Referandumun bizatihi kendine karşı çıkmak
- GİRİŞ19.08.2010 08:02
- GÜNCELLEME19.08.2010 08:02
Memleketin artık referandum konusunda ikiye bölündüğünden kimsenin şüphesi yok.
Bir taraf evet diyecek; bir taraf hayır…
Türk milletinin önüne sandık geldiğinde nasıl karar verdiğinin örnekleri tarihte ne kadar aransa o kadar bulunur.
Evet oylarının hayır’ları geçeceği ortada.
Muhalefetin bu konuda büyük kumar oynadığını, referandumu bir güven oylamasına çevirdiğini söylemiştik. Bu yüzden evet’lerin fazla çıkması halinde büyük bir yıkımla, büyük bir kayıpla karşılaşacakları ortada.
Bu yaklaşan ağır mağlubiyeti ancak hayır’ların kazanması halinde büyük bir zafere çevirebileceklerini bildikleri için gerginliği artırıyor; meseleyi partiler arası bir yarışa, bir ölüm kalım meselesine çevirmeye çalışıyorlar.
Oysa asıl taktik hata tam da burada ikinci kez sırıtıyor.
Vatandaşın bu referanduma hayır vermesini savunurken yaptıkları şey tam da referandumun kendisine karşı çıkmak.
Zaten bizzat bu seçimi milletin yapmasını istemediklerini Meclis’te ellerinden geleni artlarına koymadan yapmaya çalışmışlardı.
Oysa hayır’ı savunanlara doğrudan sorulması gereken şu: Referanduma karşı mısın?
Bir tanesi bile “Hayır, karşı değilim” diyemez.
Zaten bugüne kadar herhangi birisinden “bırakalım vatandaş karar versin” yönünde bir adım, bir hareket, bir söz duydunuz mu?
İşte tam da bu yüzden referandumda oynadıkları kumarı kaybedecekler.
Çünkü vatandaş, referandumun bizatihi kendisinin bile kendisine bir soru; bir tercih olduğunu biliyor.
Kendisine değer verildiğini, kendisine başka bir anayasayı isteyip istemediğinin sorulduğunu; ülkesinin ve çocuklarının kaderinin kendisine sorulduğunu biliyor.
Vatandaş bunu böyle anlıyor.
Hükümet kendi başına bir yasa değiştirmiyor, milletine soruyor.
Hayır’ı savunanların asıl karşı çıktığı zaten işte bu soru: “Vatandaşa sorulmasın, biz sonra daha gelişmiş bir anayasayı yaparız kendi aramızda” diyorlar.
Vatandaş bunu da görüyor.
Velhasıl, hayır’ı savunanlar aslında referanduma karşı çıkarak millete soru sorulmasına karşı çıkmış oluyorlar.
Cevabını da 12 Eylül gecesi alacaklar.
KORKU İMPARATORLUĞU İNŞA EDENLER
O gün, merak ediyorum, vatandaşın korkudan anketlerde evet seçeneğinden yana olduğunu iddia edenler kalemlerini kıracak, mesleği bırakacaklar mı?
Kendi şahsi mağlubiyetlerini olmayan bir korku imparatorluğu propagandasıyla zafere dönüştürme çabasının bir kez daha boşa çıkmasının gerektirdiği onurlu davranışı gösterebilecekler mi?
Yaptıkları haberler, attıkları vahşi manşetler için iş işten geçtikten sonra günah çıkarma seansları düzenleme huyundan vazgeçebilecekler mi?
Hem kendisinin hem kendi sınıfının bir zamanlar gasp ettiği ama şimdi kaybedilmiş imkânlarını geri almaya çalışan masa başı uydurma sosyolojik tahlil ve teorilerden ümidi kesecekler mi?
13 Eylül sabahı çok merak ediyorum ne yazacaklarını?
Bilmem, “evet, halk düşmanıydık” diye yazabilecekler mi, yıllar sonrasını beklemeden…
Yaşar Taşkın Koç - Haber 7
taskinkoc@gmail.com
Yorumlar2