Tarihten bir ibret tablosu

  • GİRİŞ23.05.2015 12:01
  • GÜNCELLEME24.05.2015 09:51

1839 yazında, rahatsızlığı arttı. Hekimler Çamlıca havasının hastalığına iyi geleceğini söylediler. O da eşi Bezmialem Sultan’la birkaç yakınını yanına alarak kızkardeşi Esma Sultan’ın Çamlıca’daki kasrına gitti. 

Padişah ölür ölmez haberdar olmak ve padişahlık sırasının kendisine geldiğini herkesten önce Şehzade Abdülmecid’e haber verip bu yolla sadrazamlığa yükselmek isteyen Meclis-i Valâ (Yüce Meclis) Reisi Hüsrev Mehmed Paşa (Koca) da Esma Sultan Kasrı’nın bir odasına yerleşmişti.

Fakat Padişah’ın ölümü gecikiyordu. Bazı makamlara gelmek isteyenlerin ise acelesi vardı. Hüsrev Mehmed Paşa ve yandaşları, “Bu kargaşa zamanında devlet işleri beklemez” bahanesine sığınarak, Padişah’ın tahttan indirilmesine dair fetva aldılar. Asıl amaç Şehzade Abdülmecid’i bir an önce tahta geçirip hayallerindeki makamlara âcilen kavuşmaktı (Koca Hüsrev Mehmed Paşa (1769 – 3 Mart 1855), çok istediği sadrazamlığa 2 Temmuz 1839’da Sultan Abdülmecid döneminde kavuşacak, ne var ki, bu görevde sadece on bir ay yedi gün kalabilecek, 29 Mayıs 1840’da azledilecektir).

Öte yandan Sultan Mahmud’a gönülden bağlı saray erkânından etkili bir grup, hekimlerin Padişah’ı kasten tedavi etmediklerini (yakın tarihimizde de benzer olaylar yaşanmadı mı?) düşünüyor, bu işten Padişah’ın oğlu Şehzade Abdülmecid’i ve Hüsrev Paşa’yı sorumlu tutuyorlardı. 

Yazının tamamını okumak için tıklayınız...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat