Lozan’da imparatorluk verdik devlet aldık!

  • GİRİŞ04.10.2016 10:16
  • GÜNCELLEME04.10.2016 10:16

Döner dönmez de kendimi bir Lozan tartışmasının içinde buldum…

Birkaç gün önce yaptığı bir konuşmada, Sayın Cumhurbaşkanımız, öteden beni tartışılan Lozan Andlaşması konusuna değinmiş ve çarpıcı bir ifade kullanmıştı:

“Bize Lozan’ı zafer diye yutturmaya çalıştılar”…

Sayın Cumhurbaşkanımıza göre, Lozan bir zafer değil, “Hem projenin gerisindeki silüetler, hem darbenin başarılı olması halinde eyleme geçirilecek plan itibariyle… 1912’den 1923’e kadar kısa sürede 5’te bire düşen topraklarımızdan geri kalanının işgali teşebbüsü”dür.

“1920’de bize Sevr’i gösterdiler, 1923’te Lozan’a razı ettiler… Şöyle bağırsan sesinin duyulacağı adaları biz Lozan’la verdik. Kıt’a sahanlığı ne olacak, havada ne olacak, karada ne olacak hâlâ bunun mücadelesini veriyoruz. 

İşte bunun nedeni, o anlaşmada masaya oturanlar. O masaya oturanlar bunun hakkını veremediler, veremedikleri için onun sıkıntısını şimdi biz yaşıyoruz. Herhalde bu darbe (15 Temmuz darbesi) başarılı olsaydı, Sevr’i bile aratacak bir anlaşmayla karşımıza çıkacaklardı.”

İçinde Atatürk geçen hiçbir konunun hiçbir şekilde eleştirilmemesi, yalnızca tasdik ve tasvip edilerek alkışlanması gerektiğine inanan çevreler, alışageldikleri üzere yine ezberlerini boşalttılar: Büyük bir öfkeyle Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı çıktılar, Lozan Andlaşması’nı göklere çıkardılar, “istiklâlimizin belgesi” türünden büyük lâflar ettiler, ancak takip edebildiğim kadarıyla, “akademik” değerde bir şey söyleyemediler.

Bunu hep yaparlar. Ne var ki, havai ve hayali olmaktan öteye geçemezler. Lozan tartışması devam edip gider. Çünkü bu konuda milli vicdan tatmin olmamıştır.

Lozan’a ilişkin ağır eleştiriler bugün başlamadı. Lozan sürecinde başladı ve devam ediyor.

Meselâ Atatürk’ün Başkanı bulunduğu Meclis’te İzmit Milletvekili olan Sırrı Bey, Musul’un konferans dışı bırakılması üzerine, Meclis kürsüsünden şunları söylüyor: 

“Lozan’da Misak-ı Milli’den feragat ettiler… Arazi meselesinin hiçbir noktası temin olunamadı ve binaenaleyh milletin senelerden beri etrafında dönüp dolaştığı ve âleme ilan edilen Misak-ı Milli çiğnendi, heba edildi, iptal edildi, battal edildi…” (Prof. Dr. Mustafa Budak, İdealden Gerçeğe, Misak-ı Milli’den Lozan’a Dış Politika, Küre Yayınları, İstanbul 2002, sayfa 383, 384).

Birinci Meclis’in Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey (ki bir süre sonra katledilmiştir) ise aynı kürsüden avazı çıktığı kadar bağırıyor: 

“Mehmetçiğin süngüsü ile kazanılan muazzam zafer, Lozan’da heba edilmiştir!” (Ali Fuad Cebesoy’un Siyasi Hatıraları, İstanbul 1957, sayfa 281).

Milli Mücadele kahramanlarından Rauf Orbay inim inim inliyor: 

“Misak-ı Milli yarım kaldı.”

Milli Mücadele’yi başlatıp yöneten Birinci Meclis’in Lozan’ı onaylaması zora girmişti. Mustafa Kemal ve arkadaşları bunun da çaresini buldular. Meclis feshedildi. Ama bu olay millete, “Meclis kendini feshetti” diye açıklandı.

İkinci Meclis, Mustafa Kemal’in onayladığı isimlerden oluşturuldu. Muhaliflerden tek bir kişi dahi aday gösterilmedi (Mehmed Âkif dâhil).  

Dönemin “inkılâpçı” gazetecilerinden İsmail Habip Sevük, Mustafa Kemal’in “Kız gibi bir meclis yapacağım” dediğini aktarıyor. (İsmail Habip Sevük, Atatürk İçin, cild 1, sayfa 274). 

Yani Lozan defteri hâlâ kapanmadı. Bu pranga hâlâ Türkiye’nin ayaklarına dolaşıyor. Korunması zor dağlık bölgelerden çizilen sınırlar yüzünden kaçakçılık ve terör tehdidi altında yaşıyoruz. Yunanistan’la Kıta Sahanlığı problemi ve Kıbrıs sorunu devam ediyor. Kısacası Türkiye’nin hareket kabiliyeti kısıtlanıyor. 

Ezbere atılan “zafer” çığlıklarından gına geldi. Artık Lozan özgürce tartışılmalı ki, akla kara ortaya çıksın. Bu bakımdan Sayın Cumhurbaşkanımızhaklı.

Yarın, “Kız gibi” denen İkinci Meclis’teki tartışmalara bakalım. 

Yorumlar7

  • serkan 9 yıl önce Şikayet Et
    bir savasa daha girmeye takati kalmamış turk halkının damat ferit ve heyetinin imzaladıgı serv anlasmasını temizlemeye calışmaları 1 yıllık lozan gorusmelerınde yapılmıs dönemin sovyetler birligi yeni bir savasta turkiyenin yanındayız demesiyle damat ferit anlaşması bu hale gelmiş yani (serv)
    Cevapla
  • canmehmet 5 yıl önce Şikayet Et
    "Sevr Antlaşması" diye (Meclis tarafından onaylanmış) bir olay yok. Bunun yürürlüğe girmesi için (Sultan, Kral, Hükümdar dahil) Meclis tarafından onaylanması gerekir. Kesinlikle böyle bir onay yoktur. Çünkü o tarihte (10 Ağustos 1920'de) Osmanlı Devletinde bir meclis yoktur, dağıtılmıştır. Tek Mecliste Ankara'dadır. Kısa bir araştırmada bunu siz de göreceksiniz. Ülkemizde şu kadar akademisyen, tarihçi var, insan biraz ilminden utanır da gerçekleri yazar.
  • ramazan 9 yıl önce Şikayet Et
    Allah için hakkı söyleyen ve yazan insanların adedini çoğaltsın İnşaallah amin.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Yıldırım 9 yıl önce Şikayet Et
    lozan anlaşması ile Aslandan Kediye dönüştük, güya çağdaşlaştık (inkilap adı altında ) tüm hafızamızı sildiler bizi yeni yetme bir devlet haline getirdiler
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Coşkun BAĞCI 9 yıl önce Şikayet Et
    Biz avam tabakayı aydınlatmak siz büyüklerimize dusuyor. Teşekkür ederiz..
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • ahmet akyslalcin 9 yıl önce Şikayet Et
    Allah razi olsun hocam
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat