Hokus pokus

  • GİRİŞ04.04.2014 10:04
  • GÜNCELLEME04.04.2014 10:04

Hem de 12 yıllık iktidardayken. Hem de muhalefet kadar oy demek bu. Hem de muhalefetin kazandığı büyükşehir, il ve ilçenin toplamından da fazla yeri aldılar.

Ama yine de 'kazananı yok seçimin' yazayım ben.

Ayrıca, dur bak, iki ayrı toplama yöntemi var; birinde yüzde 43 küsur görünüyor birinde 45 buçuk. Ben 43 diyeyim en iyisi... ne kadar küçük gösterebilsek kârdır.

CHP'den bahsederken ama büyük gösteren hesaplamayı kullanıp 27 diyeyim, unutmadan not edeyim şuraya.

Dur dur... Mursi kaç almıştı; toplam oyların yüzde 24'ünü. Tamam işte... CHP ondan 3 puan fazla. Bunu da yazayım...

Akape oyları yokmuş gibi hesap yapınca ne güzel oluyor yazı. Sevdim bunu J (kendime gülücük)

Haziran ayından beri Gezi'den bahsetmeyen birinci sayfa yapmamıştık. Yerel seçimler biraz tavsattı. Dur onları da yerleştireyim yazıya; '130 bin gencin sapına kadar sivil direnişi...' tamam, afili oldu bu... gerçi baktım biraz yakından bunların çoğu Ahmet Kaya dinliyor, şu 'şerefsiz' diye manşet attığım Ahmet Kaya.

Hemen tamamı da Hrant Dink'i seviyor ve öldürenlere lanet ediyor.

Neyse... karıştırmayalım şimdi...

Kaç seçimdir CHP yönetimine, bizim 'beyaz'lara ne söz verdiysek tersi çıktı.

Bu seçim de öyle oldu maalesef. Hele şu Sarıgül projesi resmen çöktü. 650 bin oy fark yedik İstanbul'da. Şimdi bunu yazmanın sırası değil. Ona sonra bir kulp takarım. Fakat, durumun aslında çok daha parlak olduğunu daha nasıl yutturabilirim?

En iyisi ben karşı medyaya saldırayım.

Harcadıkları paralara rağmen eldeki tirajlarını sorayım önce, dur bi...

Umarım kimse bizim gazetelerin harcadığı parayı, bizim maaşları falan sormaz. Acaba akıl eder mi aralarından biri harcanan parayla alınan tiraj arasındaki oranı? Yok canım nerden akıllarına gelsin bunların...

Ulan seviyorum bu cemaat medyasını... iyi simge, slogan üretiyorlar. Onlardan alayım şu 'havuz' lafını... İyi ki kimsenin aklına gelmedi bizim için kullanmadı bu 'havuz' lafını. Bütün memleketi babamızın havuzu gibi doldurup boşalttığımızı, canımızın istediği kadar içinde yüzdüğümüzü yazsalar hoş olmazdı.

Umarım kimse bizim yüzümüzden, bize inanıp siyasete bodoslama dalan bizim patronun kaç para kaybettiğini sormaz. Sormaz değil mi? Sormaz sormaz... şimdi kötü düşüncelerin sırası değil.

Dur internette tarama yapayım biraz, kötü fikirler dağılsın kafamdan...

A, bak şimdi bilgisayara bakarken aklıma geldi.

İnternet sitemizin tirajının onlara fark attığını da yazayım...

Nereden alınıyordu rakamlar, hah... alexa.com.

Hımmm... tamam işte bizim gazete 5. sırada.

Günde iki buçuk milyon tıklanıyor sitemiz yazayım şuraya hemen.

'Sizinki kaç tıklanıyor arkadaşım' diye efeleneyim.

Gerçi araştırmazlar değil mi bu işin sırrını? Meselâ Lady Gaga konserini 35 fotoğrafla galeri yapmışız. Bakayım... evet, 3 milyonun üzerinde tıklanmış bu galeri.

Manşetteki 15 haberin 8'inde fotoğraf galerisi koyduğumuza dikkat etmezler değil mi? Her birinin ortalama 30-35 erotik fotoğraftan oluştuğunu anlarlar mı dersin?

Asıl tıklamayı bundan aldığımızı fark ederler mi?

Çıkıp 'Bildiğin erotizm pazarlıyorsun sitende' der mi?

Yok canım, nereden bilecek bu cahiller?

Ayrıca fark etseler kaç yazar?

Bulurum ona da bir gerekçe, olur biter...

Gerçi bak bak bak... haber7.com 10. sırada. Vay anasına... bir tane bile suistimal edilecek kadın fotoğrafı koymadan nasıl 10. sırada oluyor bunlar? Oooo... yenisafak.com.tr ve star gazetesi internet sitesi de 32 ve 59. sırada görünüyor.

Kendime not alayım; hiç kadın kız fotoğrafı, cinayet falan suistimali, erotizm satmadan bu sıralamaya nasıl girmişler, çaktırmadan öğrenmem lazım...

Dur yazıyı şöyle kabadayılık yaparak bitireyim; sonra ne kadar çuvalladığımız, ne kadar korktuğumuz anlaşılmasın.

'Ne tasfiyesi? Siz tasfiye olacaksınız!'

Böyle iyi oldu.

Kuyruğu dik tutmakta yarar var her zaman...'

...

Eğer gazetenin o sayfası katlanmış kenarda durmuyor olsa uzun yıllar sonra yeniden okumak zorunda kalmayacaktım. Yazı başlığıyla içerik arasındaki zıtlıklar, kışkırtıcı iddiaların manşete çekilmesi gibi numaralarını yemeyeli yıllar olmuştu.

28 Şubat'ta bitmişti kendisiyle okuyucu olarak işim.

Dedim ya, gazete katlanmış duruyor öylece, kahvaltı ederken göz ucuyla bakmak zorunda kaldım.

Yazının tamamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat