Şehir Türküleri

  • GİRİŞ29.12.2012 10:33
  • GÜNCELLEME29.12.2012 10:33

Damla sakızı doğal değil de aromayla eklenmiş ise kahveyi sade getirmesini rica ediyorum garsondan.
Böylesi günlerde en favori içeceğim sahleptir aslında. Orkide neslinin kurtarılması için aromasının kullanılmasının meşrulaşmasıyla birlikte alışkanlık değiştirmek zorunda kaldım.

Bir kaç gün önce Ali Murat ile seyredip, "nostalj yaptığımız" Oralet Osman reklamı geliyor aklıma. 5 dakikayı aşan senaryosuyla insana gına getiren reklam, boyalı bir kimyasal tozun, "reklam sanatıyla" nasıl allanıp, pullanıp satılabileceğinin ölümsüz anıtlarından!

O yapay tat pazarlanırken mis gibi doğal çayın nasıl aşağılandığı görmek ise içler acısı! Büyük olasılıkla o tarz reklamları yapanlar bugünlerde "doğal ürün" reklamlarıyla şehir insanlarına yeni tüketim eğilimleri aşılamaya gayret ediyorlardır!

Yapay tat ve mekanlara böylesine kolayca uyumu sağlanabilen şehir insanlarının neredeyse bir asrı geçen şehirleşme macerasında şehre uyumun sağlanaması ise başlı başına sosyolojik problem.

"Şu koca gökdeleni duman kaplamış" ya da "Metronun yolları bükülür gider" tarzında dinleyenin içini titreten tek bir şehir türküsünün yakılaaması da o problemin doğal sonucu.

Hâlâ köy türküleri söylüyor insanlar. Gittiklerinden bir hafta sonra sıkılmaya başladıkları "sıla"larını özlüyor ve gerisin geriye döndükleri "yuva"larında kendilerini hâlâ gurbette hissediyorlar.

Şehirle aşk değil mantık ilişkisi yaşıyor bizim insanımız.

Bu yüzden de dinleyemiyoruz hâlâ şehirden türküler...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat