Mesele Atatürk'ü sevip sevmemek değil
Bugün 19 Kasım 2012. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, daha önce yaşadığı 93 deneyime rağmen kurucu liderini ölüm yıldönümünde, bir kez daha; anması gerekip-gerekmediği ve nasıl anması gerektiği konusundaki travmatik tartışmaları izlemek zorunda kalacak!
- GİRİŞ10.11.2012 09:47
- GÜNCELLEME10.11.2012 09:57
Hatta izlemekle yetinmeyip kendisini taraf olarak görme zorunda hissedip, bizzat yaşayacak.
Kurucusunu ölümsüzleştirmeyi hedeflerken hasımlarının nefretlerini ölümsüzleştiren bir siyasi tercih ile hasımlarının putlaştırdığı bir siyasi liderin gerçek yerine oyurtmak isterken ona sövdürmeyi başarmış siyasi tercihlerin rayından çıkmış sevgi ve nefret gösterileri malesef bu seneye de damga vuruyor..
İnsan olarak ölmeyi başarmış bir siyasi lidere insanın hak etmediği muamele ve sıfatları yakıştıran sevgi ve nefret türevlerinin mensupları yine kendilerini masum görüp, hasımlarını yerden yere vuracaklar.
Ne yazık ki övenlerin ve yerenlerin düşündürücü tartışmaları yerine tapınanlar ve sövenlerin kaş yapayım derken göz çıkaran şovları bu sene de filmin jeneriğe çekilen kısmı oldu!
Mesele Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü sevip sevmemek değil, mesele bir devletin vatandaşlarının kurucu liderlerine sevgi ve nefretlerini dile getiriş tarzı da değil!
Mesele 1923 öncesi şartların bir araya gelmeye mecbur kıldığı insanların, nasıl milletleştiklerini unutacak kadar siyasete gömülmüş ve hatırlayamayacak kadar tarih bilincinin dışına itilmiş olmalarıdır.
Bir "milletin" kurucu liderinin yaşatılma(ma)sı adına, sonsuza dek yaşamasını hedeflediği devletin parçalanmaya sürükleyişi; o devletin sınırları içinde yaşayınca hiç de mizahi gelmiyor insana!
Yaşar İliksiz - Haber 7
@yasariliksiz
www.yasariliksiz.com
yasar@yasariliksiz.com
Yorumlar1