Gaz, gaza, Gazze...

  • GİRİŞ15.07.2014 10:52
  • GÜNCELLEME15.07.2014 15:52

Son görüntüler, şu yeryüzünde belli ki öldürülmeleri 'en çok serbest' olan Filistinlilere ait.

Bilmem siz yazıyı okurken daha yükselir mi bilmem ama 170'i geçmişti hayatını kaybeden Filistinli sayısı. Bunun belki beşte birinden fazlası çocuktu.

Yaralı sayısı ise ölümlerin altı katı kadar.

Oysa bu tarz saldırılarda ölümlerle yaralılar arasındaki fark çok daha yüksek olur.

Ama İsrail belirlenmiş evlere, camilere, okullara, binalara özellikle tespit ettiği yerlere füzelerini gönderdiği ve bunu her hedefe defalarca yaptığı için ölümlerin sayısı bu kadar yüksek oluyor.

Terörist İsrail devleti ve onun genellikle faşist de olan yöneticileri insan öldürmek üzerine kurduğu için bütün sistemini sonuçlar böyle.

Geriye gitmenin, önce kaçırılan sonra ölü bulunan üç İsrailli genci hatırlatmanın artık anlamı yok. Çünkü Hamas o gençlerin kaçırılıp öldürülmelerini kabullenmedi.

Filmi geriye sararak ilerlemek isterseniz orada da duramayız.

Üç gencin kaçırılmasından bir gün önce İsrail'in aradığı bir şahıs oğluyla beraber bisikletinin üzerinde öldürüldü.

Daha geriye gide gide 1967 sınırlarına gidersiniz hiç olmazsa.

Tam da dünyada 1967 sınırlarına dönülmesi konusunda bir mutabakatın oluştuğu bir dönemde. Filistin'de Hamas ve El Fetih arasında işbirliğinin başladığı sırada.

Tam da Mısır'da darbe yönetiminin Gazze'nin yollarını, tünellerini kapattığı; Suriye'de belirsizliğin sürdüğü; Irak'ta Işid'in henüz anlamı çözülmemiş boy verişinin hayret içinde bıraktığı bir dönemde...

Tam da Erbil'deki Kürdistan Yönetimi Irak'taki fiili durumun kalıcılaşma ihtimaline göre bağımsızlık ilan etme yolunda sinyaller verirken...

Suudiler başta bir çok Arap ülkesinin olup bitenleri seyredeceğinin kesin olduğu bir zamanlamayla ve tam da İran Batı'yla yakınlaşma konusunda epey yol almışken...

Hizbullah'ın Esat'a destek vermekten çok da mecali kalmamışken her sahur ve her sabah ezanında yeniden bombalıyor İsrail Gazze'yi.

Kasten, seçilmiş hedeflerle.

Sonra tutuklamalara başlıyor.

Sonunda anlaşılıyor ki hem silahsız bir Hamas olmasını; hem işgal ettiği yerlerde yeni yerleşimlere devam etmeyi hem de Gazze'yi gittikçe dünyadan yalıtan, Gazzeliyi dünyasından yıldıran bir çok sebebin hepsini birden istiyor İsrail.

Arkasında önce Amerika Birleşik Devletleri ve sırasıyla tüm Batı devletlerinin liderleri 'yanındayız' mesajları veriyor Tel-Aviv'e.

Halkları sokakta protesto etse de devletler ve yönetimleri çocukları öldüren devletin yanında olduklarını deklare ediyorlar yeniden ve yeniden hiç şaşırtmadan tarih boyunca olduğu gibi.

Bir buçuk milyar Müslüman'la ve onca zenginliğe sahip onca Müslüman devletle alay edercesine kasten yapıyor belli ki bazı şeyleri.

Haklı...

Hazır, mezhep savaşlarına Cennet'e gitmenin tek yolu gibi sarılan bir kitle var; nasılsa bu Müslümanlar asla yan yana gelmez, gelemez... nasılsa hiçbirinin kendi ürettiği füzesi, tankı, uçağı yok...

O zaman bütün bunlara dün olduğu gibi bugün de en çok Filistinli katlanır. Yarın isterse başka ülke ve insanlarına da sıra gelir; kim tutabilecek ki elini?

1973'te bileğini büktüler, 'nükleer bomba atarım' dedi, ateşkes yapıldı.

Demek ki kendi füzen, uçağın, tankın ve nükleerin olduğu gün İsrail ancak laf anlar.

...

Bu arada, Yıldız Tilbe'nin beddualarından bugüne kadar bir tane masum insan ölmedi; sakın da ölmesin.

Yazının tamamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat