Savarona yatının talihsizliği
- GİRİŞ29.09.2010 17:56
- GÜNCELLEME29.09.2010 17:56
Atatürk’ün hasta olduğu dönemde, artık iyice eskimiş Ertuğrul yatının yerine satın alınan ve Atatürk’ün sadece 54 gün kullanabildiği Savarona bir kez daha manşetlerde.
Bu sefer manşet olma nedeni ise özel işletme için 49 yıllığına kiralanan yatta fuhuş yapıldığının bir operasyonla ortaya çıkması…
Oysa, Savarona’nın bu ilk talihsizliği değil…
Yat, aslında çok zengin bir Amerikalı olan Emily Roebling Cadwalader tarafından 1930’da Almanya’da inşa ettirildi.
Döneminin en uzun yatlarından olan Savarona 136 metrelik boya, 16 metre genişliğee, 6 bin 150 ton ağırlığa sahip.
Bu dev ve lüks yat için 44 mürettebat 34 kişiye hizmet verebiliyor.
7 yıllık kullanımdan sonra iddialara göre devletiyle vergi sorunu yaşayan yatın sahibi kadın satmaya karar veriyor. 4 milyon dolara yaptırdığı yatını bu sorunlar nedeniyle 1 milyon 250 bin dolara satmaya karar veriyor ve alıcı Türkiye Cumhuriyeti oluyor.
Başbakan Celal Bayar Atatürk’ün hasta olduğu son dönemlerini huzurlu ve mutlu geçirmesi için bu alımı yaptırıyor.
ADININ ANLAMI…
Yatın adının anlamı konusunda da rivayet muhtelif.
Kimi kaynaklar bu ismin yatı yaptıran kadın tarafından böyle konulduğu bilgisini veriyor. İsim aslında iki kelimeden oluşuyor; sava ve rona. Sava, Hint Okyanusu’nda yaşayan bir kuşun, Rona ise yatı yaptıran Cadwalader’in kızlık soyadı. Yani Savarona aslında yatın ilk sahibinin koyduğu ilk isim.
Biz satın alınca gündemde olan Güneş Dil Teorisi nedeniyle adını Güneş Dil koymak istediğimiz iddiası da mevcut ama sonuçta isim değişmemiş…
24 Mart 1938’de Türk bayrağı çekilerek İstanbul’a gelen Savarona’da Atatürk sadece 54 gün kalabilir. Hastalığı artar, Savarona’dan ayrıldıktan sonra bir daha dönemez…
Atatürk’ten sonra kullanılmayan yat 2. Dünya Savaşı’nı da Kanlıca Koyu’nda kaderine terk edilmiş şekilde bekler.
1950’ye doğru satılması gündeme gelir.
Seçimleri kazanan Demokrat Parti ise beklenenin aksine yatı eğitim amaçlı kullanılması için Deniz Kuvvetleri’ne devrederek satılmaktan kurtarır.
YASSIADA’DA DA ALEM İÇİN KULLANILDI…
İlk yaptıran sahibine yaramayan; Atatürk’ün doğru dürüst kalamadan hastalığının arttığı; uzun yıllar yalnızlığına terk edilen; satılmaktan DP sayesinde kurtarılan ve 2010 yılında fuhuş yapıldığı tespit edilerek yeniden manşetlere çıkan 80 yaşındaki Savarona’nın talihsizliği bunlarla sınırlı değil…
27 Mayıs darbesinden sonra DP’liler Yassıada’da mahkum tutulurken yat da Ada Komutanı Yarbay Tarık Güryay’ın emrine tahsis edilmişti.
Avnu Özgürel’in geçtiğimiz yıl Radikal’deki köşesinden öğrenip Ali Adnan-Başvekil belgeselinde kullandığımız bilgilere göre, içki içmeyi seven Yarbay Güryay, yatta alemler düzenliyordu…
Hatta, merhum Başbakan Adnan Menderes ve bakan arkadaşları Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan’ın idam edileceklerini öğrendiğinde yine Savarona’da içki alemindeydi. Güryay, infazları hemen o gece gerçekleştirmek için acele eder ve motor çağırmak yerine Savarona’yla Yassıada’ya yanaşmaya çalışır. Ve yatın karaya oturmasına sebep olur…
Velhasıl, Savarona’naın talihsizlikleri neredeyse ilk sahibinden beri sürüyor.
Şimdi, sözleşme kurallarına uyulmadığı gerekçesiyle Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sözleşmeyi fesh edeceklerini açıkladı. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay da “Müze yapılması konusundaki talebimizin ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı” dedi.
Umarız, tarihi talihsiz olaylarla dolu yat geri alınır, müze yapılır ve ömrünün kalanını manşetlerden uzak huzur içinde geçirir…
NOT: Atatürk için yatı satın aldıran DP’nin Cumhurbaşkanı olacak olan Bayar; yatı satılmaktan kurtarıp Deniz Kuvvetleri’ne hediye eden DP; 1999’da 49 yıllığına kiralanan yatı tekrar alıp müze yapmaya çalışan da AK Parti… Yani, tarihte muhalifleri tarafından sık sık Atatürkçülüğe aykırı davranmakla suçlanan partiler… Ve satmak isteyenler başka partiler ve ilk defa yatta alem yapan da Atatürkçülük karşıtı hareketleri olduğu bahanesiyle darbe yapılarak indirilen DP’lilere eziyet edilen Ada’nın komutanı, iyi mi?...
Yaşar Taşkın Koç - Haber 7
taskinkoc@gmail.com
* Avni Özgürel’in Radikal’de 29 Eylül 2009’da çıkan yazısına bu linkten ulaşabilirsiniz
Yorumlar5