Şehzade Mustafa nasıl katledildi?
- GİRİŞ15.02.2014 12:01
- GÜNCELLEME15.02.2014 12:01
Belirlenen suç, "devlete isyan suçu"dur. Fıkıh ıstılahındaki ifade ile Mustafa Bey, "bağy suçu" işlemiştir. Cezası idamdır ve bu konuda gereken fetva (mahkeme kararı) da alınmıştır.
Kuşkusuz baba yüreği yanıyor! Ama onun da yapabileceği fazla bir şey yoktur. Elleri-kolları "töre" ve kanunlarla bağlıdır. Zaten bu yol, "Ya devlet başa, ya kuzgun leşe" diyenlerin yoludur.
Mustafa Bey huzurdan başı önünde çıkıyor. Babasındaki tuhaflığı fark etmiştir, lâkin kötü anlam vermek istemiyor. Düşüne düşüne kendi çadırına yöneliyor.
Yedi dilsiz cellât kapının iki tarafına siperlenmiş, Cellâtbaşı Zal Mehmut Ağa ise bir perdenin arkasına gizlenmiştir...
Önce dilsizler Mustafa Bey'in üzerine atlıyor... Şehzade Mustafa, güçlü-kuvvetli bir delikanlıdır. Üstelik her türlü dövüş sanatına vakıftır. Dilsiz cellâtları dağıtıyor, atılan yağlı kementler boşa gidiyor.
Ünlü Cellatbaşı Zal Mehmut Ağa, saklandığı perdenin arkasından çıkıp Mustafa Bey'e arkadan saldırıyor.
Onu görünce âdeta nutku tutuluyor Mustafa Bey'in: Çünkü Zal Mahmut, kendi sarayına alıp sık sık görüştüğü yakın arkadaşlarından biridir...
"Sen de mi?" demesine kalmadan, kement boynuna geçiyor. Önden yedi dilsiz kollarını kavrayıp kıpırdayamaz yaparken, arkadan Zal Mahmut yay kirişini Şehzade'nin boğazına dayıyor. İyice bastırıp soluğunu kesiyor. Mustafa Bey nefessiz kalıyor.
Şehzade Mustafa, "Devletin bekası" ve "Nizam-ı âlem" uğruna oracıkta ruhunu teslim ediyor, şehid oluyor.
Aynı anda Kanuni, gözyaşlarını kâğıda emzire emzire ağlıyor!
Peki, bazı tarihçilerin iddia ettiği gibi, mektupların "sahte" olma ihtimali var mı?..
Sanmıyorum. Çünkü son derece deneyimli, her türlü devlet umurunu görmüş, devlet işlerinde kılı kırk yarmış, her zaman isabetli kararlar vermiş, üstelik unvanı "Kanuni" olan bir Padişah'ın kandırılması "imkânsız" denebilecek kadar zayıf bir ihtimaldir.
Devlet elinin altındadır. Öyle bir istihbarat örgütüne sahiptir ki, sadece kendi devletinde, sadece şehzadelerin ve paşaların nefes alışlarını değil, dünyanın nefes alışını dinlemektedir.
Oğlunun el yazısını tanır, oğlunun kâtiplerinin yazdıklarını ele geçirip karşılaştırması ise, Kanuni gücünde bir Padişah açısından çocuk oyuncağıdır.
Muhtemelen bunları yapmış, olayı iyice araştırmış ve mektupların oğlu tarafından gönderildiğine kesin kanaat getirdikten sonra, harekete geçmiştir.
Bizim tarihçiler ne hikmetse, bu şehzadeye kıyamazlar. Hürrem Sultan düşmanlığı öylesine gözlerini bürümüştür ki, başka ihtimal düşünmek istemezler.
Onların yerine biz düşünelim: Alman İmparatoru Şarlken'e esir düşen Fransa Kralı Fransuva'yı esaretten kurtarmak için, sırf annesi rica ettiği için "Alaman Seferi"ne çıkan, "Karıncayı kırmanın günah" olup olmadığını Şeyhülislama soran Sultan Süleyman'ın, olayı tahkik etmeden oğlunu öldürtmesi mümkün mü?..
O Kanuni ki, değil oğlunun, hiçbir insanın adaletsizliği ve zulme uğramaması için ömür boyu çabalamış durmuştur...
Düşmanlarının bile "âdil" olduğunu söylediği bir padişah, hiçbir araştırma yapmadan, evlâdına kıyar mı?
Şehzade Mustafa hem halk, hem de ordu tarafından çok seviliyor, karakter ve cesaret açısından dedesi Yavuz Sultan'a benzetiliyordu. Doğru, ama bu meziyetler "isyan" etmesini bağışlatır mı?
Şehzade Mustafa'nın ölümü üzerine 14 şair mersiye yazdı.
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol