Mesajı bir ben almadım, bir de...

  • GİRİŞ01.04.2014 10:31
  • GÜNCELLEME01.04.2014 10:31

FOTO FİNİŞ: En son böyle bir geceyi galiba merhum Erdal İnönü ile Deniz Baykal arasında hem de birkaç kez yaşanan ve ancak sabaha karşı kazananın belli olduğu SHP kongrelerinde yaşamıştım.

Rüzgârlı Sokak'taki büroya artık ertesi günkü baskıya kalan notlarla döner, son araçla sabaha karşı eve varırdık.

Üçünü de İnönü kazanmıştı o mücadelelerin.

Uzun zaman sonra önceki gece Antalya, Ağrı, Kastamonu, Adana ama hele Ankara'da sabaha karşı kimin kazandığının belli olduğu bir gece yaşadık.

HİLE İDDİASI: 780 bin metrekare arazide 50 milyona yakın insan 200 bine yakın sandıkta oy kullanıyorsa şüphesiz bir sürü hile iddiası çıkar; bazıları da gerçektir. Her partiden ya da görüşten insanlar da yapabilir. Eğer iktidar hile yaptıysa Adana'yı veya sadece on oyla kaptırdığı Ağrı başta olmak üzere onlarca il ve ilçeyi vermezdi. Milyonlarca oyun kullanıldığı bir seçimde bu iddia ve olaylar (sadece bir değil her partinin kazandığı yer) için sonuca etki etmesi çok zor düşük bir yekûn tutuyor.

SOKAĞA DÖKSEK: 'Hatay'da elektrikler kesiliyor, hile var' diye yazıyordu Brüksel'deki klavyesinin başından. Oysa Hatay'ı AK Parti kaybetti. Önemli olan kimin nereyi kazandığı değildi zaten. Önemli olan tekrar sokaklara çıkarmak insanları ve illâ ki kan dökülmesini beklemekti. Nasılsa klavye başında, sıcak odasında, ta yurt dışında, kimbilir hangi uluslararası koruma kalkanı altındaydı? İşini yapıyordu, ölen meselâ Hataylı gençten ona neydi ki? O yüzden benim seçimlerle ilgili en büyük endişem Brüksel'deki ve benzerlerinin karanlık, kanlı planlarının hayata geçirilme ihtimaliydi.

Çok şükür, millet, hangi partiye oy verirse versin; partisi kazansa da kaybetse de sandığa saygı duyuyor; sonuçları sükûnetle kabul ediyor.

SOLA HİÇ MESAJ YOK: Halk artık sola, sosyal demokratlara mesaj bile vermiyor. Çünkü anlamıyor yöneticileri. 1977'deki yüzde 41.4'ün yarısına çoktan razılar zaten. 12 Eylül faşizmine rağmen yüzde 30'un üzerine çıkabilen merhum Necdet Calp'i hatırlamıyorlar. Beklediler ki kasetlerle 1989'u tekrar edelim... matematik olarak biraz yaklaştılar da iktidar partisi ANAP gibi üçüncü sıraya inmedi. Bütün muhalefet kadar oy aldı neredeyse...

Velhasıl bu seçim sonuçlarından CHP'ye bir mesaj verildiğini düşünmüyorum çünkü CHP yönetimi almıyor kaç zamandır mesaj falan. Millet, ana muhalefet partisinin durumundan umudunu kesmiş bir doktor gibi 'artık ne yese yesin, serbest' diyor.

SONUÇTA BU BİR REKOR: Lâfı eğip bükmeye gerek yok... 12 yıl sonra 3 genel, 2 yerel, 2 referandumdan galip çıkmış bir iktidar partisi eğer üst üste 3. yerel seçimi de açık ara birinci bitiriyorsa buna 'zafer' denir ve bu aynı zamanda yeni bir rekordur.

Mitinglerdeki insanların karton; o kalabalıkların 'taşıma' olmadığını ispatlayan bir gece yaşadık.

Kılpayı alınan yerler, kılpayı kaçırılan yerlerin analizini seçim merkezi ve parti yönetimi yapacaktır. Herhalde millet bu zafer ve rekoru yaşatırken bir şeyler de söylemiş olmalı...

TÜRKİYE PARTİSİ: AK Parti'nin Türkiye seçim haritasındaki yeri çok önemli bir şey söylüyor. 2 il dışında her yerde ya birinci ya ikinci parti AK Parti. BDP'nin etkin olduğu Güneydoğu'da da CHP/MHP'nin etkin olduğu Ege ve Trakya'da da. Böyle bir partinin varlığına herkesin çok ihtiyacı var. Partinin adına takılmayın; önemli olan hangi parti değil, önemli olan tüm ülkede herkesin oy verdiği/verebileceği bir partinin olması (bu tümcede vurguyu lütfen 'tüm ülkede, herkesin' cümleciğine yapın).

Bu, etnik, mezhebi ya da ideolojik bölünmelere karşı en çok ihtiyacımız olan şey.

Hele ki 'artık sıra buna geldi; bölüneceğiz' ya da 'mezhep ayrımları derinleşerek kışkırtılacak' iddialarının iyice arttığı bir dönemde daha da önemli bir harita.

Kim kazanırsa kazansın, 'heryerden ve herkesten oy alabilen bir parti' hatta 'partiler' en büyük ihtiyacımız.

2014 Mart itibariyle bu partinin adı AK Parti.

BALKON: Başbakan 'balkon'dan konuştu ama 'balkon konuşması' yapmadı. Kendisine karşı bütün ittifakların yapıldığı ama yine zafer kazanmayı başardığı bir seçimin ertesinde özellikle 17 Aralık sonrasında yaşananlara karşı 'görsel ve sesli' olarak meydan okudu. Sonuçlarını yakında göreceğimizi düşündüğüm bir meydan okumaydı.

Yazının tamamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat