Soru mu, boru mu?

  • GİRİŞ28.06.2012 08:37
  • GÜNCELLEME28.06.2012 09:17

"Tarihte ne olmuşsa, o şekilde olması gerektiği, başka şekilde olamayacağı için öyle olmuştur" der Marks. Determinist tespittir. O zaman rahatlıkla sorulabilir; Marks determinist miydi? Tartışmaya değer ama bu soru ile başlayan tartışma, yanlış yönlendirilmiş tartışmadır. Tartışmayı doğru eksene oturtmak için "Marks determinizmden ne kadar etkilemiştir" ya da daha geniş persfektifte aydınlanmayı hedefliyorsak "determinizm marksizmi ne kadar etkilemiştir?" diye sormak gerekir....

Yukarıdaki ilk soru yanlış ama kurgusal olmadığı için masumdur.

Kökleri antik çağ felsefecilerine uzanan determist düşünce halkasını "havaya atan taşa da sorsanız kendi iradesiyle yükseldiğini söyler" diyecek kadar zirveye taşıyan Spinoza'nın "Tanrının varlığı kanıtlamaz, evren Tanrıdır" derken ne kadar panteist, Tanrıyı "insanların cehaletinin sığınağı" olarak tanımlarken ne kadar ateist olduğunu sormak doğru ama gereksiz sorulardır!

Doğru, gerekli ama masum olmayan sorular da vardır.

Düşünmeye davet ederken, düşünceyi daha soru aşamasında kurguya yönlendiren sorular, ne kadar gerekli ve doğru olurlarsa olsunlar masum değildirler. 

Emine Şenlikoğlu'na "gençliğin imanını sorularla çaldılar" kitabını yazdıran sorular gibi.

O sorulardan korumak istenen gençliğin, "düşünce kafirleştirir" yargısına ulaşmaları ise başlı başına trajedidir. "İslam varsa trajedi yok" yargısı kadar Rasim Özdenören'ini bekleyen trajedi!

(Ara nağme: Beterin beteri de var, imanı olgunlaştırdığını unutup şüpheyi beyinlerden kazıdıktan sonra Farabi'yi mumla aramak gibi. Modern gençliğin tabi ile ultratrajedi!)

Kurgulanmış (spekülatif) soru, düşüncenin akacağı yönü belirleyen borudur. Her ne kadar "boru mu bu!" deyimi bizm kast ettiğimiz borudan doğmamış olsa da düşünmeye davet eden boru sorunun amacı; muhatabını gerçeğe ulaştırmak değil, kurguya yöneltmektir.

Teknolojinin de desteği ile insan ve toplum mühendisliğinin zirvesine çıkıldığı çağımızda,  biri size soru sorduğunda düşünce borusu içine çekilip çekilmediğinizi kontrol ediniz. Sadece tarih ve toplum yapısı değil özgür iradeli insanın düşüncesi de kurgulanabilir.

Düşünceniz, boru soru ile bir akışkanlığın içine yönlendirilmiş ise artık ne düşündüğünüzün önemi yoktur, düşüncenizin varacağı yer bellidir!

Gerçeği kavrayabilmek için akışkanlıktan ayrılabilen, gerekli ama masum sorular sormak zorundayız. Hiç kimse sormuyorsa bile kendimiz sormalıyız o soruları...

Örneğin test amaçlı bir tane soruyorum: Tarihi nasıl okumalı?

Siz düşünedurun, cevabını kısmetse sonraki yazımda (cumartesi) vereceğim...

Yaşar iliksiz - Haber 7
yasar@yasariliksiz.com
@yasariliksiz
www.yasariliksiz.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat