Vali Mutlu ile hasbihal!
- GİRİŞ20.09.2012 09:53
- GÜNCELLEME20.09.2012 09:53
"Deprem olmayacak mı lan bu İstanbul'da! En azından bir milyon kişi ölmeyecek mi? O zaman görecekler önüne gelene taksitle ucuz ev ve otomobil satmayı! Ancak o zaman format atılır bu şehre, herkes de kurtulur!"
Dönüp bana baktı ve sözlerine onay bekledi. Depremi kurtuluş gören ve ölecek insanlar üzerinden sorun çözmeyi düşünebilen zihniyete onay vermem mümkün değildi ama kıt kanaat geçinilebilecek maaşa talim eden on binlerce insanın otomobil alabiliyor olması konusunda son derece haklıydı!
Ama düşüncelerini insanca ifade edebilmesi için eğitim şarttı!
Taksici sabah sabah içimi o kadar sıkmıştı ki Florya Sosyal Tesisleri tabelasını görür görmez, ana kapıya kadar gitmesini beklemeden, ara kapı önünde inip temiz hava almaya karar verdim. Deniz kenarında yeşillikler arasında kurulmuş mini hayvanat bahçesi ve trafik eğitim parkuru içinde yürüyerek lokantaların olduğu yere yürüdüm. Kenarda otlayan koyunla hasbihal edip, hasret giderim. Tepesinden 5-10 dakikada bir geçen uçakları saymazsak mutlu olduğunu söylediğini tahmin ettim.
Çarşamba günü internet medyası temsilcileri ve editörlerini ağırlayan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun davetine icabetim böyle başlamıştı.
Tevafuka bakın ki Vali Mutlu, bir soru üzerine sabah yaşadığım maceradaki üç soruya birden cevap verdi:
"Kendisine göre İstanbul'daki en önemli üç sorunun ne olduğu" sorusu üzerine Vali sıralamayı şöyle yaptı:
1. Olası Depreme Hazırlık yani Afet yönetimi çalışmaları
2. Trafik ve park sorunu
3. Eğitim...
Çok şükür tahminlerimizin aksine İstanbul'da depreme hazırlık çalışmaları hayli yoğun şekilde sürüyormuş. Öyle ki Hüseyin Avni Mutlu bugün makamını bıraksa gözü arkada kalmayakmış ve vicdanı rahat kalacakmış.
Mutlu, depreme hazırlık için yapılam çalışmalar konusunda önemli ilerlemeler olduğunu söyledi. Deprem ve afetlere karşı ciddi adımlar attıklarını söyleyen Mutlu ‘İstanbul'dan ayrılırken deprem ve afetlere karşı hazırlık seviyesini en üste taşıdım diyerek bu şehri gönül rahatlığıyla bırakabilirim' ifadesini kullandı.
Trafik sorunun İstanbul'un en önemli meselerinin başında olduğuna dikkat çeken Vali Mutlu, insanların en değerli varlığı olarak gördüğü zamanı, trafikte harcamalarına razı olunamayacağını söylüyor. Sorunun çözümü için son yıllarda önemli yatırımlar ve hamleler yapıldığına dikkat çeken Mutlu, "Marmaray'la birlikte tüp geçit, tüneller ve 3. Köprü tamamlandığında ciddi rahatlama olacağını" tahmin ediyor....
Eğitim konusunda yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren Vali Mutlu, önümüzdeki 10 yılı etkileyecek çalışmalar yapıldığını söyleyerek özellikle bu yıl okullara 4.900 yeni derslik kazandırıldığının altını çiziyor. (Ayrıntılı bilgi için konuyla ilgili habere bu linkten ulaşabilirsiniz: Vali Mutlu'nun 3 büyük hayali)
Makamının hassasiyeti ve yöneltilen sorulan çetrefilliğine rağmen Vali Mutlu her zaman olduğu gibi son derece rahattı.
Çoğunu artık ezberlediği ve geleceğini peşinen tahmin ettiği sorulara mümkün olduğunca sakin ve kapsamlı cevaplar verdi.
Ama tüm rahatlığı ve konuya hakimiyetine rağmen bir konuda topu taca atmak zorunda kaldı.
Politik ve toplumsal konular dahil hemen her konuda bazıları "of the record" olmak kaydıyla kişisel görüşlerini dahi rahat rahat açıklayan Vali Mutlu, konu polis ve şiddet olunca bir noktadan sonra yorum yapmamayı tercih etti.
Önce polis teşkilatının eskisine nazaran çok değiştiğini, polis memurlarının artık daha hassas ve eğitimli olduğunu söyleyen Hüseyin Avni Mutlu, onların çalıştığı şartların ve içinde bulundukları stresli ortamın da dikkate alınması gerektini söyledikten sonra, şartlar ne olursa olsun polisin sinirlerine hakim olması gerektiğinin de altını çizdi.
Bazen istenmeyen olayların yaşandığını söyleyen Vali, "Mesela Fatih'teki dayak görüntüleri görmek istemediğimiz bir olaydı. Ne olursa oldun polis haklı da olsa böyle bir yönteme başvurmamalı. Devlet-polis haklı kalmak zorunda. Haklı olmak başka şey haklı kalmak daha başka bir olay. O polislerle ilgili adli takip sürüyor. ‘ dedi.
Ancak "Peki sayın vali polisin uyguladığı şiddet konusunda aynı hassasiyetin Engin Çeber olayında da gösterildiğine inanıyor musunuz?" sorusu üzerine Mutlu, topu taca atmak zorunda kaldı ve "Hele bir kahvaltımızı tamamlayalım, yemekten sonra konuşuruz" dedi.
Eğer vali topu taca atmasa sorunun turpun büyüğü heybede idi. Çünkü aynı gün Taraf gazetesinin manşeti, "Kemancının elini, solistin kulağını" şeklinde atılmıştı ve "Gözaltına alınan Grup Yorum'un solisti Selma Altın'ın kulak zarı patlatıldı. Grubun kemancısı Dilan Balcı'nın da kolu kırıldı. Adlî Tıp, işkenceyi belgeledi" diyordu.
Hüseyin Avni Mutlu gibi rahat, pozitif ve samimi bir bürokrat bile topu taca atmak zorunda kalıyorsa birilerinin keplerini önüne alıp, ciddi ciddi düşünmesi gerekmiyor mu?
Yaşar İliksiz - Haber 7
@yasariliksiz
www.yasariliksiz.com
yasar@yasariliksiz.com
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol