Köşk ihtimalleri hızla azalıyor

  • GİRİŞ06.05.2014 09:35
  • GÜNCELLEME06.05.2014 09:35

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ı konuk ettiğim programda, Atalay 'Başbakanımızın Köşk ile ilgili kararından sonra Cumhurbaşkanımızın kendi davasından, misyonundan ve bu hareketten kopmaması ve geleceğinde yine önemli söz sahibi olması önemli. Bu ikilinin birlikteliğiyle partimiz daha güçlü olacaktır' dedi.

Bu, eğer Recep Tayyip Erdoğan Köşk'e çıkarsa, Abdullah Gül'ün partinin başına gelmesi için açık bir çağrıydı.

Her ne kadar, bu açık çağrının hemen altındaki bir cümlede sadece tırnak işareti eksik diye tam tersi anlam çıkaran meslektaşlarımız oldu ama canları sağolsun. Artık iyi niyetle bakarsak okuduklarını anlamamalarına da şüpheyle yaklaşınca kötü niyetlilerine de hatta spekülasyon meraklarına da alışığız çoktandır.

Kim bilir belki de bazıları sadece işlerine gelen bir denklem gibi görüp üzerine atladı bu vahim yanlış anlamanın.

Neyse...

Aynı saatlerde başka bir Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da 'Köşk için adayımız yüzde yüz Erdoğan'dır' açıklamasını yapıyordu.

Şu ana kadar yapılan bütün istişare, yoklamalar hep aynı şeyi söyledi; Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olmalıdır.

Bu cümlenin ardından 'ama...' diye eklemeyen de yok gibi.

O 'ama' partinin geleceğine ilişkin kaygıları içeren çok sayıda gerekçenin başlangıç cümlesi.

Dolayısıyla aslında 30 Mart seçim sonuçları belli olduktan beri Ankara'da tek bir sorunun cevabı aranıyor; 'Kim Başbakan olacak?'

Bu soruyu aynı zamanda 'Kim genel başkan olacak?' diye de okuyabilirsiniz.

Erdoğan cumhurbaşkanı olduktan sonra partinin, hükümetin ve tabii ki 2015'te yapılacak genel seçimlerin akıbetiyle ilgili bütün tartışmalar, sorular, arayışlar.

Cumhurbaşkanı Gül'ün son bir aydır yaptığı açıklamalar düz okumayla 'Cumhurbaşkanı olarak devam ederim, olmazsa da siyasete dönmem' diye okunsa da son bir haftadır bu okumanın yetersiz kaldığı anlaşılıyor.

Erdoğan-Gül arasındaki son buluşmanın çok olumlu bir havada geçtiğine dair çok sayıda yorum var.

Dolayısıyla bir on beş gün daha harıl harıl ne oluyor, ne olacak ihtimallerini tartışırken tahminim en güçlü ihtimal bundan sonra 'Cumhurbaşkanı Erdoğan-Genel Başkan Gül' formülü olacak.

Bu ihtimal üzerinde uzlaşılırsa da cevabı aranan sorular bitmiyor.

Gül, seçimlere kadar Başbakan olamayacağı için Kongre'de Genel Başkan seçilse bile Erdoğan'ın Köşk'e çıkmasından hemen sonra bir Başbakan gerekiyor.

Üç dönem kuralı sürdüğüne göre, seçimlerde yeniden aday olamayacak Beşir Atalay, Bülent Arınç, Ali Babacan gibi isimler arasından bir Başbakan mı meydanlarda olacak Gül'le beraber; yoksa Ahmet Davutoğlu gibi yeniden seçilmesinin önünde engel olmayan bir isim mi?

Sanırım geriye kalan en bilinmez soru şimdilik bu, yani Genel Başkan Abdullah Gül olduğunda Başbakan koltuğunda kim oturuyor olacak.

Bakalım, 24 saatin bile çok uzun bir süre olduğu siyasette, bu yazı ne kadar dayanıklı çıkacak?

Her ne kadar 2007'de Gül'ün Cumhurbaşkanı olacağını ve 2008'de dava açıldığı günden itibaren AK Parti'nin kapatılmayacağı tahminim doğru çıkmış olsa da bu yazıyla tabii ki 'ters köşeye yatmayı' da göze alıyorum.

...

Bilmem artık dün gece kimler gül ağacının altına bıraktığı kağıtlarda ne dilekler diledi?

Yok, sadece Başbakan, bakan ve diğer makamlara ilişkin olanları kast etmiyorum; ev sahibi olmak, evladını evlendirmek, çocuğuna iş bulmak, hastasına şifa dilemek, sevdiğine kavuşmak, borcunu ödeyebilmek, okulunu bitirebilmek, sınavı kazanmak... gibi hayatın ta içinden milyonlarca dilekten bahsediyorum.

Yazının tamamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat