nilüfer olmadan kendisi de bir hiçtir.
Ramazan barış ayıdır, kırgınlıkların bittiği, dostların birbirlerinin kusurlarını affedip unuttuğu aydır. Bu günde iki değerli sanatçının çirkin kavgaları ile gazetelere yansıması hiç hoş olmuyor. Hele de şöhret adına neyi varsa Nilüfer'e borçlu olan birisinin 'Şarkılarım olmasa Nilüfer bir hiç' diyecek kadar vefasızlaşması iğrenç oluyor.
Gelin şu mübarek günlerde sizi Nilüfer ve Kayahan kılan dinleyicilerinizin, hayranlarınızın yüzü suyu hürmetine barışın ve bu iğrenç reklam kaygalarından siz de kurtulun biz de kurtulalım...
Çünkü ben kendi adıma Nilüfer'den yeni bir Kayahan bestesi dinlemeyi çok özledim... Hadi mübarek Ramazan'da bu fakire bir sadakayı fazla görmeyin, barışın beni de sevindirin....
YAŞAR İLİKSİZ - HABER 7
Yorumlar5