Müzelik bir Rum evi ve Kuyulu Cami

  • GİRİŞ09.10.2012 10:49
  • GÜNCELLEME09.10.2012 11:01

Söğüt'ü gezerken, yari elinden alınmış yanık yürekli aşığın sesinden yakılmış halk türküsünün, “Söğüt'ün çarşısına / gün doğar karşısına / Ah insan hile yapar mı / kapı bir komşusuna?” sözlerinin anlamı katmerlendi.

Söğüt'te Ertuğrul Gazi döneminden kalma tek mimari eseri ziyarete giderken yol üstündeki dere üzerine kurulmuş köprünün hemen karşısındaki iki katlı harabe evin öyküsü türkünün o kısmının hele de Söğütlüler için ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor.

Ev Mübadil bir Rum aileye aitti. Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi sırasında Rum aile giderken evin kapı ve pencerelerini kapatıp, anahtarlarını Türk Komşularına emanet ederek, “biz gitmek istemiyoruz ama gönderiliyoruz. Evimiz, kalan eşyalarımız size emanet. Günün birinde dönmek kısmet olursa sizden teslim alırız” diyorlar....

Dikkat, bu vaka, Kurtuluş Savaşı yıllarında yaşanan Yunan İşgalinden sadece bir kaç yıl sonra yaşanıyor.  Türk aileyi bulup konuşmak istedim ama dar zamanda bunu başarmayı beceremedim.

Rum komşular o gün bugündür dönememiş. Türk komşular ise kendilerine emanet edilen evin tek bir tahtasına bile  dokundurtmamış. Zamanın etkisiyle yıpranan kerpiç ev; Türk-Rum komşuluğunun iki milletin birbiriyle yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen birbirlerini nasıl sevdiklerinin ve birbirlerine nasıl güvendiğinin ayakta kalan canlı anıtı ! Bit an önce müzeleştirilmesi için kolların sıvanması gerekmektedir....

Söz konusu Rum evine bir kaç yüz metre ötede yer alan mescit ise, farklı inançlara ve soylara mensup insanlar arasındaki bu destansı dostluğun temellerinin atılış anıtı olarak ayakta duruyor... 

1281 yılından önce yöreye göçen Kayı Boyu aşireti tarafından yapılan ibadethane banisinin adını taşıyor ama halk arasındaki adı farklı. Bu yüzden de kitabesine Ertuğrul Gâzi Mescidi ve parantez içinde de (Kuyulu Mescid) yazıyor.

Mimari ve sanat tarihi yönünden önem arz etmeyen, 96.10 X 6.10 metre kare tabanlı ve tek kubbeli, kısa minaresi beden duvarları üzerine silindirik gövdeli caminin iki penceresi, bir kapısı var. Önceleri dışarıda olan son cemaat yeri 19. yüzyılda mescidin yeniden inşası sırasında, binaya adını veren kuyu ile birlikte içeriye dahil edilmiş ve bir de minik ara kapıya oluşmuş. 

XIX. yüzyıl sonlarında Hacı Hüseyin adlı hayırsever tarafından yenilenen caminin mimarisiin orijinalinden farklı olduğu tahmin ediliyor.

Yaklaşık 750 yıllık tarihe sahip caminin tarihi anlamı; sadece Ertuğrul Gazi'ye ait olması açısından değil, inşası öncesinde yapılacak yerin seçiminde gözetilen amaç açısından oldukça büyük...

Göçmen Kayı Aşireti'nin yerleşik hayata adaptasyonu sırasında inşa edilen mescidin yeri için özellikle Rum köylülerinin su ihtiyacını karşıladığı kuyunun yanı seçiliyor. Ertuğrul Gazi bu sayede namaz için mescide gelen Türkmenler ile Rum komşuları arasında dostane diyalog kurulacağını ve Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasındaki ilişkilerin sıcaklaşacağını düşünüyor...

Bu iyi niyetli girişiminde de başrılı oluyor. Zaman içinde Rum Köylüleri sadece içmek için kullandıkları kuyu suyunu zamanla abdest almak için de kullanıyorlar.... Öte yandan o topraklarda yaşanan kanlı savaşlara ve kışkıtmalara rağmen hâlâ Hıristiyanlığa şman edenler ve o Hıristiyanların Türk komşularının namusuna duyduğu güven de inanç dönüşümünün zorlamayla değil, gönüllü tercihle  olduğunun ispatı...

Çirkin vakalar da yaşanmıştır muhakkak. Ama güzel bakan güzel görür kabilinden biz Söğüdün güzelliğini görelim ve ataların dostluğunu, torunlara taşıyalım...

Yaşar İliksiz - Haber 7
@yasariliksiz
www.yasariliksiz.com
yasar@yasariliksiz.com

Yorumlar1

  • Zeliha Paĺa 7 yıl önce Şikayet Et
    Muhteşem. .. Teşekkür ederim
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat