Karanlık el...

  • GİRİŞ14.09.2012 14:12
  • GÜNCELLEME14.09.2012 14:12

Araçtan inen yeni Amerikan büyükelçisi, öğrencilere göre "CİA ajanı"ydı. Atanmasından bu yana yapılan protestolara "sol'un kalesi" ODTÜ'de meydan okuyordu sanki.

Haber hızla yayıldı. Rektörlüğün önünde toplanan sinirli öğrenciler arabayı ters çevirdi; deposundan akan benzin yeni bir fikirdi. Hüseyin İnan'ın kaşkolunu depoya sarkıtıp yakıtı emdirdiler ve aracı yaktılar.

Tarih 6 Ocak 1969'du.

Elçi Robert Commer, Rektör Kemal Kurdaş'la birlikte pencereden seyretti olup biteni...

Commer, çok duramadı, ayrılmak zorunda kaldı Türkiye'den.

Eylemin intikamının ilk kurbanı Beyazıt'ta sırtından vurulan ve ablasının bütün çabalarına rağmen cinayeti aydınlatılamayan Taylan Özgür'dü.

Sonra sırayla eyleme katılanların bir çoğu çatışmalarda öldürüldü ya da ağır yaralanıp uzun yıllar hapislerde yattı. Bazıları da tıpkı kaşkoluyla aracın yakılmasına öncülük eden Hüseyin gibi idam edildi...

2 yıl sonra Mahir Çayan ve arkadaşlarının Hüseyin İnan, Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan'ın idamını engellemek için takas amacıyla kaçırdıkları İsrail'in İstanbul Başkonsolosu Efraim Elrom'u öldürmeleri başka bir sürek avını başlattı. Kızıldere'de bulundukları yere yapılan operasyonda Mahir Çayan ve 9 arkadaşı öldürülürken, sadece Ertuğrul Kürkçü sağ kalabildi. Yine takas için kaçırılmış olan 2 İngiliz bir Kanadalı teknisyen de olay yerinde ölü bulundu.

Kızıldere'yle ilgili tanıklıklar, kimseyi sağ ele geçirmek istemeyen bir operasyon yapıldığına işaret ediyordu.

Bugün Libya'da ABD elçisinin öldürülmesiyle başlayan ve bu satırlar yazılırken birçok Müslüman ülkede hızla yayılan eylemler ister istemez hatırlattı geçmişi...

Gücü yettiğinde bir aracının yakılmasının bile intikamını almak için seferber olan ABD bu sefer ne yapacak?

Yoksa bu sefer bir büyükelçi ve 3 elçilik çalışanının öldürülmesi "o intikamcı" Amerika'nın çok da kızdığı, sinirlendiği, derhal cevabının verilmesini istediği bir eylem değil mi?

Bildiğimiz ABD dışında başka bir ABD daha mı var?

Oysa, "İntikamcı" Amerika'nın işine gelen ve İslâm coğrafyasında hızla yayılan bu olaylar "görünen Amerika"nınsa aleyhine işliyor.

Ülkemizde ister tarihten ister günümüzden bizim çok iyi bildiğimiz, çok tecrübeli olduğumuz an itibariyle de yaşamakta olduğumuz bir alan "terör üzerinden iktidar değiştirme çabası"...

Bugün bunun yaklaşmakta olan Amerikan seçimleri için bizzat ABD üzerine oynanıyor olması ne kadar ilginç...

İslâm coğrafyasında Hazreti Peygamber aleyhine en küçük bir sözün, en küçük bir hakaretin asla kabul edilmeyeceğini çok iyi bilenler, herhalde o filmi yaptırırken bunları da hesaplamıştı.

Mübarek yönetimine karşı eylemler sırasında Kıptî azınlığa yönelik saldırılar Mısır'ın bu açıdan bir barut fıçısı olduğunu gösterirken, küfür filminin yapımcıları arasında Kıpti olması "kör parmağım gözüne" değil de nedir?

Tam da Mısır aklıselim, makul, bütün İslâm coğrafyasına umut vaat eden bir iktidara kavuştuğunda...

Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

Yaşar Taşkın Koç - Yeni Şafak

Yorumlar1

  • nazim manav 11 yıl önce Şikayet Et
    yil 2012 iletisimin zirvede oldugu bir zaman.. artik pacali bulutluluktan kurtulmak ve yagmur blutlari gibi birlesip yagma zamani,yagmurun sel olma zamani,bu sel bazi yikimlara yol acacak ama olayin dogasini yesertecek.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat