'An'lamayan ne bilsin, 'an'layana selam olsun
- GİRİŞ06.03.2012 11:25
- GÜNCELLEME06.03.2012 11:25
"Her yere yetişilir
Hiçbir şeye geç kalınmaz ama"
Ama... her dem, pür telaştırlar... her an, her yere geç kalacağına inanırlar...
An be an koşturur ve birbirlerini suçlarlar sürekli...
Cansever'i şairden saymazlar üstelik onca telaş arasında...
Can sevmezler çünkü.
Aslında can sevemezler desek daha doğru...
Korkarlar sevdiklerinin koynuna girmeye. Koynuna girebildiklerini sevgili ilan ederler...
Öküzlerin treni sevdiği gibi uzaktan seyrederler gönüllerini çeleni... Dönüştürme kudretinden nasipsizliklerini bildiklerinden, gönülçelenin olduğu yöne adım atmaya dahi korkarlar...
Ne büyük korkudur ah bir bilseniz, dönüştürmeye çalıştığınıza dönüşme korkusu...
Aslında korkudur dönüştüren insanı, olması gerektiği halden.
Onlar içten içten korkarlar ve korkaklıkları anlaşılmasın diye kutsallaştırırlar özlemin doğurttuğu sözcükleri... An gelir bir din giydirirler yapay sevdalarına... O da dindirmeye yetmezse acılarını, sevişenleri gavur ilan eder, rahatlarlar...
Anlaşılmamaktan şikayet ederler her an... Anlaşılabildikleri anın hayallerini kurarlar sürekli...
Her şey anlamlıdır onlar için sadece anlaşılmamak anlamsız!
Anlayamazlar bir türlü anlamlandırmak için birbirine ekleyerek anlamsızlaştırdıkları anları!
Oysa anlayabildiği anlar birbirine eklenerek anlamlandırmaktadır insanı... O yüzden anlar asıldır, hayattan ziyade. Hayatın sırrı burada işte.
Beni anlayamadığından değil 'an'layamadığından şikayet etmelisin ey okur.
Sana eşsiz ve kıymet biçilemez anlar hediye ediyorum şu an.
Ben, seni 'an'ladığım için huzurluyum her an, sense, beni 'an'lamadığın için ateştesin her dem.
Yaşar İliksiz - Haber 7
yasar.iliksiz@haber7.com
Yorumlar2