Darbe olmadı kapatma verelim

  • GİRİŞ07.02.2014 11:02
  • GÜNCELLEME07.02.2014 11:02

'Çok güzel şeyler olacak' diyordu kimi...

Kimi gelmekte olan günlerin mutluluk taşıdığını söylüyordu.

Muhabirler şahit bütün bu saadet dolu cümlelere.

Artık bekledikleri o neşe, saadet, ümit önce 25 Aralık operasyonunda tökezleyip sonra MİT TIR'ları operasyonuyla mı yok oldu bilinmez, bu ara o eski neşeleri kalmamış görünüyor.

Hatta sanki işler tersine dönüyor gitgide...

Meselâ, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Meclis'e sevk edilen 22 maddelik yeni teklifin ayrıntılarını açıklamak üzere haber televizyonlarının temsilcileriyle dün buluştuğunda soru cevap kısmında bazı açıklamalarda bulundu.

Bozdağ, kendisi hakkında tutanak tutup sonra fezleke halinde Bakanlığa gönderen Adana Savcısı için de ilginç bilgiler verdi. Savcının, o sırada emrindeki adli kolluğa 'Sınırın Suriye tarafına geçin ve oradaki insanlarla ilgili müzekkere tutun' dediğini söyledi. 'Adana'daki savcı hukuku tamamen ayakları altına alıp çiğnemiştir' diyen Bozdağ'ın bu örneğinden sonra diyecek bir şey kalmıyor zaten.

Keza, Adalet Bakanı, 'MİT'e ait TIR'lar olduğunu öğrenince Başbakanlık'tan izin alınması gerekiyor' cümlesini kurarken, başında da 'Diyelim ki o ana kadar yapılanlar şeklen doğru olmuş olsa bile' diye kayıt düşünce, çıkan haberler geliyor akla. Mesela, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın hafta içinde yayında söylediği 'İhbarı yapan da devlet görevlisi. Kontörlü telefondan arıyor. Savcı ve adli kolluk görevlisi evde buluşuyor...' demesi...

Bürolarımıza döndüğümüzde İçişleri Komisyonu'nda İçişleri Bakanı Efkan Ala tamamlıyor aslında bu cümleleri: 'Durdurulan MİT TIR'ı konusunda hukuka aykırı organizasyon tespit edildi'...

Resim gittikçe ama bu sefer somut delillerle beliriyor her geçen gün.

Her geçen gün Aralık ayı sonlarında kimi yargı koridorlarında atılan kahkahaların yerini derin bir endişe alıyor.

...

Belli ki o neşenin sebebi 25 Aralık'ta yeni bir dalga...

Ve sonra kimbilir daha kaç dalga üstüne dalga operasyon...

Arada da peşpeşe TIR'ların çevrilip Türkiye'yi uluslararası kamuoyu karşısında da mahkum etmek isteyen yıkıcı bir yan dalgalar dizisi... idi.

Eğer bu operasyonlar durdurulamasa geriye artık sadece olup biteni keyifle izlemek kalacakmış tam da...

Bu 'darbe girişimi' olduğunda şüphe kalmamış operasyon zinciri çarklarından çıkıp boşa dönmeye başlayınca bu sefer kaos ve kapatma ihtimali dillendirilmeye başlandı.

Üstelik bunu iki akademisyenin yapması ise hem savundukları şeyler hem bu çaresizlik açısından hiç yakışmadı.

Profesör İhsan Dağı yazısında tevil götürmeyecek şekilde PKK'yı çatışmaya çağırıyor.

Yine profesör olan Mümtazer Türköne ise katıldığı canlı yayında AK Parti'ye kapatma davası açılma ihtimalini öngörüyor.

Türköne'nin en azından 12 Eylül öncesi, sonrası ama hele kendisinin de 'çok fazla içinden' yaşadığı 90'ların başındaki Güneydoğu'da kan gövdeyi götüren örtülü darbe dönemi nedeniyle 'böyle şeylerden' pişman olmuş olmasını beklerdim.

Değil anlaşılan...

Madem '90'ların Türkönesi'ne özenen gazeteden yazar komşusu var; bari onun tecrübelerini paylaşsın ki İhsan Dağı da yaptığı çağrıların sonuçlarının 'ne olduğunu' bilerek yazsın.

Naçizane son tavsiyem, masa başından atıp tutmak yetmez; bir sefer olsun Cumartesi Anneleri toplantısına da gitsinler beraber.

Pankartı tutan o yaşlı elleri görsünler.

Sonra bir şehit evine misafir olsunlar.

Yazının tamamı için tıklayınız

Yorumlar1

  • naim sorguc 10 yıl önce Şikayet Et
    Millet. Millet her türlü dış müdahaleyle güzel bir şekilde "çatışıyor" şu an. 30 Mart'ta da çenelerini "kapatacak"
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat