Peygamber çiçeğinin aydınlığında...

  • GİRİŞ13.04.2012 08:58
  • GÜNCELLEME13.04.2012 08:58

''Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık'' mısrası geliyor ilk olarak aklıma, Sezai Karakoç Sempozyumunun açlışına katılmak için Dicle Üniversitesi salonunu dolduran kalabalığa baktığımda.

''Ve kalabalık, Karakoç'un sırrını dinleyen vefakar balıklar kadar kalabalık'' demek geliyor insanın içinden... 

Şapkasını çıkarıp Dicle Irmağına atmış kalabalıklar, Peygamber Çiçeğinin aydınlığında onu keşfe çıkmışken, Şair, belki aynı saatlerde yine yalnızlığına gömülmüştür açılmamış sırlarını yad edererek...

Onun olup olmaması önemli değil salonda çünkü sevdası var nasılsa... Peygamber Çiçeğinin aydınlığında bir kentin kapılarından girenler, o kentin yetiştirdiği Şairin sevdasının evrenin sevdasından başka bir şey olmadığını hissettirmeyi deniyor...

***

''Bir insanı al onu çöz çöz çocuk olsun'' mısrasını rehber edinmiş gibi Sezai Karakoç'u aldı ve çöze çöze çocuk etti sempozyum bildirgecileri... Zülfükül Makamında yetişen o dağa özel şifalı çiçekler gibi özel bir çocuk...

Okunan bildirileri merak ediyorsunuz şüphesiz ve bir çoğu gerçekten merak edilmeye değer... O bildirilerden ve Rasim Özdenören'in Karakoç'la ilgili anılarından söz ederim belki sizlere ama Ebubekir Eroğlu'nun da dediği gibi ''Ne kadar konuşursak konuşalım aslolan hissetmektir''

Sezai Karakoç'un sevdasını hisssedenlerin, metinlerinden ve mısralarından kıvılcım alarak tutuşmuş sıcak yürekleri; yıllardır onun kendi iç aydınlığına gömülerek ürettiği aydınlıkla birleşerek karanlığı eritmeyi deniyor...

Ötesini (şimdilik) söylemeyeceğim...

Yaşar İliksiz - Haber 7

yasariliksiz@haber7.com

Yorumlar2

  • Ayse Alperen 2 yıl önce Şikayet Et
    Neden Peygamber çiçeğini seçmiş üstad???
    Cevapla
  • noter tasdikli yorumcu 13 yıl önce Şikayet Et
    kaleminize sağlık. bekliyoruz, yazarsanız.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat