Haydi, okuyabiliyorsan oku bu şiiri ey zahid!

  • GİRİŞ24.07.2010 09:06
  • GÜNCELLEME24.07.2010 09:06

Tanıdığım insanların yüzde 99.9'una yakını kendi yaşam biçimini dünyanın merkezine çekip, diğer tüm yaşam biçimlerine mensup insanları kendi inancının çevresinde dönmeye mecbur birer uydu gibi algılamakta ve o algısından vazgeçmemek için canını vermeye bile razı görünmekte...

İş bedel ödemeye gelince ise değil canını vermek, malını paylaşmaya razı olan insan sayısı bile parmakla sayılacak kadar az.  Oysa her yaşam biçiminin ödemesi gereken bedeller aşağı yukarı belli. Herkes kendi inancının bedelini ödese dünya bu kadar çirkin ve bencil insanlarla dolmazdı.

İnsan nereye koştuğunu bile bile neden ayrılmayı akıl edemez sürüden? Neden kendisi ayrılırsa sürünün birer birer dağılarak, toplu halde uçuruma düşmekten kurtulabileceğini akıl edemez?

Geçen hafta oturdum "devletsiz de yaşar insan" diye bir başlık attım. Başlığın altını dolduracak yazıya bir türlü konsantre olamadım. Kaldı öyle, şimdilik...

Nasrettin Hoca'nın "insanların hepsi aynı yöne gitseler dünyanın dengesi bozulur" esprisini bile mizahi fıkra olarak birbirlerine anlatıp gülen bir toplumuz ne yazık ki...

Ülkenin akan kanını durduracak tek çare olarak gördüğüm, Gandi felsefesini bir siyasi karikatüre çevirmeyi başaran zihniyete söyleyecek söz bulamıyorum!

ARA NAĞME: "Gün Gandileşme günüdür... Baktığım her yerde bir Gandi görmek istiyorum..." derken lakabı Gandi'leştinilen Dandy Çiklet kıvamındaki muhterem garabeti kast etmemiştim... Bakınız: Dostum tut elimi, eller ne derse desin

 

"içi boş vaazdır şimdi şiir
mermisi bitmiş silah bile değil  
üstüne bağdaş kurulmuş
bereketsiz yer sofrasına
dönüşürken yaşam
şovalyesiz kalmış yuvarlak masa
hükmündedir ülkem
 
en aptalı ben olmayım
bu toprağa seslenen şairlerin
bir zapata düşüncesinden
mahrumken halkım
ben kalkmış gandi'den
söz ediyorum onlara
çünkü cahilim
çünkü öğrenemedim hâlâ
bir imgenin kaç gerçek içerdiğini
ve kaç kavrama dökülebildiğini
 
böyle günde şiir koşmak
kuraklığın ortasında
tohum saçmaktır toprağa
ama iyidir oturup ağlamaktan
yazmayıp da ne yapaydım
umudunu yitirmiş köle miydim
yaşar'ken öle miydim..."
derken haksız olmadığımın ispatı malesef tekerrür eden her vaka...

Haklı çıkma putu var bu ülkenin bir de malesef. Dün dediğinin bugün zıddına giden kitleler ordusunda herkes haklı çıktığına nasıl inanabiliyor ya da inandırılabiliyor onu da anlamıyorum!. O sürüden biri miyim diye çok tarttım kendimi bu yazıyı yazmadan önce. Her gördüğüm aynada kontrol ettim yüzümü yerinde duruyor mu diye...

 

"Soya sopa tapılan, kana seccade serilen dünyada kim duyar cılız sesini ey Ebuzer?" diye sızlanıyorum günlerdir... Ve dilimi yeniden şiire bulaştırmamak için yoğun çaba sarf ediyorum.  

Ve dönüp dolaşıp aynı şiiri mırıldanıyorum. Ahmet Aslan'ın son albümü sayesinde hatırladığım inancının bedelini hakkıyla ödeyen İmadeddin Nesimî'nin (Seyyit Nesimi) şiirini göğsümü gere gere okuyabilecek kadar temiz hayat yaşayabildiğim için de şükrediyorum rabbime. Haydi, okulabiliyorsan sen de aynı rahatlıkla oku bu şiiri ey zahid!

Buyurun test edelim.  Eğer tanıdığınız herkesin içinde bu şiiri gönül rahatlığı ile bağıra bağıra okuyabilir ve "beni anlatıyor" diyebiliyorsanız, inancınızın hakkını veren temiz ömür sürmüşsünüz demektir... Banka cüzdanlarınız, arabalarınız, evleriniz rahatça okumanıza izin verir mi? Bir deneyin...

Hâr içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabi Farisi bilmem dile minnet eylemem
Sırat-i Müstakim üzre gözetirim Rahim'i
İblisin talim ettiği yola minnet eylemem

Bir acaip derde düştüm herkes gider kârına
Bugün buldum bugün yerim, Hak Kerim'dir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rızkımı veren Huda'dır kula minnet eylemem.

Oy Nesimi, can Nesimi ol Gani Mihman iken
Yarın şefaatlarım Ahmed-i Muhtar iken
Cümlenin rızkını veren ol Gani Settar iken
Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem..

Hülasa İmadeddin Nesimî'nin halk arasında nefesleştirilerek yaşatılmaya devam edilen ve Aynur Haşhaş tarafından derlenen mısraları ile noktayı koyayım.

Dervişlik halından başka, hal mı dedim sana gardaş
Erenler yolundan başka, yol mu dedim sana gardaş...

Yaşar İliksiz - Haber 7
yasar.iliksiz@haber7.com

Yorumlar4

  • tankoy oytun 15 yıl önce Şikayet Et
    beklediğin serabı gösteriyorlar sana.... gördüğün şey görmeyi beklediğin seraptır,ama istikbalin ateşin etrafındaki kepenek gibi olmasın...
    Cevapla
  • osman simsek 15 yıl önce Şikayet Et
    Ne Kiymetli yazarin sozleri hafife alinir, nede HASAN SEYREnin... Ikisi arasinda bir yer var olmaliki inananlar olarak zelil bir sekilde olmeyelim. Irakta bir eve giren silahli askere cocuklarinbakisini hatirliyorum, babalarinin onundekorku icerisindeki annelerinin dudaklarindaki dua mirildanislari geliyor gozlerimin onune. "RIZKIN ONDA DOKUZU TICARETTEDIR, TICARET YA..."diyen peygamberim var, bir lokma bir hirka diyen seyhlerim var. Yuce RABBIM sana imanim var. Imanimi koru sen ne olur?
    Cevapla
  • Yakup Guresen 15 yıl önce Şikayet Et
    Bu Nesimi,ilk Nesimi değil. Şiir güzel.Fakat İmadeddin Nesiminin değil."Ben melamet hırkasını kendim giydim eğnime"nefesini söyleyen ve ilk Nesimiden üç yüzyıl sonra yaşayan Bektaşi Şairi Nesimi olmalı.Kullanılan kelimeler,aruz hataları ve içerik bunu gösteriyor.
    Cevapla
  • Hasan Seyre 15 yıl önce Şikayet Et
    Amerika kıtasındaki Ebu Zerler yok edildi... Bu insanlar olsa olsa... katledilen halk... Kızıldereliler olabilir.. Bugün buldum bugün yerim Hak Kerimdir yarına Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına. .felsefesi onların yaşam biçimine o kadar çok benziyorki.. adamların dünyada değil malları bir evleri bile yoktu.. sanki maldan tamahdan geçmiş derviş onlar.. Ne yazıkki.. gürleyen tüfengliler karşısında telef oldular.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat