'Ey bugünümüzü sağlayan ulu ABD...'

  • GİRİŞ06.01.2010 16:56
  • GÜNCELLEME06.01.2010 16:56

Başörtüsü konusu hâlâ 'cıss'! İnançlarından dolayı başlarını örttükleri için keyfi yasaklarla eğitim almaları engellenen kızlarımız hâlen okullarda 'korsan öğrenci' statüsünde. Aslında engellenmek istenen desek daha doğru olacak, çünkü artık derse girerken başını açmayan başörtülü kızımız kalmadı gibi! Ulul emre itaat teklifine açıktan muhalefet edilse de o fetvanın eğitimsiz gelecekten daha cazip görüldüğü ortada. Olan, 'inancım geleceğimden evladır' diyen kahraman bir avuç Ferideciğe (deli kızlarımıza) oldu sizin anlayacağınız! Ama onlar da artık türkülerini daha özgür söyleyebilmenin rahatlığı ile geleceğe umutla bakabiliyorlar...

Mini eteklilerimiz umutlu. Eninde sonunda, mahalle baskının olmadığı, kendilerinin 'et parçası' ya da 'mal' gibi görülmedikleri bir 'sokak ortamına' kavuşabileceklerine dair inançlarını yitirmiş değiller. 'Bacım' diye hitap ederken ağızlarının sularını gizlemeye çalışan hanzolardan kendilerini koruyacak bir güvenlik ağının kurulacağından umutlular...  Her gördüğü erkeğe kalça sallayarak kendi adlarını kötüye çıkartan hem cinslerinden nasıl kurtulacaklarına dair bir planları yok ama tacizci erkeklerden korunmanın ümidi içindeler...   

Kürtlerimiz yani  "kimin ağrır, o bağırır lo" diyerek yıllardır seslerini duyurmaya çalışan marabalarımız, her zaman olduğu gibi aşiret ağaları ile Ankara ağaları arasında kalmanın ezikliği içindeler.  "Açılım mı, PKK mı?"  diye sorarak, güya onlara kurtuluş yolunu gösteriyor  bazı aklı evvellerimiz. Onlarsa "40 satır mı, 40 katır mı sorusundan başka kelam yok mu sende gardaş?" diye kafa sallıyor çaresiz. Kısa vadede kayda değer değişime inanmasalar da, ağalarının gelecekten umutlu olmasında bir hikmet görerek, umutlarını diri tutuyorlar... 

Türklerimiz umutlu. Herkesin eteğindeki taşları dökmesini bekliyorlar sabırla. İnatla girmiyorlar soy sop faslına. Herkesin aslına çekeceğine dair inançlarında sarsılma yok. Bugüne kadar herkesin mazlumluğunun faturasını kendilerine kesmesinden yorulmuşlar artık. "Ne haliniz varsa görün" diyerek herkesin layığını bulmasını bekliyorlar. Bir gün herkesin titreyip özüne döneceğine dair umutlarını yitirmiş değiller...

Heybeliada Ruhban okulu hâlâ açılmadı ama yeniden açılmak için gün sayıyor. Memleketin sığırından sineğine kadar her canlısını Türkleştirme peşinde koşanlarımız, gelecekte  Fener Rum Patrikhanesi'nin başında neden bir Yunan Patrik görmek istiyorlar, anlamak zor! Muhtelemen "gavurun" yerlisi ile yabancısı arasında fark olmadığına inanıyorlardır! Çarmıhtaki patriğimizin sözleri, 'sözde demokrat özde bürokrat" İslamcıların maskesini de düşürdü ve Ruhban Okulunun açılışına muhalefet cephesinin sanıldığı kadar dar olmadığı ortaya çıktı.  Belki sessiz çoğunluk olarak kalacaklar ama okulun açılışını sindirmeleri uzun zaman alacak... Yine de Hıristiyan Rumlarımız bu konuda önemli adımlar atıldığının farkında ve gelecekten ümitli.

Alevilerimiz vaat edilen açımları sabırla bekliyor ve yaşanan gelişmeleri şaşkınla izliyor. Cemevlerinin neden hâlâ ibadethane statüsü kazanamadığını anlayabilmiş değiller. Saltanatın 'kefere', Cumhuriyet'in 'üvey' evlatları, cemevlerinin ibadethane olarak görülmesine karşı sergilenen muhalefeti özünde çok garipsemiyorlar. 'Evlad-ı Kerbela olmak ilelebet Mervanların elinde kıvranmayı gerektiriyorsa itirazları yok. Ama ocağa bir parça saygı varsa, onlar da artık kazanlarını özgürce kaynatmak istiyorlar... Belirsizliğe rağmen Alevilerimiz de tarihte hiç olmadığı kadar ya da en azından Atatürklü günlerde olduğu kadar umutlular gelecekten...  

Fethullah Gülen'imizin memleket hasretini bitirmek için sessiz sedasız, yurda dönmesini sağlayacak huzur ortamı hâlâ oluşturulabilmiş değil. Ama en azından 'sahi biz bu garibi niye mahkum ettik gurbet ellere' sorusu yüksek sesle sorulmaya başlanabildi... Nurcularımızın Gülenci kanadı, beli kırılan Ergenekon'un son direncinin kırılıp, teslim bayrağı çekmesinin ardından bu konuda daha sevindirici gelişmeler yaşanabileceğinden ümitvar...

Doğu Perinçeklerimiz, Mustafa Balbaylarımız, Veli Küçüklerimiz, Kerinçsiz ve eylem arkadaşlarımız, tetikçilerimiz, ana avrat söven vatanseverlerimiz, umutlu...  Bir gün kendilerinin ne halt ettilerse vatanın selametine inandıkları için ettiklerinin anlaşılacağını umuyorlar...

Ermenilerimiz umutlu...

Çerkeslerimiz umutlu...

Süryanilerimiz umutlu...

Eşcinsellerimiz umutlu...

Evrim karşıtlarımız umutlu. Hatta, materyalist sistemin bel kemiğini kırdıkları ve teoriye inanmanın Allah'a şirk koşmak olduğu propagandası ile Müslümanların bilime olan inançlarını yerle bir ederek, herkesin bir gün sorgusuz sualsiz kendi 'tefsirlerine' inanmak zorunda kalacağına dair umutları, gemi azıya almış durumda...

Evrimcilerimiz daha da umutlu. Evrim karşıtı şarlatanların olumsuz propagandaları sayesinde dünya tarihi boyunca yapamadıkları kadar reklam yapmış olmanın rahatlığı içinde, kah bilimsel şarlatanların yardımı, kah bilimsel bilgilerin kendi inançları doğrultusundaki yorumları ile güçlerine güç katmanın rahatlığı içindeler. Dün üç beş kişiyle yaptıkları ev toplantılarında bile olayı anlatmakta zorlanırken. bugün kendilerine cephe açanların sayesinde, sempozyum salonlarını dolduruyor olabilmek onları gelecek adına daha da ümitlendiriyor...     

Aslında umutsuz görünenlerimiz bile umutlu.

'That was a good life" makamında mest oluyor, darbe ile yerinden edildiği iddia edilen yönetmenlerimiz bile...

Derinden darbelerle sersemleyip önce kendisini Ak Partililerin çökertmeye sandığını sanıp, AB ilişkilerini kullanarak kontra atağa geçip, bildiği tüm ayak oyunlarını sergileyerek kurtulabileceğini uman ama daha sonra acı gerçeği fark edip yelkenleri suya indirerek Simavileşmenin daha uygun yol olacağına karar veren patronlarımız, "bunun acısını eninde sonunda çıkartacağım" umudu içinde...

Darbecilerimiz derbeder ama umutsuz değiller... Eski günleri yad ettikçe gözleri yaşarıyor ve eski velinimetlerine kızarak "Bizim onlardan neyimiz eksik? Niye onları bize tercih ettin? Senin için saçımızı süpürge mi etmedik, kurşun mu atmadık, kurşun mu yemedik? Gel dedin gelmedik, git dedin gitmedik mi?" diyerek bu kez belki hiç oyuna dahil edilmeyecekmişcesine yedek kulübesine çekilmiş olmanın ızdırabını yaşıyorlar....  Yakın gelecekten pek ümitvar değiller ama darbeden de ümidi kesmemişler...  Eninde sonunda saha içindeki bir 'sakatlığın' onlara yeniden oyuna girme şansı sağlayabileceğini umuyorlar..

Silahlı Kuvvetlerimiz umutlu. Kendileri içten ve düşmanları dıştan yıkmaya çalışmasına rağmen prestijlerinin hâlâ ayakta duruyor olmasından aldıkları güçle, demokratik yapının temel taşı olma ağırlığını hissettireceklerinden ümitlerini kaybetmiş değiller. Taşın yerinde ağır olduğunun bilinci içinde bekliyorlar. Düşmanlarının eninde sonunda kafa yarma menzili içine gireceğini umuyorlar.

İslamcılarımız umutlu. Henüz Ak Partiyi "Siz isteseniz Hilafeti bile getirebilirsiniz" diye gaza getirecek kadar zafer sarhoşu görmeseler de eninde sonunda tekke ve zaviyelerin devlet dairesi olmasını sağlayacak bir yasa tasarısı sunulabileceklerine dair ütopyalarını beslemeyi sürdürüyorlar...  

Liberallerimiz umutlu. Birinci Cumhuriyetçilerden kurtulmak için Müslümanlarla işbirliği yapmanın ağırlığını taşımakta zorlansalar da onlarla mücadeleninin diğer cepheden daha kolay olacağını umuyorlar...

Hükümet umutlu. Her ne kadar ekonomik olarak vatandaşı rahat ettirmese ve işsizliğe çare bulamasa da darbe belasından, anti demokratik güçlerden memleketi temizlemek için kelleyi koltuğa almalarının ödülünü alacağına inanıyor...

Muhalefetimiz umutlu. Bu kez sanılan uzun sürmüş olsa da milletin geçmişi unutup, bir kez daha ekonomik sıkıntılardan ve hükümetin bunaltan vergilerinden dolayı nevri dönüp, umut olarak kendilerine sarılacağına dair umutlarını yitirmiş değiller...

Herkes umutlu ama sorarsanız kimse mutlu değil. Çünkü herkesin umudunun gerçekleşmesini engelleyen "küçük pürüzler" var.

"Küçük pürüzlerin" neden bir türlü aşılamadığına kimse akıl erdiremiyor.  

Öte yandan herkesin umutlu olması kimilerinin canını sıkıyor.  

Onlara göre bütün bu 'yasa dışı' umutları yeşerten tek mihrak var. O da ABD. O yüzden ABD'nin gelmişini geçmişini kalaylayıp, tez elden dünya yüzünden kaldırılması gerektiğini savunuyorlar. Onlar ümitsizler Türkiye'nin şaha kalkıp, güzel günler görebileceğinden....

Nedense onlara bakarken, Saddam'ın 'şanlı direnişinin' son günlerinde Irak’ın Enformasyon Bakanı Muhammed El Sahaf'ın "alçak şerefsiz Amerikan katırları" diye meydan okuyan ajan yüzü canlanıyor gözümün önünde. Yine de günahını almak istemem kimsenin.

Çünkü emin değilim, "Ey bugünümüzü sağlayan ulu ABD... " niyazının onlardan mı yoksa yukarıdaki umutlu grupların birinden mi yükseldiğine...

Netice de kim neye inanırsa inansın beni çok ilgilendirmiyor. Önemli olan herkes gibi benim de kendi inançlarımı özgürce haykırabilmem... Umutlarımı diri tutabilmem.

Ama Allah biliyor ya, her ne kadar kendi sığındığı sistem yerle bir olmuş olsa da; ben hâlâ inanıyorum çocuklar Nazım'a, Amerikan filmlerinden biraz daha fazla....

Yaşar İliksiz - Haber 7
yasar.iliksiz@haber7.com

Yorumlar19

  • damaroperasyonu 15 yıl önce Şikayet Et
    ya teyze benim ne suçum var :D. hayret bişey ya bana kızmayın :p bööö
    Cevapla
  • darbeleredurde 15 yıl önce Şikayet Et
    ablası. damarın kabahati yok özür içeren yorumun kime olduğunu anlayamadığım için ben damar üzerinden anlama çabasına girdim.senin psikolojin ağrıyor diye korkumdan direk soramadım(bide yeni oflu olduğunu öğrendim ya) :) özürlük bir durum yok seni yeterince tanıyor büyüklerine karşı fazlasıyla saygılı olduğunu biliyoruz.sen bizlerin en kıymetlilerindensin rahat ol,hep var ol bacım..
    Cevapla
  • Mimiga 7yi Protesto Ediyor 15 yıl önce Şikayet Et
    Damar sana da sarmayayım ha. Epey zaman önce kendisi dedi. O zamana kadar yanlış biliyordum. Doğru diyor psikolojim ağrıyor, saçlarım ağarıyor. Örtmenin bi tutam beyazı var gibi duruyor. Bende bi tutam siyah bırakmadılar. 2-3 günde kederimden bembeyaz oldum.
    Cevapla
  • damaroperasyonu 15 yıl önce Şikayet Et
    abi ne yaşlısı ya :D. Eğer sen 41 yaşında isen aramızda senle min 15 yaş felan vardır :D mimiga duymasın :)
    Cevapla
  • darbeleredurde 15 yıl önce Şikayet Et
    özür ne için ?. damarıma her daim operasyon yapan kardeşimiz o kadar yaşlı görünmüyor .sanırım haber 7 comun açılımı bizim mimiganın psikolojini ağrıtmış olmalı :)
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat