Savcıya taciz tamam da polisi kör eden ne?
- GİRİŞ13.07.2009 12:04
- GÜNCELLEME13.07.2009 12:04
Emperyalist köpekbalıklarının iştahını kabartan balık etli ülkem, balık hafızalı vatandaşları koynunda barındırmayı sürdürdüğü sürece aldığı diş darbelerinin ardı arkası gelir mi?
Hamasi ve siyasi söylemler söz konusu olduğunda 'sokaklara dökülmeleri' için bir ıslık yeten mangal yürekli, balık hafızalı vatandaşlarımız, insanlık onuru adına hemen yanı başında gördüğü haksızlıklara karşı kıllarını kıpırdatmadıkları sürece, ülkenin adil ve güçlü olmasını sağlayabilirler mi? Kahraman sen değilsen kim? Sen kendi hakkını korumadığın sürece hangi kahraman sana yardımcı olabilir?
Her ülke kahramanları kadar onurlu, hukuk sistemi kadar güçlüdür! O yüzden kimin kahraman kimin şovmen olduğunun anlaşılması önemli. Modern dünyada herkesin bir gün mutlaka kahraman olma şansı var. Hatta kahraman olma şansı olmayanın, kahramanlığı satın alması da mümkün! Yeter ki amaç kahraman olmak olsun gerisi teferruat! Oysa kahramanlık çoğu zaman hiç bilinmeyen sıradan eylemlere imza atmak ve görevini namusu ile sürdürmeye çalışmaktır.
Gerçek kahramanlık medya kahramanlığından daha geçer akçe değilse durum son derece vahimdir!
Peki, gerçek kahramanların medyatik hükümranlığı ne kadardır? Bir gün, bilemedin bir hafta! Ondan sonra yoksun!
Örneğin yıllarca faili meçhul kalarak ülkeyi geren saldırılardan biri olmaya aday Danıştay Katliamı sonrası katili yakalayarak tarihin akışını ve Türkiye'nin makus tarihini değiştiren polis arkadaşımızın 'tarihi değiştiren adam' olduğunu kaç kişi hatırlayabiliyor?
Peki ya geçtiğimiz sene İstinye sırtlarına Ortaçağ kalesi gibi kurulmuş ABD elçiliğine saldıran teröristlerin (mutlaka onlara da birileri kahraman gözüyle bakıyordur) kurşunları ile şehit olan kahramanlarımız. Olay yerindeki silah seslerini duyar duymaz ölümüne çatışmaya girerek yaralanan ve şehit olan trafik polisi arkadaşları.
Bırakın adlarına destanlar, şiirler yazmayı filmler çekmeyi, daha ölümlerinin birinci yılında yapılan cenaze törenlerine gösterilen ilgi bile onların kahramanlığının ne kadar kavranabildiğinin en bariz göstergesi.
Polisin hakkı polise, buraya kadar onların kahramanlığına suskun kalınmasına yönelik isyanımı diye getirdim. Çünkü bir anlık öfke ile tüm teşkilatı karalamak gibi bir niyetimiz olmadığı peşinen anlaşılsın isterim. Çünkü bundan sonraki satırlar, o üniformayı giyen bazılanının insan onurunu hiçe saymalarına yönelik isyanımı içeriyor.
Zor meslektir polislik. Yorucudur, asap bozucudur, streslidir. İçlerinde her daim var olan ve ayıklamakla bitmeyen 'çorbacılar' yüzünden hepsini kötü gören de vardır. Kirli işlere ortak polisleri medyada gördükçe karanlık odakların gücünün büyüklüğünü çok daha iyi kavrıyoruz. Mafyanın gücünün test edildiği vakalarda kabak genelde onların başına patlar! İtibar bazen 'bir damlanın' ucundadır. Ölüm ise her an zaten kapıyı çalmaya aday ziyaretçidir...
Polis arkadaşlarımın sinirlerinin sağlam olmasını beklemek tabi ki abes! Ama mazeretleri ne olursa olsun polislerin insanları aşağılamasının, azarlamasının, hele de bu işi çocuklarının yanında yapmaya hakları yok. Ben de küçük bir çocukken haksız yere annemin önünde fırça yemiş biri olarak yazar arkadaşımız Salih Tuna'yı çok iyi anlıyorum.
İnsanı süper kahraman olma sapkınlığına götüren ruh hali işte o ruh halidir. Oysa insan insandır ve insan kalmalıdır. Kahramanlık polisin vasfıdır ve poliste kalmalıdır. İnsanlığın namus ve onuru adına yaptığı en küçük hizmet bile onları bizim gözümüzde kahraman kılmaya yetmektedir. Ama insanlığın onurunu onlar çiğnediği anda ne yapılabilir ki?
Ama onların da onurlarını yerle bir edip, insan olmaktan çıkmaya zorlayan vahim bir durum var: Emir kulu olmaları! Ve adalet göz göre katledilse dahi, amirlerin emrine kulluk maalesef çoğu kez vatana, millete hatta Allah'a olan kulluktan daha baskı hale gelebiliyor.
Aşağıda size nakledeceğim ve görgü şahitlerinden sıcağı sıcağına dinlediğim taze vakada olduğu gibi:
Geçtiğimiz hafta içinde bir genç apartman kapısında gördüğü mini etekli genç kıza ıslık çalıyor. Genç kız da bu ıslıktan dolayı genci anasından doğduğuna pişman ediyor. Ama ev sahibi genci tanıyor ve bir yanlışlık olduğunu izah ederek genci korumaya çalışıyor. Sen misin onu koruyan.
Olay yerine gelen polis ekipleri, dayak yiyenleri sevindiriyor bir an dayaktan kurtulacaklarını düşündükleri için. Ama polislerin gözü önünde genç kızın gençlere dayağı sürüyor. Sadece dayak olsa iyi, genç kız bir yandan gençleri döverken, bir yandan da ağza alınmayacak küfürlerle sövüyor!
Polisler başını başka yöne çeviriyor. Çünkü gençlere dayak atan ve söven mini etekli genç kız savcı! Sıkı mı polis, "ne yapıyorsunuz amirim?" diye koluna sarılsın! Sonuçta zabıtlar tutuluyor ve olay savcılığa(!) intikal ediyor!
Tabi vaka adli evraklarda böyle geçmiyor: Resmi evraklara göre, genç serseri, savcıyı taciz ediyor Hatta bununla kalmıyor darp ediyor! Hekimlerin raporlarına göre gençte darp izi yok! Evsahibi de savcıdan dayak yemesine rağmen davacı değil! Sonrasında düzenlenen evraklardaki hukuk ahlakına ne demeli.
"Güçlüler Bölgesi"nde işlerin nasıl yürüdüğünü iyi bilirim! Hele de Hukuk önünde her zaman kendilerini aklamaktaki maharetini!
Avukatlar da iyi biliyorlar anlaşılan! Çünkü en karanlık işlere imza atanları savunacak yüzlerce avukat bulunurken, bu yüz kızartıcı suç sonrası gördüğü insanlık onurunu zedeleyici muameleden dolayı kendilerine 'ben varım' diyen avukat bulunamıyor!
Savcı, gözü önünde serserilere küfür edip, dayak atarken ve araya giren amcası yaşındaki adama da aynı muameleyi uygularken sesiz kalmak zorunda kalan polisin ruh haline dikkat çekmek istiyorum. Ya kendisinden olanı korumak adına 'darp edilmiştir' raporu veren zihniyete ne demeli?
Dayak yiyen çocuğa temiz raporu, dayak atan savcıda darp izi teşhisi! Raporun alındığı yer ilgimi çekti. Yıllar önce burnu kırılan 'bir gazeteciye 10 gün iş göremez raporu alırken, burnuna fiske dahi almadığı halde, kendisine dayak atan memura '10 gün iş göremez raporu veren' "hekim" hâlâ orada görev yapmakta mıdır?' Merak etmekten kendimi alamadım! Çünkü o yerinde duruyor ve bu vaka oluyorsa neyin değiştiği ortada! Ama o gitti de bu vaka tekrar ediyorsa değişmeyenin ne olduğu ortada!
Ya avukatların sessizliği!
Mafyanın devletin hukuk sistemine meydan okumasına şaşmayın. Devletin kendi adalet mekanizmasının 'bir iki kötü polis' yüzünden, 'emir komuta zinciri' ile kendisini savunmak isteyen vatandaşın elini kolunu bağlamasına şaşın!
Evet, belki de mini etekli gördüğü herkesi o yolun yolcusu sayarak taciz eden bir serserinin hakkını arıyorum maalesef. Çünkü insanlık onurum bunu gerektiriyor!
İşin aşağılık taciz kısmından dolayı, dayak yiyen çocuğun yüzüne ben de tükürüyorum. Böyle aşağılık bir eylemin mazereti ve savunması olmaz. Aynı ahlaksızlık ha benim kızıma ya da anama yapılmış, ha genç savcı kızımıza!
Ancak, olayın sonraki boyutunda kızarması gereken yüzlerin yanında o çocuğun yüzündeki kızarıklık açık pembemsi kalmadığı sürece, bu çarklar böyle dönmeye devam edecek gibi görünüyor?
"Bu tür davalarının adli sonucunun şu aşamada belli olmadığı bir ülkede yaşadığım günü görebilecek miyim?" Umutsuz değilim. Çünkü sözünü ettiğim ilçede suçları bıçak gibi kesip rekor oranda azaltmış bir emniyet amiri var...
Nasıl evimdeki serseriyi kendi ellerimle polislere teslim edip, şikayetçi olduğumu belirtirken, nasıl çocuklarıma her fırsatta "başınıza en küçük bela gelirse polise koşun ve onlara güvenin" diye nasihat ederken insanlık onurumun sesini dinliyorsam, bu hadiseyi ilgililerin dikkatine sunarken de aynı sese kulak verdiğimi belirtirim.
Yaşar İliksiz - Haber 7
yasar.iliksiz@haber7.com
Yorumlar11
-
darbeleredurde
16 yıl önce
Şikayet Et
çizildik ey halkım unutmayın beni :)). tahtalar sıcaktan etkilenip yerinde oynayınca eleştirmenliğim azdı birde aysu baceoğlunun fotosunu görüp donkişotluğu ele alıp saldırdım yel değirmenlerine ve harece,yehrucu,ihrace dediler :)) yel değirmenleriyle irtibat eyleyip reklamın google reklamı olduğu haber 7 ile bir ilgisi olmadığını öğrendim. bu defa ben hatalıydım özür diledim !aslında hep ben haklıyımdır..
Beğen
Cevapla
-
Mimiga
16 yıl önce
Şikayet Et
??. Halil'e ne yaptınız?
Beğen
Cevapla
-
mehmet tokat
16 yıl önce
Şikayet Et
polisi de etkiliyenler var. bu odaklar bulunmalı, deşifre edilmeli,
hükümet uyanık olmalı. devletin içine
sızmış karanlık odaklar bir bir ortaya
çıkarılmalı.
Beğen
Cevapla
-
darbelere dur de
16 yıl önce
Şikayet Et
eğitim şart. bu çömezlerin ustalarına sesleniyorum eğitin bu çömezleri!kendilerince genç kuşak gazeteci dayanışması ayaklarına yatan, solcu-laikçilerden fazlaca etkilenmiş bu çömezlere dur deyin.şöyle iliklice yazılar bekliyoruz,iliksiz yorumlar baydı haberiniz olsun..
Beğen
Cevapla
-
darbelere dur de
16 yıl önce
Şikayet Et
bu mahalede salyangoz satılmaz !. gördüğü her miniliyi o yolun yolcusu zannedip taciz edenleri bu millet bağrına basmaz.karşısındaki hayat kadınıda olsa taciz edeni adamdan saymaz!yiyosa h.üzmez'e sahip çıksana ,suçlu veya değil tüm laikçilerin linç harekatına muhatap kalıyor.hadi yürekliysen bir sonraki yazında h.üzmez'e destek ver!!!insanlık onurun bu konuda ne diyor merakla bekliyorum..
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle