O yüzden ilk defa halk Cumhurbaşkanını seçecek, yaşanan onca günlük vaka normal kabul ediliyor.

Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu'nun Danıştay kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmaya Başbakan Erdoğan'ın tepkisi de hızla gündemin alt sıralarına iniyor işte.

Bundan sonra gündemde artık ne kadar tutunabilirse, bunun taraflar için farklı nedenleri var.

Dünkü bazı gazeteler bakılırsa, bu, Köşk'e çıkması engellenemeyen Erdoğan'ın ne kadar otoriter, tahammülsüz olduğunu göstermek için iyi bir fırsat. Hemen Zaman'da AB Başkan Yardımcısı ve Hürriyet'te AP Sosyalist Grup Başkanı bu mealde açıklamalar yapmış. Yakında bu röportaj kişilerini takas yaparlar, bir daha okuruz, şaşırmayın.

Bir umut Feyzioğlu'ndan Cumhurbaşkanı adayı ya da en azından tartışması o da olmadı. 10 Ağustos'tan sonra çarşısı karışacak CHP'ye genel başkan adayı çıkarmak isteyenler için de o olay bulunmaz fırsat.

Öte yanda da aslında AK Parti'nin temsil ettiği kitleler ve onun siyasal bakışı açısından Danıştay'daki tartışma gündemde tutulmayı hak ediyor.

Muhafazakâr kitle için hukuk vesayeti olarak tanımlanan güç odağı 1960'tan beri ciddi bir tehdit. Darbelerin anası 27 Mayıs'ı, darbeci subayların bile hayal etmediği bir çizgiye çeken hukukçulardı. O günden sonra da iktidar ortakları arasında daima 'bazı' hukukçular yer aldı.

12 Eylül referandumu sonrasında böyle bir tehdidin kalmadığı düşünülüyordu ama 17 Aralık vesilesiyle tehdidin katmerli, çifte kavrulmuş hale geldiği endişesi arttı.

Dolayısıyla Danıştay'daki tartışmanın muhafazakârlar açısından iyi bir gündem tutamağı olduğu ortada.

Bir yandan da bütün gelişmelerin artık Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olmasının kaçınılmazlığı tartışmayı sürüklüyor.

Feyzioğlu'na gösterilen tepkinin gündem olmaya devam etmesinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'a duyulan öfkenin de payı olduğu şüphe götürmüyor.

Barolar Birliği Başkanı'nın konuşmasındaki kimi bölümler, gerçekten aşırı gereksiz uzunlukta konuşması ve tansiyonu yükseltmek için ama bilerek ama bilmeyerek takındığı tavır, mimikler kadar yaşananlarda Erdoğan'ın kişisel özellikleri de etkili. Ve bu özellikler kendisine oy verenler tarafından tabii ki destekleniyor.

Bu tartışmada, tıpkı Anayasa Mahkemesi'nde olduğu gibi, misafirlere karşı yapılanın halkın geleneklerine hiç uymaması da gündem olmasının ayrı bir boyutu. Ama bütün bunlar toplandığı zaman yaşananların hâlâ gündem olması baştaki ilk maddeyle ilgili; hukuk vesayetine duyulan tarihsel kökeni güçlü endişe.

Daha Başbakan'ın tepkisini ilk duyduğumda bundan sonra bu ve benzeri olayların bir daha yaşanmayacağını, yaşanmasının çok zor olduğunu düşünmüştüm. Eğer hükümet bazı yasal düzenlemeler yapmasa bile artık bu ve benzeri toplantılarda böyle şeyler yaşanmayacaktır.

Velhasıl, Danıştay kuruluş yıldönümü vesilesiyle tartıştığımız olay aslında bu sebeplerle çok geride kaldığı halde gündem oluyor.

Oysa çok daha ciddi tartışma başlıkları bekliyor bizi.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ